Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül: Başımızı öne eğip düşünme zamanı geldi
Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni ve Albayrak Yayın Holding İcra Kurulu Üyesi İbrahim Karagül, "Türkiye'deki medya dilini ve gazetecileri" yazdı: “Konvansiyonel’den dijitale dönüş”ü bir kaçış olarak değerlendirme yerine gerçekten “yeni medya düşüncesi” üretme konusunu bir fırsat olarak kullanan kalıcı olacaktır. Bu, bir Türkiye meselesidir. Ortak meselemizdir. Başımızı öne eğip düşünme zamanı gelmiştir.
DUVAR - Hükümete yakın Yenişafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül bugünkü, "Yerli medya’ için tehlike çanları çalıyor.. Yabancı yayınlar neden aniden atağa geçti? ‘Konvansiyonelden dijitale geçiş’ kaçış mı? Az para, küçük kadro, etkin yayın mümkün!" başlıklı yazısında yeni bir 'medya dili'nin üretilmesinin bir 'zorunluluk' olduğunu söyledi. Konvansiyonel medya dilinin eskidiğine değinen Karagül, Türkiye'deki köşe yazarlarını da eleştirdi.
"Köşe yazarlarının günü kurtarma dışında bir kaygı ile kendilerini zorlama ihtiyacı duymamaları, çoğunun 'kerhen' bir yazı yazıp günü kurtarması, iddia ve fikirden çok 'ilişkiler' üzerine motive olmaları hazin bir göstergedir" diyen Karagül, "Muhabirlerin, editörlerin, yazı işleri yönetimlerinin iddia ve araştırma kabiliyetini kaybetmesi, bunu bilinçli olarak tercih etmesi, olağanüstü bir ataletin medya mutfaklarına hâkim olması, heyecanın kaybedilmesi, Türkiye’nin esas meseleleri üzerine düşünce üretme merakının azalması, küresel ölçekte tartışmalara ve eğilimlere ilginin neredeyse yok olması büyük bir tehlikedir" ifadelerini kullandı.
Karagül’ün yazısının ilgili satırları şöyle;
Son dönemde “yabancı” yayınlarının öne çıkmasını izliyorsunuzdur. Bu rastlantısal bir şey değil. Elbette siyasi hedefleri var ama yerli medyanın bıraktığı devasa boşluğa hücum ediyorlar. Deutsche Welle (DW), Sputnik, The Independent, Şarku’l-Avsat benzer yabancı yayınlar Türkiye’ye büyük yatırım yapıyor. ABD, Avrupa, Arap ülkeleri, Rusya, Çin Türkiye’de ciddi medya atağına girişti.
Özellikle S. Arabistan ve BAE, örtülü bir medya yapılanması yürütüyor. Binalar tutuluyor. Kadrolar kuruluyor, harıl harıl yayın hazırlıkları yapılıyor. Yerli medyanın etkisi azalırken yabancı medya organlarının etkisi artıyor.
Medya havzası yer değiştirecek.
Şunu bilelim: Medya ve kamuoyu iletişimi tamamen nitelik değiştirmiştir. Artık gazeteler üzerinden hatta televizyonlar üzerinden kamuoyu mobilizasyonu zor hale gelmiştir, tercih edilmemektedir. Bunun yerine dijital alan ve sosyal medya hızla güç kazanmaktadır. Facebook, twitter, youtube kanalları ve bunlara daha sonra katılacak benzer iletişim araçları küresel etkileme gücüdür. Siyasette, sosyal alanda, iş dünyasında herkes bu yüzden bu alana yönelmektedir.
Bu alan, ana akım medya mecrası, havzası olacaktır. Dünyada buna yönelik hazırlık yapılırken Türkiye’de yeterli projeksiyon ve yönelim henüz oluşmamıştır. Sosyal medya sektörleşecek, büyük sermaye hareketliliklerine zemin oluşturacaktır. Yine görüntüleme şirketleri ciddi sermaye hareketliliklerinin, birikimlerinin yöneldiği alan haline gelecek, öngörülemez ticari büyüklük ortayla çıkacaktır.
Para, teknoloji, bina yetmez. Bu bir Türkiye meselesidir..
Bütün bunlara yatırım yapın, para harcayın. Büyük binalar tutun, son model teknoloji aktarın. Eğer yeni bir dil üretemezseniz, eğer içerik üretemezseniz, eğer toplumsal etkinliği yeniden kuramazsanız bütün bu yatırımlar boşa gidecektir. Maalesef bugüne kadarki yatırımlar bu sonuçları verememiştir. Eksikliğin nerede olduğu ciddi bir sorundur ve cevabı mutlaka bulunmalıdır.
“Konvansiyonel’den dijitale dönüş”ü bir kaçış olarak değerlendirme yerine gerçekten “yeni medya düşüncesi” üretme konusunu bir fırsat olarak kullanan kalıcı olacaktır. Bu, bir Türkiye meselesidir. Ortak meselemizdir. Başımızı öne eğip düşünme zamanı gelmiştir. (YAZININ TAMAMI)