KHK'li öğretmenlerden 24 Kasım mesajı: Çocuklarımıza ve okullarımıza geri döneceğiz
OHAL KHK'leriyle MEB bünyesindeki 36 bin 393 kişi ihraç edildi. İhraçlarının ardından iş bulamayan ve "sivil ölü"ye dönüştüklerini belirten öğretmenler 24 Kasım mesajlarını paylaştılar.
ANKARA - Eğitim Sen'in "Eğitimde ve Yüksek Öğretimde OHAL" başlıklı raporuna göre OHAL döneminde ilan edilen kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) Milli Eğitim Bakanlığı'ndan 36 bin 393 kişi ihraç edildi.
İhraçlarının ardından iş bulamayan ya da bulduğu geçici işlerle hayata tutunmaya çalışan öğretmenlerle 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde konuştuk. İhraçlarından önceki dönemde de 24 Kasım'ı "12 Eylül askeri darbesinin ürünü olduğu" gerekçesiyle kutlamadıklarını ifade eden öğretmenler güne dair düşüncelerini ve KHK'nin ardından yaşadıklarını paylaştılar.
'ÖĞRENCİLERİMİN HEYECANINI ÖZLÜYORUM'
Görsel sanatlar öğretmeni olarak 24 yıl çalışan ve 7 Şubat 2017'de yayımlanan KHK ile ihraç edilen Songül Tunçdevir, ihracının ardından uzun süre iş arayıp bulamayan öğretmenlerden biri. "Asgari ücretli iş dahi bulamadım" diyen Tunçdevir şunları söyledi:
"Biz Eğitim Sen'li öğretmenler olarak 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nü kutluyorduk. 24 Kasım'ı da bu zamana kadar sendikamızla birlikte öğretmenlerin sorunlarını dile getirdiğimiz bir gün olarak gördük. Mesleğimden iki yıldır uzak olmama rağmen öğretmenlerin özlük haklarının her geçen gün kötüleştiğini görüyorum. Bu süreçte de öğretmenlerin durumu hiçbir şekilde iyileşmedi. Ben 24 Kasım'ı kabul etmesem de öğrencilerimiz açısından duygusal bir yönü vardı. Öğrencilerimin o heyecanını özlüyorum, gözüm onları arıyor bugün de. Öğrencilerimi kucaklamak, öpmek onlara sarılmak çok hoşuma gidiyordu. O günden mahrum olduk. Bu sürecin sonunda işimize geri döneceğimizi biliyoruz ama daha suçumuz ne onu bile öğrenemedik. OHAL İnceleme Komisyonu'nun sonucunu ve olumsuzsa yargı yolunun açılmasını bekliyoruz. Fakat Komisyon da bizi oyalıyor ve kısa süreçte bunların son bulmasını istiyoruz."
'ÖĞRETMENLİĞİN BİR ANLAMI KALMADI'
Felsefe öğretmeni olarak 26 yıl çalışan ve ihraç edilen Nuray Şimşek, "24 Kasım'da binlerce insan Öğretmenler Gününü kutluyor fakat ben bunu kabul etmiyorum" dedi. KHK ile ihraç edilmelerinin ardından Öğretmenler Gününü kutlayamayan, hayatını idame ettiremeyen binlerce öğretmenin olduğunu söyleyen Şimşek şöyle konuştu:
"Bırakın öğretmenler 24 Kasım'ı kutlamayı çocuklarının karnını doyurmak için hayatla cebelleşiyorlar. Bu süreçte intihar eden öğretmenler ya da başka bir ülkeye gitmeye çalışırken yolculuklarda ölen öğretmenler oldu. Bu yüzden 24 Kasım'ın da kutlanacak bir yanı olmadığını düşünüyorum. Eğitim bir toplumun temeli diyoruz ama eğitimden bihaber bir grup insanın kendince yönlendirdiği eğitim sistemi içerisinde öğretmenliğin de bir anlamı kalmadı çünkü öğretmenler artık sadece yaşama kavgası içerisinde. Öğretmenlik topluma örnek olarak gösterilirdi ama şu anda kendi hayatlarını sürdürmekte zorlanıyorlar. O yüzden de bu kutlanacak bir gün değildir."
'ÖĞRENCİLERİMİZLE OLAMAMAK DAHA DA KÖTÜ HİSSETTİRİYOR'
Rehber öğretmen, okul psikolojik danışmanı İlhan Koyu ise ihracının ardından özel sektörde çalışmalarının da engellendiğini belirterek şunları ifade etti:
"Sigortalı bir işe girmemiz olanaksız, hastanelerde tedavi görmemiz paralı, yurt dışına çıkmamız yasak. Sosyal ölüler olarak yaklaşık 3 yılı geride bırakmış durumdayız. Açlıkla, sistematik işkenceyle mücadele etmeyi öğrenmiş bulunuyoruz ama öğrencilerimizden ayrı olmak bizim için alışılacak bir durum değil. Bu ayrılığın özlemini her gün yaşıyoruz ama Öğretmenler Günü gibi özel bir günde öğrencilerimizle birlikte olamamak daha da kötü hissettiriyor. İhracımın üzerinden 2 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen ne bir soruşturma ne bir mahkeme ne de herhangi bir tebligat almış değilim. OHAL İnceleme Komisyonu'na yaptığım başvuru da halen sonuçlanmadı. Biz öğretmenlerin yeri sokakta mendil satmak değildir. Öğretmen dilenci değildir. Öğretmen terörist hiç değildir. Öğretmen öğretendir, annedir, babadır. Evimiz okullarımız, çocuklarımızın yanıdır. Bizim gibi bilimsel, eşit, laik, anadilde, parasız eğitim isteyen öğretmenleri terörist ilan edemezsiniz. Biz çocuklarımıza ve okullarımıza geri döneceğiz bu haksızlık ve hukuksuzluk elbet bitecek."
'İNANDIĞIMIZ ŞEYLERİ SAVUNMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Atılma gerekçelerinin nedenini hâlâ bilmediklerini söyleyen sınıf öğretmeni Sema Uçar ise şöyle konuştu:
"Biz öğretmenler sadece okul içinde değil toplum içinde de mesleğimizin sorumluluklarını yerine getirmeye çalıştık. Parasız, eşit, demokratik ve eğitimi savunduk. Bunun için de sendikal mücadele yürüttük. Savaşa değil eğitime bütçe derken bir yandan da çocuklar ölmesin dedik. Siyasi iktidar kendisi gibi düşünmeyenleri yaşamdan ve toplumdan soyutlamaya çalışıyor. Tutuklayarak, aşından işinden ederek biat ettirmeye çalışıyor. Bizler dün olduğu gibi yarın da inandığımı şeyleri söylemekten ve savunmaktan vazgeçmeyeceğiz."