Cumartesi Anneleri: Kime ne yaptık da Galatasaray bize yasaklandı?

Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 713’üncü haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelmek isteyen Cumartesi Anneleri, polisler tarafından engellendi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve parti Milletvekili Zeynel Özel’in katılarak destek verdiği eylemlerinde anneler, bu hafta 21 Kasım 1980’de gözaltına alınarak kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbetini sordu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki eyleminde 38 yıl önce gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in akıbeti soruldu. Kardeşi Faruk Eren, Galatasaray Meydanı’nın kendilerine yasaklanmasına“Unutmasınlar İHD evimiz, Galatasaray mezarımızdır. Biz ne evimizden ne mezarımızdan ne de mezar arayışlarımızdan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Mezapotamya Ajansı'nın haberine göre, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 713’üncü haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelmek isteyen Cumartesi Anneleri, polisler tarafından engellendi. Eylem öncesi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokak, ablukaya alındı. Bina önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, üzerlerinde kaybedilen isimlerin fotoğraflarının bulunduğu tişörtler giyip, ellerinde kayıpların fotoğraflarını ve karanfiller taşıdı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve parti Milletvekili Zeynel Özel’in katılarak destek verdiği eylemlerinde anneler, bu hafta 21 Kasım 1980’de gözaltına alınarak kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbetini sordu.

‘GÖZALTINDA BÖYLE BİRİ YOK’ DENİLDİ

Cumartesi İnsanları’ndan Sebla Arcan tarafından yapılan açıklamada, yasama ve yürütme organlarının tüm işlem ve eylemlerinin hukuk denetimine alınması ve Türkiye'nin bir hukuk devleti olması yönündeki talepler dile getirildi. Arcan, 14 haftadır Galatasaray Meydanı’nda yapmak istedikleri eylemlerinin engellenmesine değindi.

12 Eylül askeri darbesinin ardından Hayrettin Eren hakkında arama kararı çıkarıldığını belirten Arcan, “21 Kasım 1980 tarihinde babasına ait 34 F 6798 plakalı otomobille evden ayrılan Hayrettin, bir arkadaşı ile buluşmak üzere Saraçhane Haşim İşcan Geçidi'ne gitti. Orada arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Önce Karagümrük Karakolu'na ardından da aynı operasyonda gözaltına alınan 8 kişi ile birlikte Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube'ye götürüldü” dedi. Anne Elmas Eren’in Gayrettepe polis karakolunun bahçesinde Eren’in kullandığı otomobili gördüğünü söyleyen Arcan, Elmas Eren’e buna rağmen “gözaltında böyle biri yok” cevabı verildiğini dile getirdi.

‘ETKİN BİR SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ’

Arcan, aynı operasyon kapsamında yakalanan 8 kişinin ise mahkemeye çıkarıldığını ve "Hayrettin Eren de bizimle birlikte gözaltındaydı” diyerek suç duyurunda bulunduğunu sözlerine ekledi. Ailenin ve İHD’nin sürdürdüğü hukuk mücadelesine rağmen, devletin etkin soruşturma yükümlülüğünü yerine getirmediğini ifade eden Arcan, “Takipsizlik, zaman aşımı kararlarıyla kapatılmak istenen dosya, tüm hukuki yollar tükenince 2014 yılında Anayasa Mahkemesi'ne taşındı” dedi.

ANNESİNİN MESAJI

Onun ardından konuşan Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, annesinin mesajını paylaştı. Anne Elmas Eren, mesajında şu sözlerle seslendi:

“Her şeye rağmen, her türlü baskıya, hakarete rağmen kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyen Cumartesi Annelerine ve İnsanlarına, basına sevgilerimi iletiyorum. Benim oğlum bir karıncayı dahi incitmezdi. Bizler de oğlum gibi karıncaya zarar vermeden Galatasaray’da kayıplarımızı aradık. Kime ne yaptık da bize Galatasaray’ı yasakladı?"

Annesinin mesajının ardından konuşmasına devam eden İkbal Eren, "Devlet, Cemal Kaşıkçı cinayetinin akıbetinin açıklanmasını istiyor, bu çok normal. Ancak 23 yıldır bizler de kayıplarımızın akıbetini arıyoruz ve ‘terörist’ olarak ilan edildik. Oysa şuan devlet de aynı şeyi yapıyor. O zaman ya devlette ‘teröristlik’ yapıyor ya da biz insanlık yapıyoruz. Bu ikiyüzlülükten vazgeçin” ifadesinde bulundu.

‘GALATASARAY VAZGEÇİLMEZİMİZDİR’

Paylaşılan bu mesajın ardından 8 Ekim 1980’de gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır konuştu. Kırbayır, “Hayrettin Eren, 38 yıl önce cuntacılar tarafından katledildi. Hayrettin Eren ve Hayrettin Erenler bu coğrafyada iyiyi ve güzeli yaşatmak için yolla çıktılar, ama yolları kesildi. Bizim yolumuzu da aynı zihniyet kesti. İHD önünde sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Biz kararlıyız. Galatasaray bizim olmazsa olmazımızdır. Galatasaray sesimiziz ülke dışına çıktığı bir yerdir. Sözüm güvenlik güçlerine değil, sözüm siyasi iradeyedir; Doğru iş yapmıyorsun. Galatasaray bizim vazgeçilmezimizdir” dedi.

FARUK EREN: GALATASARAY MEZARIMIZ!

Eren’nin kardeşi Faruk Eren ise, yaptığı konuşmada “23 yılımız Galatasaray’da geçti. Bizi şimdi buraya sıkıştılar. Ama şunu bilmiyorlar, yüzlerce kaybımız bizim zaten yüreğimize sıkışmış durumda” ifadelerini kullandı. Asla verdikleri mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyleyen Eren, “Unutmasınlar İHD bizim evimiz, Galatasaray bizim mezarımızdır. Biz ne evimizden ne mezarımızdan ne de mezar arayışlarımızdan vazgeçmeyeceğiz” diye seslendi.

‘ÇEK POLİSİNİ, AÇ MEYDANIMIZI’

Yapılan konuşmalarla açıklamaya son verilmesi sırasında 23 Şubat 1995’te gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, Galatasaray Meydanı’nın kendilerine kapatılmasına “Biz yaralıyız yaralı. Mezarsızlarımızı arıyoruz. Çek polisini buradan, aç meydanımızı” sözleriyle isyan etti.