KESK'ten 'yoksulluk' mitingi: Payımıza düşeni kabul etmiyoruz

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (KESK) çağrısıyla krize, yoksullaşmaya, işsizliğe, güvencesizliğe karşı bir araya gelen binlerce işçi ve emekçi “Krizin faturasını ödemeyeceğiz” dedi.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (KESK) çağrısıyla İzmir’de "Yoksullaşmaya, İşsizliğe, Güvencesizliğe Karşı" bölge mitingi düzenledi. Gündoğdu Meydanı’nda gerçekleştirilen mitinge İzmir dışında Muğla, Aydın, Manisa, Denizli, Balıkesir, Uşak illerinden de katılım oldu.

KESK'in çağrısıyla bir araya gelen kamu emekçileri, 'ek zam, vergi diliminde düzenleme, esnek ve angarya çalışmanın kaldırılması, iş güvencesi' talep etti. İzmir Emek ve Demokrasi Güçlerinin de geniş katılım sağladığı mitingde belediye emekçileri de “ekmeğine sahip çık” talepleriyle katıldı.

KESK Şubeler Platformu adına açılış konuşmasını Çağdaş Yazıcı yaptı. 'OHAL döneminde yasaklanan grevleri' hatırlatan Yazıcı şöyle devam etti; "İki yıl boyunca süren OHAL döneminde emekçileri-ezilenleri bu alanlardan meydanlardan uzaklaştırmak için ellerinden geleni yaptılar. Hepiniz hatırlayacaksınız; OHAL'in mimarı 2017 yazında patronların karşısında, "OHAL varken işçiler grev, eylem yapamıyor. OHAL vesilesi ile müsaade etmiyoruz. İşleriniz iyi gidiyor" dememiş miydi? Bugün adı kalksa da kendisi süren OHAL uygulamaları ülkenin her yerinde geçerli. Yoksulluğun derinleştiği, sömürü ve sermaye politikalarının ise iflas ettiği, enkazı da bizlerin kaldırmamızı istedikleri koşullarda OHAL'in, tüm baskı politikalarının anlamı bugün daha net.”

'KHK'LAR GİDECEK, BİZ KALACAĞIZ!'

Patronların ve sermayenin tüm çabasına rağmen OHAL koşularının başarısız kılındığını belirten Yazıcı, “KHK'ları, kayyumları, OHAL'leri kar etmedi. Fikrimiz değişmedi. Tüm baskı uygulamalarına rağmen, kullandıkları açık zora, şiddete, hatta katliamlara rağmen, kentleri yıkmalarına, gece yarısı operasyonlarına, on binlerce insanı zindana göndermelerine, yine on binlerce insanı işlerinden ekmeklerinden etmelerine rağmen,  iktidarın bütün olanaklarını kullanmalarına rağmen bu topraklardaki milyonlarca emekçinin itirazı ve öfkesi dinmedi. Dindiremediler, mas edemediler. Bilakis bu öfke artıyor. Korku ve baskı ile bu coğrafyaya egemen olmaya çalışanların da korkuları artıyor. Çünkü biliyorlar; onlar gidecek, biz kalacağız! KHK'lar gidecek biz kalacağız!” şeklide konuştu.

Yazıcı konuşmasını şöyle sürdürdü; “KESK bugün yoksulluğa, işsizliğe, güvencesizliğe karşı İzmir'den sesini yükseltiyor. Bu ses Samsun'da, Adana'da, Amed'te, İstanbul'da, Ankara'da gerçekleştirilecek bölge mitinglerimizde büyüyerek yankılanacak. Örgütlenerek, birleşerek, mücadele ederek bu haramilerin saltanatına son verecek bir halk seferberliğini birlikte yaratacağız. Türkiye'de işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin gideceği bir başka yolu daha yoktur. Payımıza düşeni, bize reva görüleni kabul etmiyoruz. Payımıza baskı, yasak, korku düşüyor.  Payımıza azalan-eriyen ücretler, tırmanan enflasyon, artan pahalılık, yükselen işsizlik düşüyor. Bu tabloyu birlikte değiştirelim"

'TEMEL SORUN KRİZİN FATURASININ KİM TARAFINDAN ÖDENECEĞİ SORUNUDUR'

Yazıcı’nın ardından söz alan KESK Eş Başkanı Aysun Gezen söz aldı. 'Aynı gemideyiz' diyenlere seslenen Gezen şöyle konuştu; "Ülkeyi yönetenler her zaman olduğu gibi bugün de yaşanan krizin faturasını ücretli kesimler başta olmak üzere yoksul halkın sırtına yıkmayı hedefliyor. Ülkede yaşanan krizin faturası sömürü, talan, yağma ve baskı düzeninden beslenen yüzde 1’e değil,  bu düzenin mağduru olan yüzde 99’a kesilmek isteniyor. Bu gemi hala ayakta ise bizim sayemizde ayakta. Biz bu geminin yol alması için işimizden, ekmeğimizden, canımızdan fazlası ile fedakarlıkta bulunduk. İktidarların bir müptela gibi vazgeçmediği neoliberal politikaların faturasını fazlası ile ödedik. Bizim bu düzene borcumuz yok. Tam tersine yıllardır hep kaybedenler olarak alacağımız var."

Gezen'in hatırlattığı talepler ise şöyle;

- Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamların geri alınmasını, zam yapılmaması.

- Tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğine son verilmesini.

- Kriz bahanesi ile yaşanan işten çıkarmalara, ücretsiz izinlere son verilmesi.

- Rekor üstüne rekor kıran enflasyon karşısında başta asgari ücret olmak üzere ücretlerimizde-maaşlarımızda yaşanan erimenin gerçek enflasyona göre satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak telafi edilmesi.

- Hem Yeni Ekonomi Programı’ndaki hem de Merkez Bankası’nın yenilediği enflasyon hedefleri ile hükmünü çoktan yitirdiği tescillenen toplu sözleşmenin derhal yenilenmesi.

- Kamuya alımlarda eşitsizliği artıran, torpilin, kayırmanın, kadrolaşmanın önünü açan mülakat, sözlü sınav, güvenlik araştırması ve arşiv kaydı uygulamasına son verilmesi.

- Emeğin haklarını yok eden KHK’lerin iptal edilmesi.

- OHAL KHK’leri ile herhangi bir hukuki delil ve mahkeme kararı olmadan işinden ekmeğinden edilen tüm kamu emekçilerinin işine iade edilmesi.

- Kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesi.

- Kadınların sürekli, güvenceli işlerde istihdam edilmesinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçe hakkının hayata geçirilmesi.

- Herkese güvenceli iş ve güvenli gelecek sağlanması.