Tutuklu Ayten Beçet yaşamına son verdi
Gebze Cezaevi'nde tutuklu olarak bulunan Ayten Beçet, "Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin son bulması" talebi ile yaşamına son verdi.
DUVAR - Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ayten Beçet, 'tecridin kaldırılması talebiyle' sabah 5.00 civarında yaşamına son verdi. Mezopotamya Ajansı'nın duyurduğu habere göre, "PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması" talebiyle yaşamına son veren Beçet’in cenazesi bu sabah cezaevinden cenaze aracı ile çıkarıldı.
Cezaevi yetkilileri olayı öğrenerek cezaevine giden avukatlara, 24 yaşındaki Beçet’in kendisini asarak yaşamına son verdiğini söyledi. 6 yıldır tutuklu bulunan Beçet’in Gaziantep'te yaşayan ailesi ise Yenibosna’da bulunan Adli Tıp Kurumu’nda tutulan cenazeyi almak için İstanbul'a doğru yola çıktı.
İLK OLARAK ZÜLKÜF GEZEN YAŞAMINA SON VERMİŞTİ
17 Mart’ta Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan siyasi tutuklu Zülküf Gezen de tecridi protesto etmek için yaşamına son vermiş, cenazesi Diyarbakır Yeniköy Mezarlığı’nda toprağa verilmişti.
HDP: Ölümlere giden yolu örenleri tarih yargılayacaktır
HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü ve Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran olayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Açlık grevlerinin başladığı 8 Kasım 2018 tarihinden bu yana Uğur Şakar, Zülküf Gezen ve son olarak da Ayten Beçet tecridin kaldırılması talebiyle yaşamlarına son verdiler. Leyla Güven’in 136’ıncı gününe giren açlık grevi, milletvekillerimiz Dersim Dağ, Tayip Temel ve Murat Sarısaç’ın, cezaevlerindeki binlerce tutsağın, Maxmur, Galler, Almanya ve Erbil’de aktivistlerin ve siyasetçilerin katılımıyla devam ederken, AKP yönetiminin sessizliği ve umursamazlığı ise sürmektedir" dedi.
Ayten Beçet'in annesi: Açlık grevleri bitsin
"Tecridi kırmak için yaşamını feda eden üç can toplumun hafızasında ölümsüzleşecek ve onları tarih hatırlayacaktır. Bu ölümlere giden yolu örenleri ise yine tarih yargılayacaktır" diyen Başaran şunları söyledi, "Anayasa’ya, yasalara ve uluslararası demokratik sözleşmelere aykırı şekilde fiilen uygulanan mutlak tecride karşı kayıtsız kalan yönetim, anayasal bir hak olan direnme hakkı kapsamındaki açlık grevlerini, anti-demokratik bir şekilde bastırmayı hedeflemektedir. AKP-MHP faşist yönetiminin, tüm baskı ve yıldırma politikalarına rağmen, bizler, bu haklı ve onurlu direnişle dayanışmamızı sürdürecek ve yaşananları kamuoyuna duyurmak için her türlü desteği sunacağız."