HDP: Açlık grevindekilere keyfi uygulamalar yapılıyor
HDP Milletvekilleri Ayşe Acar Başaran ve Berdan Öztürk cezaevlerinde süren açlık grevleriyle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, "Açlık grevindeki tutsaklara yönelik keyfi uygulamaları kabul etmiyoruz" dedi.
DUVAR - Tecride Karşı Özgürlük İnisiyatifi Sözcüleri HDP Milletvekilleri Ayşe Acar Başaran ve Berdan Öztürk, açlık grevindeki HDP Hakkari milletvekili Leyla Güven ve diğer mahpuslarla ilgili açıklamalarda bulundu. Cezaevlerinde açlık grevindeki mahpuslara B Vitamini verilmesi konusunda cezaevlerinde zorluk çıkartıldığı belirtilen açıklamada, "cezaevlerinde açlık grevindeki tutsaklara yönelik geliştirilen hukuksuz ve insanlık dışı uygulamaların, hayati vitaminlere erişim haklarına doğrultulan keyfi engellemelere derhal sona verilmelidir" denildi.
'B VİTAMİNİ VERİLMİYOR...'
Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan HDP Hakkari Milletvekili ve DTK Eş Genel Başkanı Leyla Güven’in, PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan ağırlaştırılmış tecridin sonlandırılması talebiyle 8 Kasım 2018’de başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi bugün itibariyle 77. gününe ulaştı. Güven’in eylemine, Türkiye cezaevlerinden yüzlerce birçok mahpus ve yurtdışından onlarca siyasetçi ile aktivist de katıldı. Tecride karşı Hewlêr’de 64 gündür süresiz dönüşümsüz açlık grevini sürdüren başka bir isim ise HDP üyesi Nasır Yağız. Sağlık durumu kritik bir eşiğe ulaştığı Yağız'ın baş ağrısı, mide bulantısı, tansiyon gibi rahatsızlıklar yaşamaya başladı.
HDP'li vekiller konuyla ilgili yaptıkları açıklamada, "Tecride karşı açlık grevlerinin devam ettiği Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi ile Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki tutsaklara, cezaevi yönetimi ve personelinin takındığı tutum derin endişeler yaratmaktadır. Avukatların bu iki cezaevine ziyaretleri sonucunda edindikleri bilgilere göre, açlık grevcilerinin fiziksel durumlarının cezaevi yönetimleri tarafından dikkate alınmadığı, tutsakların gerekli sağlık kontrollerinden geçirilmedikleri, keyfi disiplin cezaları aldıkları, talep ettikleri gazetelere erişimlerinin yasaklandığı veya kısıtlandığı, gerekli hijyenik koşulların sağlanmadığı anlaşılıyor" dedi.
Vekiller, Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Nevin Gökçe'nin de 5 Ocak 2019 tarihinde açlık grevine başladığını ancak 10. gününe kadar cezaevi yönetimi tarafından kendisine su, şeker ve yasal olarak verilmesi gereken B vitamini verilmediğini belirtti. Açıklamada şöyle denildi: "Yine Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Ramazan Sayan isimli tutsağa, cezaevi tarafından yalnızca bir defa B vitamini verildiği, şu anda verilmediği tespit edilmiştir. 17 Aralık 2018 tarihinde, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlayan mahpusların B vitamini temin etmekte zorluklarla karşılaştığı avukat raporlarına yansımıştır. Yine açlık grevcilerin durumlarını takip etmek üzere avukatlarca hazırlanan Açlık Grevi İzleme Formu’na, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde görevli infaz koruma memurları tarafından ‘müdürlükçe incelenecek’ gerekçesi ile el konulmuştur. Tutsakların tüm yaşam alanlarından tecrit edildiği, ortak alanlarının tamamının engellenerek izole bir yaşamın dayatıldığı gözlemlenmiştir."
HEKİMLERE ÇAĞRI
Açlık grevlerine ilişkin Dünya Tabipler Örgütü’nün duyurduğu ve son zamanlarda güncellenen Malta Bildirgesi’nin 11. Maddesi'ni hatırlatan vekiller, hekimlere de çağrıda bulunuldu: "Hekimler, mümkün olan en kısa süre içinde, açlık grevine gitmeyi düşünen kişinin tıbbi geçmişini ayrıntılı ve doğru biçimde edinmelidir. Var olan sağlık sorunlarının tıbbi sonuçları kişiye açıklanmalıdır. Hekimler, açlık grevcilerinin, bu eylemin sağlık açısından potansiyel sonuçlarını anlamalarını sağlamalı, eylemin sakıncalı yanlarını yalın bir dille anlatarak kendilerini önceden uyarmalıdır. Hekimler ayrıca sağlık üzerindeki zararların örneğin sıvı ve tiyamin (B1 vitamini) alımının artırılmasıyla nasıl asgaride tutulabileceğini ya da geciktirilebileceğini de anlatmalıdır. Kişinin açlık greviyle ilgili kararları anlık olabileceğinden grevin tıbbi sonuçlarının hasta tarafından tam olarak anlaşılmasının sağlanması kritik önemdedir. Hekim, sağlık alanında aydınlatılmış onam alma uygulamalarıyla uyumlu olarak, hastaya aktardıklarından ne anladığını sormalı ve böylece verilen bilgileri anladığından emin olmalıdır” denmektedir. Ancak bildirgede tariflenen bu durumun cezaevindeki görevli doktorlar tarafından uygulanmadığı, tutsaklar ile yapılan birebir görüşmelerde açığa çıkmıştır."