İzmirlilerden İZBAN grevine destek: Perişan olduk ama haklarını almadan grevi bırakmasınlar

İZBAN'da grev dördüncü gününe girdi. Grevle ilgili görüşlerini sorduğumuz İzmirliler, zorluklar yaşadıklarını fakat grevi desteklediklerini söyledi. Nurgül Günay "Hepimiz perişan olduk, ama biz bu çileyi yine çekeriz. Yeter ki haklarını almadan bu grevi bırakmasınlar” dedi.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TCDD ortaklığı tarafından işletilen ve raylı sistemle toplu ulaşım hizmeti verilen İZBAN'da toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden sonuç alınamaması üzerine başlayan grev, dördüncü gününe girdi.

İşlerine geç kalmamak için özel araçlarını, belediye otobüslerini, metro, tramvay ve vapurları kullanmak zorunda kalan İzmirlilere, İZBAN işçilerinin daha iyi ve adaletli ücret hakları talebiyle başlattıkları greve dair düşüncelerini sorduk.

'BİREYSEL ZARARLARIMIZIN BİR ÖNEMİ YOK'

İZBAN durağından geri dönmek zorunda kalmasına rağmen kimseye kızgın olmadığını söyleyen Akın Heper, tramvay veya otobüsle de aynı yere gidebildiğini söylüyor.

Grevin meşru olduğunu belirten Heper, "Uzun vadede işçiye ve düzene katkı sağlayacaksa bu grev meşrudur. Herkes gitmek istediği yere gidebildiği sürece bu çok büyük bir sorun değil. Bizim bireysel zararlarımızın bir önemi yok. Umarım sonuç alırlar. Sadece işveren tarafından bir adım atılıyorsa bu, kurumun otoritesi açısından bir sorun. Öte yandan sadece işçiler tarafından bir teslim olma durumu olduğu takdirde de işçilerin herhangi bir söz hakkı kalmaz. O yüzden ortada buluşmak iki taraf için de en mantıklısı" dedi.

Bu durumun belediyenin önümüzdeki seçimleri kaybetmesi için ortaya atıldığını iddia eden emekli memur Kamile Öztürk, “Sonuçta bu devletin sorumluluğu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin değil. Ama insanlar bunu bilmediği için belediye yapıyor diye düşünüyor. Kış günü bu çileyi çektirmesinler, işçilerin hakkını versinler. İzmir’i bu kadar mağdur etmelerine gerek yok” diye konuştu.

'BİZ BU ÇİLEYİ YİNE ÇEKERİZ'

Halkın mağdur olmasına neden olduğu için bu tür grevleri desteklemediğini söyleyen Umut Aksoy “Şu anda okulum olmadığı için bir zorluk yaşamadım ama haftaya başlıyor. Okula gidebilmek için her gün İZBAN kullanmak zorundayım. Japonya’da yapılan grevlerde ulaşım hizmetlerinde çalışan işçiler halkı bedava bindiriyor, o şekilde grev yapıyorlar. Burada da böyle bir şey yapılabilirdi. Bir an önce anlaşma sağlamaları herkes için iyi olur” diyor.

Şirinyer’e gitmek için Alsancak’taki İZBAN durağına gelen Nurgül Günay, işçilerin yaptığı grevi haklı buluyor. Günay, “İşçilerin de yaşama hakkı var. 2000 lira maaşla kim ne yapabilir? Önceki yıl da aynı şeyi yaptılar. Hepimiz perişan olduk, ama biz bu çileyi yine çekeriz. Yeter ki haklarını almadan bu grevi bırakmasınlar” şeklinde konuştu.

'MAĞDURİYETE RAZIYIM, İŞÇİLER HAKKINI ALSIN'

Bir şirkette muhasebeci olarak çalışan Mustafa Özbakan, belediye ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ortak bir nokta bularak işçilerin isteğinin yerine getirmeleri gerektiğini söylüyor.

Mustafa Özbakan

3 gündür yaşadıkları sıkıntıya rağmen her türlü mağduriyete razı olduğunu dile getiren Özbakan, şöyle devam etti:

“Yerden göğe kadar her türlü desteği veriyorum. Ne gerekiyorsa yaparım. İmza atılması gerekiyorsa imza atalım. Onların da bakmakla sorumlu oldukları aileleri var. Evlerine giderken çocuklarına bir şey götürmek zorundalar. Enflasyon almış başını gidiyor. Bu işçilerin hepsi bizim başımızın tacı. Canla başla sabahtan akşama kadar mesai demiyorlar, bayram tatili demiyor, çalışıyorlar. Ben mağduriyete razıyım, yeter ki işçiler hakkını alsın.”

'İNSANLAR ARTIK KAZANMAYI ÖĞRENMELİ'

Emekli işçi Basri Çavuşoğlu, çalışanların hak mücadelesini desteklediğini söyleyerek yaşanan bu mağduriyetten, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni sorumlu tutuyor:

“Grev her zaman bir hak arama unsurudur. Bu ekonomik sıkıntı içinde işçiler gayet haklılar. Bu koşullarda geçinmeleri mümkün değil. İşçilerin kendi aralarında bölünme yaşamadan devam ederlerse sonuca ulaşacaklarına inanıyorum. Kendi adıma her türlü mağduriyete razıyım.”

Basri Çavuşoğlu

“İşçiler bir şey söylüyorsa mutlaka haklıdır" diyen Ayşe Arslan ise herhangi bir kesiminin yaşadığı en ufak adaletsizliğin toplumun tümünü etkilediğini söylüyor:

“En bencilinden düşünmeye başlarsak, evet, işime yarım saat daha geç gitmek durumunda kalıyorum. Onların hayatları zor olduğu için benim hayatım da zorlaşıyor; onlar mutsuz olunca ben de mutsuz oluyorum. Ama ben iki araçla işime gitmeye razıyım. Çünkü yolu ne olursa olsun insanlar artık kazanmayı öğrenmeli.”