KHK’li akademisyenlerden pasaport başvurusu
KHK'yle ihraç edilen bilim insanlarıyla milletvekilleri, Ankara İl Nüfus Müdürlüğü'ne pasaportlarındaki tahditlerin kaldırılması için başvuruda bulundu.
ANKARA - Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen bilim insanlarıyla KHK’li milletvekilleri, pasaport tahditlerinin kaldırılması için Ankara İl Nüfus Müdürlüğü’ne başvuruda bulundu.
Akademisyenlere KHK ile üniversitedeki görevlerinden ihraç edilen milletvekilleri HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu, CHP’li İbrahim Kaboğlu’nun yanı sıra CHP Milletvekilleri Gamze Taşcıer, Süleyman Bülbül, Ali Şeker ile HDP Milletvekilleri Saliha Aydeniz ve Gülüstan Koçyiğit eşlik etti.
‘PASAPORTLARIMIZI GERİ İSTİYORUZ’
Nüfus müdürlüğüne dilekçelerini teslim eden akademisyenler ardından, 'Pasaportlarımızı Geri İstiyoruz” başlığıyla basın açıklaması yaptı. Mülkiyeliler Birliği Başkanı Dinçer Demirkent’in okuduğu açıklamada, “OHAL sona ermiş olmasına rağmen sürdürülen pasaport tahditlerinin derhal kaldırılmasını istiyoruz” talebi dile getirildi.
‘ANASAYAL DEVLET OLACAK MI OLMAYACAK MI?
Başvurunun ardından konuşan İbrahim Kaboğlu, “Burada sorun, ülkemiz anayasal devlet olacak mı olmayacak mı? Anayasa madde 23’e göre herkesin seyahat özgürlüğü vardır ve tek sınır mahkeme kararının olmasıdır. Mahkeme kararı olmayan bu tahditlerin kaldırılması, Türkiye’nin anayasal devlet olduğuna dönük bir adım olacaktır” diye konuştu.
HDP’li Gergerlioğlu ise “İki buçuk yıldır süren haksızlığın bir an önce bitmesini istiyoruz. Bu tüm ihraç edilenlerin talebidir. Hepimiz duyarlı insanlar olarak en kısada bu yasağın kaldırılmasını istiyoruz” dedi.
Pasaportlarını talep eden akademisyenler, eleştiri ve taleplerini şöyle anlattı:
SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ ENGELLİYOR: Mahkeme ya da hâkimlik kararına dayanmayan pasaport tahditleri sadece biz akademisyenler için değil öğretmenler, mühendisler, doktorlar gibi farklı mesleklere sahip ihraç kamu çalışanları açısından da telafisi mümkün olmayan mağduriyetler yaratmaktadır. Bu tahditlerle eğitim, çalışma ve seyahat hak ve özgürlüklerimiz engellenmektedir.
BİLİMSEL ETKİNLİKLERE KATILAMIYORUZ: Biz akademisyenler söz konusu tahditler nedeniyle yurtdışındaki bilimsel etkinliklere katılamamaktayız. Lisansüstü eğitimlerini henüz tamamlamamış olanlarımız yurtdışındaki eğitim olanaklarından faydalanamamaktadır. İhraç işleminden sonra yurtdışındaki üniversitelerden burs kazanmış ya da iş teklifi almış olanlarımız kariyerlerini bir üniversite çatısı altında sürdürme olanağından mahrum bırakılmaktadır.
YASAKLAYAN MAHKEME KARARI YOK: Şunu vurgulamak isteriz ki, yurtdışına çıkışımızı yasaklayan bir hâkimlik ya da mahkeme kararı bulunmamaktadır. Sürdürülmekte olan pasaport tahditleri İçişleri Bakanlığı’nın idari bir kararına dayanmaktadır. Bu kararın meşru ve haklı bir nedeni yoktur. Öyle ki, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nun 15 Kasım 2018 tarihli oturumunda, pasaport tahditleriyle ilgili olarak kendisine yöneltilen bir soruya yanıt verirken şu ifadeleri kullanmıştır: “Özellikle idari tahditler konusunda da elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz, diğeri kanun meselesidir. Yani adli tarafın verdiği, mahkemelerin verdiği kararla ilgili düzeltmeyi mahkemeler yapmak durumundadırlar…”
Aynı konu üzerine gelen bir başka soruya ise şöyle cevap vermiştir: “Bu konuda hemen hemen birçok mesele gerek istihbari gerek adli olarak vuzuha kavuşmuştur ve burada idari olarak bizim üzerimizde mümkün olduğunca pasaport şerhlerinin kaldırılması noktasında bir tavır sergilediğimizi ve bunu uzun zamandan beri yaptığımızı, bunun birçok örnekleriyle birçok arkadaşımızın da karşılaştığını bir şekilde ifade etmek isterim.”
NEDEN SÜRDÜRÜLÜYOR: Bu açıklamalara rağmen pasaportlarımız üzerindeki tahditler halen sürdürülmektedir. Bugüne kadar iktidara ve politikalarına eleştirel bir perspektiften karşı çıkan; akademik-bilimsel çalışmalarını insan, toplum ve doğa yararına sürdüren ve içinde barış bildirisi imzacısı biz akademisyenlerin de yer aldığı çok sayıda bilim insanının ağır bir hukuksuzluk ve haksızlıkla karşı karşıya olduğu açıktır. Akademisyen ihraçlarının başladığı 1 Eylül 2016 tarihinden bu yana 28 ay geçmiş bulunmaktadır. Bu uzun süre boyunca bir hâkimlik veya mahkeme tarafından konmuş bir yurtdışı yasağı yokken, pasaportlarımıza konulan şerhlerin ve yeni pasaport alma başvurularımızın gerekçesiz bir şekilde reddedilmesinin nasıl bir meşru nedeni olabilir? Pasaport tahditleri neden sürdürülmektedir? Bu gayri-hukuki ve gayri meşru tahditler kaldırılmalı, pasaportlarımız geri verilmeli ve yeni pasaport almak üzere yaptığımız başvuruların gereği yapılmalıdır.