Eğitim Sen: Merdiven altı dershaneler artacak
Milli Eğitim Bakanlığı'nın özel öğretim kursları ve temel liselerin kapatılması kararının ardından açıklama yapan Eğitim Sen, "Dershanelerin kapatılacak olması olumlu olmakla birlikte, tek başına yeterli değildir" dedi.
ANKARA - Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), özel öğretim kurslarının 2019-2020 eğitim ve öğretim yılından itibaren, temel liselerin de 2018-2019 eğitim ve öğretim yılının sonunda kapatılacağını duyurdu. Konuyla ilgili açıklama yayınlayan Eğitim Sen, dershanelerin kapatılmasının savunulması gerektiğini belirtirken, “Ancak eğitimde eşitliği engelleyen diğer etkenlere dokunmadan, sadece dershanelerin kapatılması sorunu çözmeyecektir. Yükseköğretime geçiş sistemi değiştirilmeden, proje okul uygulaması sonlandırılmadan, eğitim hakkı piyasanın müdahalelerine karşı korunaklı hale getirilmeden sorunun çözümü mümkün değildir" dedi.
'HALK EĞİTİM MERKEZLERİNE HAZIRLIK KURSLARI AÇMA GÖREVİ VERİLMİŞTİ'
Özel Eğitim kurslarıyla ilgili tartışmanın uzun süredir devam ettiğini ve MEB'in konuyla ilgili önceden hazırlığının olduğunu belirten sendikanın açıklamasının satır başları şu şekilde:
ÖNCEDEN PLANLANDI: 11 Nisan 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “Hayat Boyu Öğrenme Kurumları Yönetmeliği”nde yapılan değişiklikle, halk eğitim merkezlerine, mezun durumda bulunan öğrencilere yükseköğretime hazırlık kursları açma görevi verilmişti. Örgün eğitim kurumlarına devam eden öğrencilere ise okul bünyesinde destekleme kursları açılması ilgili mevzuatla düzenlenmişti. Başlatılan uygulamalara bakıldığında, esasında şu an yapılanların neredeyse tamamının önceden planlananların yaşama geçirilmiş biçimi olduğu görülmektedir.
DERSHANELER EŞİTSİZLİĞİN NEDENİ: Dershanelerin veya özel öğretim kurumlarının varlığı eğitim alanında eşitsizliğin en önemli nedenlerinden biridir. Kamusal bir hizmet olarak eğitimin, en önemli özelliklerinden birinin “eşitlik” olması gerekirken, piyasacı uygulamalar ve özel öğretim kurumlarının, dershanelerin varlığı bu özelliği sürekli aşındırmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, dershanelerin kapatılması kesinlikle savunulması gereken bir durumdur. Ancak eğitimde eşitliği engelleyen diğer etkenlere dokunmadan, sadece dershanelerin kapatılması sorunu çözmeyecektir. Yükseköğretime geçiş sistemi değiştirilmeden, proje okul uygulaması sonlandırılmadan, eğitim hakkı piyasanın müdahalelerine karşı korunaklı hale getirilmeden sorunun çözümü mümkün değildir.
ORTAÖĞRETİM KURUMLARI DERSHANE GİBİ İŞLEMEYE BAŞLAYACAK: Şu an kapatılan dershanelerin yerine okulların dershaneye dönüştüğü bir dönem yaşanmaktadır. Okulların birbirleriyle ve özel öğretim kurumları ile rekabet ettiği bu dönemde, kamu okullarının nasıl dershanelere dönüştüğüne tanıklık etmekteyiz. Görünen o ki, önümüzdeki yıldan itibaren bu süreç hızlanacak ve sınavla öğrenci alan okullar başta olmak üzere, ortaöğretim kurumlarının büyük çoğunluğu dershane gibi işlemeye başlayacaktır.
EŞİTLİĞİN AŞINMASINA NEDEN OLACAK: Bu konuda diğer bir önemli nokta, ailelerin ekonomik durumunun eğitim ortamına etkisidir. Ekonomik durumu iyi olan ailelerin, dershanelerin kapatılması ile beraber özel dersler ve özel okullara yöneleceğini öngörmek gerekmektedir. Bu durumda ekonomik durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarının sahip oldukları olanaklarla ekonomik durumu iyi olanların sahip oldukları arasındaki fark eğitim alanında yaşanmakta olan eşitsizliğin derinleşmesine neden olacaktır. Bu da kamusal bir hizmet olarak eğitimin, sahip olması gereken en temel özelliklerinden biri olan “eşitliğin” aşınmasına neden olacaktır.
DURUM DAHA DA SORUNLU HÂLE GELECEK: Denetimsiz kurslar ve merdiven altı dershanelerin önümüzdeki dönem daha da artacağını bugünden söylemek mümkündür. Bütün bunlara, MEB’in önümüzdeki dönem sınavla öğrenci alacak olan okulların sayısını azaltacağı eklendiğinde, durumun daha da sorunlu hale gelmesi kaçınılmazdır.
ŞİMDİDEN ÖNLEM ALMAK GEREKİYOR: 11 Nisan 2018 tarihinde yapılan değişiklikle, halk eğitim merkezleri mezun durumunda bulunan öğrencilere dönük üniversiteye hazırlık kursları açacaktır.Bu durum, kamu yararı gözeterek yetişkin eğitimi vermesi gereken bir kurumun dershaneye dönüşme riskini içinde barındırmaktadır. Belirli bir süre sonra farklı halk eğitim merkezlerinin dışarıdan hoca tutarak, destekleme kursları açması ve katılımcılardan ücret talep etmesi hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Önümüzdeki dönem halk eğitim merkezlerinin yetişkinlerin gereksinimlerine dönük kurslar açmak yerine üniversiteye hazırlık kurslarına yönelmesine karşı şimdiden önlem almak gerekmektedir.
DÜZENLEMELER YAPILMALI: Dershanelerin kapatılacak olması olumlu olmakla birlikte, tek başına yeterli değildir. Bu nedenle MEB, hızla yükseköğretime geçiş başta olmak üzere, diğer alanlarla da ilgili gerekli önlemleri almalı ve ihtiyaç duyulan düzenlemeleri yapmalıdır.
KAMU KAYNAKLARI ÖZEL EĞİTİM KURUMLARINA AKTARILMAMALI: 28.01.2019 tarihinde geç saatlerde yapılan açıklamanın diğer bir konusu da özel okullarda okuyan öğrencilere verilen desteğin sonlandırılacağı ile ilgili olmuştur. Milli Eğitim Bakanı bu kararın gerekçesini açıklarken, özel okullara aktarılan kaynakların kamu okulları için kullanılacağını ifade etmiştir. Ancak dün yapılan açıklama ile görülmüştür ki, durum tam olarak bu şekilde değildir. “Organize sanayi bölgeleri ve bu bölgeler dışında açılan özel mesleki ve teknik eğitim okullarında öğrenim gören öğrenciler hariç olmak üzere” ifadesi ile desteğin hangi okullara gidecek öğrencilere verilmeye devam edileceği belirlenmiştir. Bu durum, MEB tarafından öğrencilerin geleceklerine dönük yapılan bir tercihin açık ifade edilmiş biçimidir. MEB’in uzun bir süreden bu yana öğrencilere adres olarak meslek liselerini göstermesi ve özel meslek liselerine gidecek öğrencilere yapılacak destekle asıl niyetin ne olduğu açığa çıkmıştır. Kamu kaynaklarının bu şekilde kullanılması kabul edilebilecek bir durum değildir. Kamu kaynakları kamu okulları için kullanılmalı, kamu kaynaklarının özel öğretim kurumlarına aktarılması uygulamasına son verilmelidir. (DUVAR)