Eğitim-Sen'den taciz protestosu
Muğla'da öğrencilere yönelik cinsel taciz, Eğitim-Sen ve Veli-Der tarafından protesto edildi. Çocuklar için etkili, kolay ulaşılabilir, güvenilir ve hak temelli başvuru mekanizmaları oluşturulması çağrısı yapıldı.
DUVAR - Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Muğla Şube Başkanlığı ile Veli-Öğrenci Derneği (Veli-Der) üyeleri, Ortaca'da 23 kız öğrenciye cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla hakkında başlatılan adli ve idari soruşturma sonrası açığa alınan Eğitim-Bir-Sen Muğla Şube Başkan Yardımcısı ve felsefe öğretmeni S.Y.'ye (53) düzenledikleri eylem ve basın açıklamasıyla tepki gösterdi.
Ortaca Yunus Emre Anadolu Lisesi'nde felsefe öğretmeni olan, Eğitim-Bir-Sen Muğla Şube Başkan Yardımcısı S.Y. hakkında, 2 hafta önce öğrencilere cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla çok sayıda veli tarafından şikayet dilekçesi verildi. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün durumu bildirmesi üzerine Ortaca Cumhuriyet Savcılığı tarafından evli, 2 çocuk babası, 25 yıllık öğretmen S.Y. ile ilgili soruşturma başlatıldı. Farklı günlerde 23 kız öğrenciye cinsel tacizde bulunduğu ileri sürülen S.Y., hakkındaki adli ve idari soruşturma kapsamında 13 Kasım'da açığa alındı.
Eğitim-Sen Muğla Şube Başkanlığı ile Veli-Der üyeleri, olayın ulusal ve yerel basında haber olarak yer almasının ardından Sınırsızlık Meydanı'nda bir araya gelip, S.Y.'yi protesto etti. 'Çocuk susar, sen susma, istismara sessiz kalma' pankartının açıldığı protesto gösterisinde, 'Çocuğuma, geleceğime dokunma', 'Tecavüzü aklama, suça ortak olma', 'Rıza yok, tecavüz var', 'Çocuklarımızın düşleri için, çocuk katillerinin peşindeyiz' dövizleri taşındı.
'ETKİLİ YARGILAMA YAPILMALI'
Grup adına basın açıklamasını okuyan Nurhan Aldan, şunları söyledi:
"Birkaç gün önce, Ortaca ilçesinde felsefe öğretmeni olarak çalışan ve bir sendikada başkan yardımcısı olarak görev yapan S.Y., 23 öğrenciyi taciz ettiği iddiası ile savcılık talebi ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından açığa alındığını basından öğrendik. Yeryüzünün her köşesinde 18 yaşın altında bulunan herkes çocuktur ve çocuğa yönelik cinsel istismar, bireysel bir sapkınlık ya da hastalık değil tıpkı kadın istismarı ve kadına yönelik şiddet gibi toplumdaki erkek egemen kavrayış ve uygulamaların sebep olduğu ve meşrulaştırdığı bir şiddet suçudur. Her yaşta ve her alanda toplumsal cinsiyet eğitimi yaygınlaştırılmalı, eğitim müfredatında zorunlu ders olarak yer almalıdır. Yasa gereği 18 yaşın altındaki her birey çocuktur. Tüm yasalar buna göre düzenlenmelidir. Çocuklar için etkili, kolay ulaşılabilir, güvenilir ve hak temelli başvuru mekanizmaları oluşturulmalı, çocuklar güçlendirilmelidir. Çocukların en temel hakkı olan barınma hizmeti kamusal hale getirilmeli ve çocukların toplu yaşadığı bu kurumlar uzman kişilerce denetlenmelidir. Özellikle sağlık çalışanları ve eğitimciler başta olmak üzere, kamuda çocuklarla çalışan tüm bireylere cinsel istismarı önleme ve tanıma sorumluluğu üzerine eğitimler gerçekleştirilmelidir. İstismarı gerekli kurumlara bildirme yükümlülüğünün tüm toplumca benimsenmesi sağlanmalıdır. Cinsel istismarın hiçbir gerekçe ile cezasız kalmaması sağlanmalı, etkili yargılama yapılmalıdır. Mevcut yasalar ve uluslararası sözleşmeler işletilmeli ve bu süreçlerin şeffaflık kazanması sağlanmalıdır. İstismar suçunda, gerekli önlemleri almayanlar, istismarı gizleyenler, istismara zemin açanlar, istismarcıyı koruyanlar, çocuğu güçsüzleştirenler de faildir. Tüm faillerle ilgili yaptırımlar gerçekleştirilmeli, adalet sağlanmalıdır."
(MUĞLA-DHA)