Gizli tanık Venüs yokmuş!
Diyarbakır’da ifadeleri doğrultusunda onlarca kişinin tutuklandığı ve cezalar aldığı "Venüs" isimli gizli tanığın hiç var olmadığı ortaya çıktı. Bir davada avukatın talebi üzerine, mahkeme tanığın dinlenilmesi için Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne yazı gönderdi. Verilen yanıtta arşivlerde bu isimde bir gizli tanığın olmadığını belirtildi.
DUVAR - Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’nün ifadeler doğrultusunda onlarca kişiyi gözaltına alıp, tutukladığı, yargılamalarda bu ifadeler doğrultusunda mahkemelerin sanıklara ceza verdiği “Venüs” isimli gizli tanığın aslında var olmadığı ortaya çıktı.
Gizli tanık Venüs’ün aslında olmadığı, yine onun ifadeleriyle açılan bir dava dosyası kapsamında müvekkili de tutuklu bulunan avukatın gizli tanığın duruşmada dinlenmesi yönünde mahkemeden talepte bulunmasıyla anlaşıldı.
MAHKEME EMNİYETE YAZI YAZDI
Diyarbakır’ın Lice, Hani, Dicle ilçeleri kırsal bölgelerinde Kasım 2018’de gizli tanık Venüs’ün ifadeleri doğrultusunda yapılan operasyonda, çoğunluğu 50 ile 80 yaşlarında olan onlarca kişi gözaltına alınıp tutuklanmıştı.
MA'dan Aydın Atay'ın haberine göre, açılan dava dosyası kapsamında müvekkili de tutuklu bulunan avukat Gülşen Özbek, Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava duruşmasında mahkeme heyetinden gizli tanık Venüs’ün yeniden dinlenilmesini talep etti.
Avukatın talebi doğrultusunda, mahkeme heyeti gizli tanık Venüs’ün tarihi sonradan belirlenecek bir günde dinlenilmesi için Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’ne müzakere yazılmasına karar verdi.
'VENÜS DİYE BİRİ YOK'
Mahkemenin müzakeresine “gizli” ibareli yazıyla yanıt veren İl Emniyet Müdürlüğü, gizli tanık Venüs’e ilişkin arşivin kaydının bulunmadığını bildirdi. Emniyet Müdürlüğü’nün verdiği yanıtta “İlgili sayılı yazınızda Venüs kod isimli tanığın günsüz olarak mahkememize hazır edilmesi istenmiştir. Venüs kod isimli tanık hakkında tarafımıza gönderilen koruma tedbir kararı bulunmadığı arşiv kaydımızda da Venüs adında herhangi bir bilgi, belge bulunmadığından tarafımızdan hazır edilemeyeceği…” ifadelerine yer verdi.
"Venüs" kod adlı, ancak gerçekte olmadığı anlaşılan bu gizli tanığın beyanları ile 5 ay önce onlarca kişinin tutuklandığını belirten avukat Gülşen Özbek, bu operasyonlarda aynı köyden olan ve yaşları 60'ın üzerindeki aralarında müvekkilinin de bulunduğu 1’i kadın 6 kişinin de tutuklandığını aktardı.
Gizli tanığın köylülerin örgüt üyelerine yardım ettikleri, yiyecek temin ettikleri, örgüte operasyonlar öncesi bilgi verdikleri şeklindeki beyanları sonucunca tutuklu sanıklara “örgüt üyeliği ve örgüte bilerek isteyerek yardım etme" suçlamasında bulunulduğunu belirten Özbek, “gizlilik” kararı getirilmesi nedeniyle soruşturma evresinde dosyanın içeriği hakkında bilgi sahibi olamadıklarını ifade etti.
'OLMAYAN TANIKLA YARGILAMANIN ÖNÜ AÇILDI'
Özbek, soruşturma dosyanın davaya dönüşüp, konulan “gizlilik” kararının kaldırılmasıyla ancak dosyada neler olduğunu görebildiklerini belirtti. Dosyanın kimi beyanları yer alan "Venüs" kod adlı gizli tanığın ise aslında var olmadığının mahkemede yeniden dinlenmesini talep etmeleriyle ortaya çıktığının altını çizen Özbek, "Mahkemenin tanığı dinlemek için yazdığı yazıya emniyetten 'Kayıtlarımız da böyle bir gizli tanık yoktur' cevabı geldi. Sahte delillerle, olmayan bir tanıkla bu insanların yargılanmasının önü açılmış" dedi.
Olmayan bir gizli tanığın ifadesiyle operasyonun başlatılması ve bu ifadenin dosya kapsamında yer almasının yargıyı yanıltmak olduğunu vurgulayan Özbek, "Kolluk görevlileri delil yaratmak suretiyle yargı makamını yanıltmış. Karşımızda bir sahte belge var. Kamu görevlilerini yanıltmak gayesiyle harekat eden kolluk görevlilerin derhal tespit edilerek haklarında başlatılması gerekiyor. Mahkemenin re'sen bu durumun tespiti için savcılığa kolluk görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunması gerekiyordu. Ancak buna ilişkin herhangi bir karar almadı. Biz re'sen olarak kolluk görevlileri hakkında adli soruşturma başlatılması için savcılığa başvuracağız" diye konuştu.
'GİZLİ TANIKLAR EMNİYETİN UYDURMASI'
Emniyetin yine mahkemeye “gizli” ibareli yazıyla yanıt vermesine dikkat çeken Özbek, bu duruma ilişkin şunları söyledi:
“Sahte delil yaratmış olmanın gizliliği olmaz. Normalde yapılması gereken sahte delillerle yurttaş hakkında soruşturma başlatan kolluk görevlilerinin tespit edilerek görevden alınmaları ve haklarında soruşturma başlatılması gerekiyor. Yargıtay'ın gizli tanıklar üzerine emsal kararları var. Ancak gizli tanıklar üzerinden yürüyen bir hal aldı yargı mercileri. Haklılığımız ise, Venüs isimli gizli tanık üzerinden bir daha anlaşıldı. Gizli tanıklar emniyetin uydurması. Gizli tanıkların derhal yasadan kaldırılması gerekiyor."
'YARGI ÜZERİNDEN GÖÇERTİLME POLİTİKASIDIR'
Özbek’e göre, son yıllarda çoğunluğu gizli tanık beyanları üzerinden yürütülen soruşturma ve açılan dava dosyalarının farklı bir amacı var. O da, 90'lı yıllarda evlerinin yakılması suretiyle boşaltılan köylerin toplum hafızasında yarattığı olumsuz algıdan dolayı şimdilerde baskı yoluyla köy boşatılmalarının denendiği. Özbek bu konuda ise şunları söyledi:
"Diyarbakır’ın Lice ve Hani ilçelerinde bulunan yurttaşlar hakkında ya soruşturma başlatılıyor ya da bölgede sıkça sokağa çıkma yasakları ilan ediliyor. Yargı üzerinden işletilmeye çalışılan bir hedef var. 90’lı yıllarda köyler yakılarak yurttaşlar göç ettirildi. Şimdi ise yargı mercileri üzerinden köyden göçertilmeye zorlanıyor, gizli tanıklar yaratılıyor. Köylülere 'Siz örgüte yardım ediyorsunuz' denilerek, köyde güvenliklerinin olmadığı havası yaratılmaya çalışılıyor. Köylerinde sürekli baskı ve ajanlaştırmaya maruz kaldıklarını ifade eden müvekkillerimiz oldu. Bu durum, dönemin köyden göçertme politikalarının adli merciler üzerinden yürütülmesi halidir."