Havalimanı işçileri yemekhanede yargılanıyor!
Çalışma koşullarını protesto ettikleri için tutuklanan İstanbul Havalimanı işçilerinin ilk duruşması bugün Gaziosmanpaşa Adliyesi 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Duruşma, adliye yemekhanesinde yapılıyor.
DUVAR - 31'i tutuklu 61 havalimanı işçisi bugün hâkim karşısına çıktı. Milletvekillerinin de izlediği duruşmada avukatlar, iddianamenin reddedilerek, işçilerin beraatini talep etti. İnsanca çalışma koşulları talebiyle yaptıkları eylem nedeniyle yargılanan işçilerin davasının görülmesine, Gaziosmanpaşa Adliyesi 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlandı.
Evrensel'de yer alan habere göre duruşma adliyenin yemekhanesinde görüldü. HDP Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu ve Oya Ersoy ile TİP Genel Başkanı Erkan Baş, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker de duruşmayı izledi. Mahkeme kararıyla salondan çıkartılan gazeteciler ise tepkiler üzerine yeniden salona alındı.
ASKERLER VEKİLLERLE TARTIŞTI
Duruşmada savunma yapan avukatlar, iddianamenin reddedilmesini ve işçiler hakkında beraat kararı verilmesini istedi. Mahkeme başkanıysa, iddianamenin değerlendirilerek kabul edildiğini söyledi. Avukat Kazım Bayraktar konuştuğu sırada mahkeme başkanı sık sık müdahalede bulundu. Bayraktar, “İddianamede yer alan suçlama sadece güvenlik görevlilerine taş atılması ve benzeri şeyler. Ancak iddianamede yer alandan öncesi var; Neden eylemler oldu? gibi” dedi. Mahkeme başkanı ise “Esasa giriyorsunuz. Esasa girmeden beraat taleplerinizi alalım” yanıtını verdi. Bayraktar savunma yaptığı sırada, askerlerle milletvekilleri arasında da tartışma çıktı.
'PATRON-DEVLET İTTİFAKI'
Bayraktar yaptığı savunmada şunları söyledi: “Her şey işçilerin yönetime verdiği taleplerden sonra başladı. İddianame de buradan sonra başlıyor. Burada işçilerin hakları görüşülür. Dünyanın duyduğu, iddianamede yer alan el yazısıyla yazılan talepler var. O taleplerin birinde ücretlerinin arttırılması istenmiyor. Orada işçilerin koşulları var ve o koşulların düzeltilmesi isteniyor. Bu iddianame, patron-devlet ittifakının ifadesidir. Patronla onun ofisinde yapılan görüşmeye bile yanında devlet gücüyle geliyor. O görüşmelerde işçilerin talepleri de iddianamede yer almıyor. İşçilerin iş cinayetlerine ve ödenmeyen ücretlere ve diğer kötü koşullara karşı iş görmeme hakkı vardır. İddianame bu hakkın kullanılmasını suç olarak tanımlıyor.”
'HAK KULLANIMI SUÇ TEŞKİL ETMEZ'
Avukat Songül Beydilli de "Bu iddianame hukuki belge değildir, çünkü olayı ters yüz etmiştir. Hak kullanımı suç teşkil etmez, iddianame hak kullanımını suç haline getirmiştir. Barışçıl silahsız gösteri yapma hakkı vardır. Toplu eylem hakkı yasaldır” dedi.
Öte yandan duruşma öncesi duruşma öncesi düzenlenen açıklamaya, CHP milletvekilleri Kani Beko, Ali Şeker, Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Oya Ersoy, TİP milletvekilleri Erkan Baş ve Barış Atay CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, Emek partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, sendika ve meslek odası yöneticileri ile işçilerin aileleri katıldı. "Tutuklu işçiler serbest bırakılsın" pankartı açılarak, "İnşaat işçisi yalnız değildir", "İşçiler değil patronlar yargılansın", "İş kazası değil iş cinayeti" sloganları haykırıldı.
'52 İŞÇİ ÖLDÜ 1 PATRON YARGILANMADI'
İnşaat İş Sendikası'ndan Tezcan Acu, işçilerin kötü çalışma koşullarının devam ettiğini vurgulayarak, tüm tutukluların serbest bırakılması çağrısı yaptı. Dev Yapı İş’ten Cemal Özden de “52 ölümden daha fazlası var ölümleri saklıyorlar. İnşaat işçisi ya topluca öldüğünde ya da direndiğinde gündem olur, biz ölmek istemiyoruz” diye konuştu. Tutuklu bulunan Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut’un eşi Ayla Karabulut da, “Havaalanında 52 işçi öldü ama hiç bir patron yargılanmadı. Bugün hem işçilerin hem sendikacıların serbest bırakılması istiyorum” dedi.
Tutuklulardan Deniz Aslan'ın kardeşi Muhammed Aslan, “En sevdiğim abimin serbest bırakılmasını istiyorum, arkasındayız” dedi. Özkan Özkanlı'nın annesi Rahife Özkanlı da "İşçilerin serbest bırakılması için buradayız" derken gözyaşlarını tutamadı.
Basın açıklamasını okuyan Haluk Ağabeyoğlu, “Bugün burada aslında tüm bir işçi sınıfı ve emekçiler yargılanıyor. 14 Eylül’de incinmiş onurları, posası çıkmış bedenleriyle kolektif bir öfke yumağı olan işçi arkadaşlarımız seçtikleri temsilcileri ve sendika yöneticisi arkadaşlarımızla 17 maddelik bir talep listesi oluşturdular. O liste patronlar ve onları sözümona denetlemekle sorumlu resmi kurumlar hakkında yapılmış kolektif bir suç duyurusudur. İşçi sınıfının bu en örgütsüz, en sahipsiz bölüğünün onur çığlığıdır. Tüm bir işçi sınıfının onur çığlığı… Aynı zamanda direnme ve örgütlenme hakkını kullanma bilinci ve bir sınıf olma yönelimidir. Bugün burada bu yargılanıyor” ifadelerini kullandı.