Tabip Odası: Sağlık yasası teklifi herkese tehdit
İstanbul Tabip Odası, kamuoyuna 'Sağlıkta Şiddet Yasası' olarak lanse edilen ve TBMM komisyonundan geçen yasa teklifinin şiddeti azaltmak için dahi hiçbir düzenleme getirmediği eleştirisinde bulundu. Teklifin ayrıca sağlıkçıların çalışma hakkına yönelik tehdit oluşturduğunu belirten Oda, "Sizin 'terör örgütlerine iltisakınız yahut irtibatınız olup olmadığını' değerlendirmek tamamen yöneticilerin iki dudağı arasında. Onlar sizinle ilgili böyle bir değerlendirme yaparsa ne itiraz etmeniz ne de dava açmanız mümkün değil" uyarısı yaptı.
DUVAR - KHK'li ve 'güvenlik soruşturması' nedeniyle ataması yapılmayan doktorlara özel sektörde de çalışma yasağı getiren teklife, İstanbul Tabip Odası'ndan tepki geldi. Bugün saat 18.30'da hekimlerin katılımıyla basın açıklaması yapacak olan oda, TBMM Sağlık Komisyonu'ndan geçen teklifi mercek altına aldı.
'Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 44 maddelik bir torba teklif olduğunu hatırlatan Tabip Odası, getirilmek istenen düzenlemelere ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
ÇALIŞMA YASAĞI: Kamuoyuna “Sağlıkta Şiddet Yasası” olarak yansıtılıyor. Oysa Kanun Teklifinin sadece 24. maddesi sağlıkta şiddetle ilgili ve de sağlıkta çoktan istiap haddini aşmış olan, her birimizin yaşam hakkını tehdit eden şiddeti bırakın ortadan kaldırmayı, azaltmak için bile hiçbir yeni düzenleme getirmiyor. Kanun Teklifinin 5. maddesi ise tam bir felaket. Eğer Meclis’ten geçecek ve yasalaşacak olursa “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilerek kamu görevinden çıkarılan” hekimlerin Sosyal Güvenlik Kurumu anlaşması olan sağlık kurumlarında çalışması yasaklanacak. “Güvenlik soruşturması sonucuna göre kamu görevine alınmayan tabiplerden devlet hizmeti yükümlüsü olanlar” ise 600 gün süreyle hiçbir yerde hekimlik yapamayacak.
YARGI KARARI GEREKMİYOR: “Benim terör örgütlerine üyeliğim, mensubiyetim veya iltisakım yahut irtibatım yok. Beni ilgilendirmez” diye düşünebilirsiniz. Öyle değil! Bu madde kapsamına alınmanız için herhangi bir yargı kararı gerekmiyor. Sizin “terör örgütlerine üyeliğiniz, mensubiyetiniz veya iltisakınız yahut irtibatınız olup olmadığını” değerlendirmek tamamen yöneticilerin iki dudağı arasında. Onlar sizinle ilgili böyle bir değerlendirme yaparsa ne itiraz etmeniz ne de dava açmanız mümkün değil. Anında kamudan ihraç edilebilirsiniz ve de SGK anlaşmalı sağlık kurumlarında da çalışamazsınız. (SGK anlaşması olmayan sağlık kurumu bulmak ya da muayenehane açmanın nasıl imkânsız olduğunu ise hepimiz biliyoruz.)
TERÖR ÖRGÜTÜ İDDİASIYLA GAZETECİLER, HATTA GENELKURMAY BAŞKANI TUTUKLANDI: “Yok canım, benim terör örgütlerine üyeliğim, mensubiyetim veya iltisakım yahut irtibatım olmadığını herkes bilir” diye düşünebilirsiniz. Öyle değil! Bu ülkede terör örgütleriyle hiçbir ilişkisi olmayan aydınların, gazetecilerin, milletvekillerinin, generallerin, hatta eski bir Genelkurmay Başkanı’nın nasıl da terör örgütü üyesi, yöneticisi olarak tutuklanıp hapse atıldığını hepimiz biliyoruz.
GÜVENLİK SORUŞTURMASINA HERKES TAKILABİLİR: “Ne alaka? Ben hayatımda karakola bile düşmedim” diye düşünebilirsiniz. Öyle değil! Güvenlik soruşturması engeline takılmanız için hakkınızda herhangi bir gözaltı, yargılama, cezaya çarptırma işlemi gerekmiyor. Doğum yeriniz, etnik kimliğiniz, mezhebiniz, muhalif kimlikli bir akrabanız, okuduğunuz gazete, mahalle bakkalınızın veya apartman görevlinizin sizinle ilgili vereceği bilgi ya da sosyal medyada yaptığınız bir paylaşım yeterli.
KARARI DÜZELTTİRMENİZ MÜMKÜN DEĞİL: “O kadar da değil. Öyle bir haksızlıkla karşılaşırsam itiraz eder, durumun düzeltilmesini sağlarım” diye düşünebilirsiniz. Öyle değil! Güvenlik soruşturmanız bir kez bir şekilde negatif geldiyse herhangi bir makama ya da mahkemeye başvurarak düzelttirmeniz mümkün değil.
KAPSAMI GENİŞLETMEYECEKLERİNİN GARANTİSİ YOK: “Ben zaten özelde çalışıyorum. Kamudan ihraç edilemeyeceğim için bu düzenlemeler bana uygulanamaz” diye düşünebilirsiniz. Öyle değil! Bugün kamudan çalışanlara haksız, hukuksuz olduğu bu kadar açık olan bu yasakları getirenlerin yarın aynı düzenlemeyi özel sağlık sektörünü kapsayacak şekilde genişletmeyeceklerinin hiçbir garantisi yok.
TEKLİF HERKESİ TEHDİT EDİYOR: Son olarak, “Ben zaten mevcut siyasi iktidarı destekliyorum. Bana bir şey olmaz” diye düşünebilirsiniz. Öyle değil! Bu ülkede siyasi zeminin ne kadar kaygan olduğunu; dünün anlı şanlı mağrurlarının birden bire nasıl birer “mağdur”a dönüştüğünü hep birlikte izliyoruz. Yarın ne olacağını hiç kimse bilemez. İstanbul Tabip Odası olarak diyoruz ki; TBMM’nin gündemindeki bu Kanun Teklifi sadece şu an KHK’larla kamudan ihraç edilmiş ya da güvenlik soruşturması nedeniyle ataması yapılmamış hekimleri değil, hepimizi tehdit ediyor. Gelin, birlik olalım; hep birlikte karşı çıkalım.
(HABER MERKEZİ)