Cumartesi Anneleri: Bedeli ne olursa olsun vazgeçmeyeceğiz

Cumartesi Anneleri 716. haftada İbrahim Demir, Agit Akipa ve avukatları Tahir Elçi'yi anlattı: "Hak ve özgürlük talep ettikleri için kaybedilen insanları gelecek kuşakların hatırlamaması, baskıcı iktidarların en büyük arzusudur."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İçişleri Bakanlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından Galatasaray Meydanı'ndaki oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri 716'ncı haftada İHD İstanbul Şubesi önünde bir araya geldi.

Polis kalkanları altında yapılan 716'ncı hafta açıklamasında 1991'de Şırnak'ın İdil ilçesinde gözaltında kaybedilen 36 yaşındaki İbrahim Demir ve 39 yaşındaki Agit Akipa'nın akıbeti soruldu.

'HAYIR BİTMEDİ DEME SORUMLULUĞUMUZU YERİNE GETİRİYORUZ'

716'ncı hafta açıklamasını gözaltında kayıp yakını Besna Tosun okudu. Galatasaray’daki buluşmalarının engellenişinin 17. haftasında seslerini kamuoyuna duyurmak için bir araya geldiklerini söyleyen Tosun, "Hak ve özgürlük talep ettikleri için kaybedilen insanları gelecek kuşakların hatırlamaması, baskıcı iktidarların en büyük arzusudur. Onların varlığını inkâr etmeleri, onları mezarsız yani mekansız bırakmaları bu yüzdendir. İnsanları 'yaşaması gerekenler' ile 'ölmesi gerekenler', 'hatırlanması gerekenler' ile 'unutulması gerekenler' olarak ayırırlar ve toplumdan da bunu kabullenmesini isterler. 'Kaybettim, bu mesele bitti' diye düşünürler. Bizler tüm engellemelere karşı yurttaşlık bilinciyle 'Hayır bitmedi!' deme sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz" dedi.

'YAŞATMAYACAĞIZ DİYE TEHDİT EDİLDİLER'

Tosun, şöyle devam etti: "36 yaşındaki İbrahim Demir ve 39 yaşındaki Agit Akipa, Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Çukurlu Köyü’nde yaşıyordu. Agit Akipa aynı zamanda köyün muhtarıydı. Köylüler üzerinde ağır bir koruculaştırma baskısı vardı. Köye giriş ve çıkışlar asker kontrolü altındaydı. Köy okulu karakol haline getirilmiş, bazı köylülerin evlerine el konmuş ve askerler yerleştirilmişti. Agit Akipa ve İbrahim Demir, askerlerin okulu, evleri ve köyü boşaltması için Kaymakamlığa ve İçişleri Bakanlığı’na başvurdu. Başvurudan sonra üzerlerindeki baskı daha da arttı ve karakol komutanı tarafından 'sizi yaşatmayacağız' diye tehdit edildiler."

12 Aralık 1991 tarihinde İbrahim Demir ve Agit Akipa'nın köye dönmek için İdil’den diğer köylülerle birlikte traktöre bindiğini, traktörün yolda askerler tarafından durdurulduğunu belirten Tosun, Demir ve Akipa'nın nasıl kaybedildiğini şöyle anlattı: "İbrahim Demir ve Agit Akipa Dargeçit Anıtlı Tabur Komutanlığı’na bağlı Ağaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük Komutanı ve askerleri tarafından gözaltına alındılar. Jandarma karakoluna giden ailelere, Karakol Komutanı 'Onları hiç görmedik' dedi. Bir asker gizlice aileleri 'mağaralara gidin' diye yönlendirdi. Bölgeyi köylülerle birlikte karış karış arayan aileler, 13 Aralık 1991 günü girişi taşla örülerek kapatılmış bir mağarada, kayıpların işkence görmüş, gözleri ve elleri bağlanmış haldeki cansız bedenlerine ulaştı. Olay hakkında başlatılan soruşturmada İdil Cumhuriyet Başsavcılığı Ağaçlı mezrasında bulunan piyade bölük komutanı üsteğmen ve ilgili er ve erbaşların 'adam öldürme' suçundan şüpheli olduğuna kanaat getirdi ve 18 Aralık 1991 tarihinde soruşturma açma izni almak için dosyayı Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu’na gönderdi. Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu 20 Mayıs 1992 tarihinde 'men’i muhakeme' kararı verdi. 2011 yılında aileler avukatları Tahir Elçi aracılığıyla İdil Cumhuriyet Başsavcılığı’na tekrar başvuruda bulundu. Savcılık dosyaya ulaşmak için ilgili kurumlara başvurdu. Ancak bütün kurumlar arşivlerinde herhangi bir dosya, bilgi veya belgeye rastlamadıklarını bildirdi. Bunun üzerine İdil Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Agit Akipa ve İbrahim Demir’in zorla kaybedilmesi ve dosyayı kaybeden Dargeçit Kaymakamlığı görevlileri hakkında 'görevi kötüye kullanmak'tan yeni bir soruşturma başlatıldı. Ancak yürütülen soruşturmalardan bugüne kadar bir sonuç alınmadı."

'DOSYANIN AVUKATI TAHİR ELÇİ...'

Demir ve Akipa'nın avukatlığını Diyarbakır Baro başkanıyken öldürülen Tahir Elçi yürütüyordu. "Elçi'nin de müvekkilleri gibi 28 Kasım 2015 tarihinde infaz edildiğini" söyleyen Tosun, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu kanlı tarih müvekkilden vekile devroldu. Yargı makamlarını İbrahim Demir, Agit Akipa ve Tahir Elçi dosyalarında etkin bir soruşturma ve yargılama faaliyeti icrası için göreve çağırıyoruz. Kayıplarımız için adalet istiyoruz. Kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’ı istiyoruz. Bedeli ne olursa olsun bu kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz."