3 aydır hücrede tutulan Aksakoğlu'nun eşi: O sadece evde olmak istiyor!
Anadolu Kültür’e yapılan operasyon kapsamında gözaltına alınan hak savunucusu Yiğit Aksakoğlu’nun tutuklanmasının ardından tek kişilik hücrede tutuluyor. Eşinin hücrede tutulmasına tepki gösteren Ünzile Aksakoğlu, "Gün geçtikçe o kadar da kolay olmadığını, gazeteyi açıp göz gezdirdiğimiz haberlerden birisi olduğunu gördüm. Koca bir kaya evimizin ortasında duruyor" diyor.
DUVAR - Akademi, STK ve yerel yönetimler arasında köprü kurarak 0-3 yaş arası erken çocukluk dönemi için İstanbul95 projesini yürüten Bernard van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi Yiğit Aksakoğlu, Anadolu Kültür’e yapılan operasyonda tutuklandı, Aksakoğlu yaklaşık üç aydır Silivri Cezaevi'nde tek kişilik hücrede tutuluyor.
Cumhuriyet'ten Hilal Köse'ye konuşan, Aksakoğlu'nun eşi Ünzile Aksakoğlu, "Tecrit ona ağır geliyor. 'Sadece kendi sesimi duyuyorum' diyor. onun tek istediği şey evimizde olmak" diyor.
Biri üç, biri yedi yaşında iki kızınız var. Bu durumu biliyorlar mı?
Bir hafta sonra psikolog desteğiyle söyledim. Büyük bir yanlış anlaşılma var ve o yanlış anlaşılma giderilene kadar babanızı orada tutmak istiyorlar. Sabırla bekleyeceğiz dedim. Özellikle büyük kızım panik oldu. Şu çok çarpıcıydı. 'Abiler babanı iş için götürmemişler, ben de yeni öğrendim' diye konuşmaya başladım, 'Babam öldü mü?' diye sordu. 'Hayır, hayır' dedim hemen. 'Oh tamam' yaptı. Dinleme moduna geçti. Dramatik değil de, şaşkınlık veren hızlı bir diyalogtu.
Cezaevine ziyarete gidiyorsunuz birlikte...
Ayda bir hep beraber açık görüşe gidiyoruz. Çok erken bir saatte. Hiç arıza çıkarmıyorlar. Bazen hadi içeri girelim üşüdük diyorlar. Kızlarım gibi çok fazla çocuk var. Ben her çarşamba kapalı görüşe tek gidiyorum. Salı akşamı 'ne diyeyim babanıza' diye soruyorum. Beraber babalarına götüreceğim fotoğrafları seçiyoruz.
Ne düşünüyorsun tutuklama kararıyla ilgili?
Böyle bir şeyi hiç beklemiyorduk. Yiğit, belediyelerle, üniversitelerle, 0-6 yaş arası çocuklarla ilgili hak temelli çalışan birisi. Çok büyük bir yanlışlık var ve akşam gelecek diye bekledim. Gün geçtikçe o kadar da kolay olmadığını, gazeteyi açıp göz gezdirdiğimiz haberlerden birisi olduğunu gördüm. Koca bir kaya evimizin ortasında duruyor. Her anlamda. Her gün o kayanın yanından dolaşıp yaşamaya devam ediyoruz. Sabahları büyük kızımı Yiğit bırakırdı. İkisini birden bırakmayı denedim yapamadım. Gündelik hayatımızın basit parçaları bir anda çözmem gereken paketler olarak karşıma çıktı.
Sonrası için ne düşünüyorsun?
Öncelikle o da ben de anlamak istiyoruz. Neden? Neden sabah o saatte evimize gelindi. Neden baskın? Neden çağırmadılar. Hiçbir şey söylemediler alıp götürürken. Neden tutuklu yargılamak istiyorlar? Yiğit'in istediği tek şey bizimle evde olmak. Suç varsa ki yok onu evimizdeyken yargılayabilirlerdi. Neyle suçlandığını anlamak istiyoruz. Onu da bilmiyoruz. Ben hala çok büyük bir şanssızlık geldi bizi buldu ama bitecek diyorum.
Tutuklama kararını duyunca ne hissetmiştin?
O kısmı çok acıklıydı, hayatım boyunca hiç unutmayacağım bir sahne. O cumartesi 16 kişiyle ilgili sürekli haberler geliyordu. Onu bırakmışlar, onu da bırakmışlar diye. Yiğit'in sorgusu çok uzun sürdü. 3 kişi adliyeye sevk edildi Yiğit dahil. Birincisi serbest, ikincisi serbest. Bekleyenleri çok seviniyor. İyi haberi alıp bir yerlere doğru uzaklaşıyorlar, sen beklemeye devam ediyorsun. Sonra tutuklandı haber geldi. Çöktüm, kalkıp yürüyorum yine...Sanırım üç kere yere çöktüm. Nasıl söyleyeceğim kızlara diye düşünüyorum... Hastane önünde beklercesine bir yıkıntıyla eve döndüm. Şu an ağır gelen o çöktüğü anda yanında olamamak. Evlilik dediğin şey o çöktüğünde kaldırabilmek bence.