'YSK aldığı kararlarla kendisiyle çelişiyor'
Ağırlıklı olarak muhalefet partilerinin kazandığı belediyelerde oylar yeniden sayılırken, Yüksek Seçim Kurulu'na yönelik 'Somut bir gerekçe olmadan yeniden sayım kararları alıyor. Daha önceki seçimlerdeki kararlarıyla çelişiyor' eleştirileri yapılıyor. CHP'nin anayasa hukukçusu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, seçim sonrası hukuki durumu ve çelişkileri madde madde sıraladı...
DUVAR - Seçimlerin ardından Cumhur İttifakı'ndan gelen itirazlarla çok sayıda ilçe ve ilde oylar yeniden sayılıyor. CHP'nin yanısıra ağırlıklı olarak İYİ Parti ve HDP'den gelen itirazlar ise genellikle reddediliyor.
Özellikle İstanbul'un 33 ilçesinde geçersiz ve itiraz edilen sandıkların, 6 ilçesinde de tüm sandıkların sayılmasına ilişkin tartışmalar da sürüyor. İşleyişe göre seçimde görevli parti temsilcilerinin oylar sayılırken şerh düştükleri ve somut gerekçe sundukları sandıkların yeniden sayılması gerekiyor. Ancak bu seçimde AK Parti ve MHP'nin özellikle geçersiz oylara yaptıkları itirazlar, kendi parti görevlileri seçim akşamı herhangi bir şerh düşmemesine rağmen YSK kararıyla yeniden sayılıyor. CHP ise özellikle 2014 seçiminde Ankara'da benzer gerekçeyle yaptıkları itirazın, “Delil ve gerekçe gösterilmeyen itirazların da incelenmesi usulünün benimsenmiş olması halinde seçimlerin kesinleştirilmesi uzun süreye yayılabileceğinden, bu sürecin uzaması durumunda seçimi yöneten kurullara karşı güvensizlik oluşması kaçınılmaz olacaktır” denilerek reddedildiğine dikkat çekerek, "Şimdi ne değişti?" diye soruyor. Ekrem İmamoğlu da "YSK soyut kavramlar üzerinden karar alıyor" eleştirisi getiriyor.
Anayasa hukukçusu ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, seçim sonrası hukuki durumu madde madde anlattı:
Paylaşılan seçim kurulu kararlarını haliyle herkes takip edemiyor. Seçimi kazanmamıza rağmen bizi darbecilikle suçlayanların sandıktan çıkan iradeye nasıl esas darbeyi hukuksuzlukla vurmaya çalıştığını adım adım açıklayacağım.
— Gökçe Gökçen (@gokcegokcen142) April 4, 2019
-Öncelikle 298 sayılı kanunun 112. maddesi şunu söylüyor: İtiraz yapıyorsanız gerekçesini, delilini göstereceksiniz. Seçim kurulları da karar verirken kanuna uyacak. İlçe seçim kurulunun kararını il seçim kurulu, ilinkini de YSK denetlerken buna uyulup uyulmadığına bakacak.
-Örnek verelim. İtirazda belli sandıkların tutanaklarının yanlış işlendiğini iddia edebilirsiniz. Bunun delili ne olacak? Çetelede farklı sayıda, tutanakta farklı sayıda işaretlendiğini gösterebilirseniz bu bir delildir. Aynı sandıkta tutulan tutanakların çelişmesi bir gerekçedir.
-İtirazınızı bir bölgedeki tüm oyların sayımı talebiyle de yapabilirsiniz. Fakat bunun gerekçesini göstermek haliyle daha zordur. “Sonucu beğenmedim” ya da “inandırıcı değil” bir gerekçe değildir. Birçok sandıkta genel bir uygulama hatası olduğunu göstermelisiniz.
-Sadece geçersiz oyların bulunması da yeterli bir gerekçe değildir. Geçersiz oy olur. Üstelik geçersiz oylar aşağı yukarı her seçimde olduğu kadar ise bu argümanınız iyice zayıflar.
-Hele ki kendi sandık görevliniz geçersiz oylara itiraz etmemiş ve tutanağa imza atmışsa elinizi güçlendirmek için gerekçe ve delillerinizin önemi artar.
2014'TE 900 BİN OYU İLGİLENDİREN TUTANAK İTİRAZLARI REDDEDİLMİŞTİ
-2014 yılında Ankara seçimiyle ilgili CHP olarak YSK’ya başvururken seçimin adil koşullarda yapılmadığını, birçok sandıkta seçmen sayısından fazla kişinin oy kullandığının tespit edildiğini, geçersiz oyların geçersizlik gerekçelerinin yazılmadığını, birçok tutanağın çeliştiğini,
-Yaklaşık olarak 900 bin oyu ilgilendirecek derecede fazla sayıda tutanakta toplama hatalarının yapıldığını, seçim sırasındaki hukuka aykırılıkların seçimin sonucuna etki edecek şekilde kuvvetli şüphe doğurduğunu kanıtlamıştık.
-YSK şöyle demişti: “Delil ve gerekçe gösterilmeyen itirazların da incelenmesi usulünün benimsenmiş olması halinde seçimlerin kesinleştirilmesi uzun süreye yayılabileceğinden, bu sürecin uzaması durumunda seçimi yöneten kurullara karşı güvensizlik oluşması kaçınılmaz olacaktır."
-Yani YSK bu kadar delil ve gerekçeyi yetersiz görmüş, oyları tekrar saydırtmamış ve “süreç uzarsa seçim kurullarına karşı güvensizlik oluşur” demişti. Peki birkaç gündür neler oldu?
-AKP 31 Mart’ın hemen öncesinde Türkiye’nin seçim güvenliğinde dünyanın en iyisi olduğunu iddia ediyordu. Seçim sırasında ve akşamında ise AKP görevlileri tutulan tutanakların altına şerhsiz imza atıyordu. AKP’nin seçim güvenliği kaygısı seçim sonuçları geldikten sonra başladı.
İKİ AYRI İTİRAZ
-AKP seçim sonuçları belli olunca İstanbul çapında tüm seçim kurullarına oyların tekrar sayılması talebiyle itirazda bulundu. Burada hatırlatalım: Belli sandıklarda hata bulunduğu için itiraz ayrı, oyların sayılması için itiraz ayrı. İlki daha kolay, ikincisine delil bulmak daha zor.
-Bazı ilçe seçim kurulları YSK kararıyla aynı yönde karar vererek “somut delil gösterilmediği için oyların tekrar sayılması talebini reddediyorum” dedi. Bazıları ise geçersiz oyların gerekçesi belirtilmediği için AKP’nin talebini kabul ederek sayımı başlattı.
-Oysa YSK, 2014’te geçersiz oyların gerekçesinin tutanakta belirtilmemiş olmasını yeterli bir delil olarak görmemiş ve oyların sayımına yönelik talebimizi reddetmişti.
-Hukukçu olmayanlar için küçük bir bilgi: Mahkemenin önceki kararını değiştiriyorsanız ya yeni olayda eski olaydan farklı bir şeyler olduğunu göstermeli ya da benzer olay olmasına rağmen kararın değiştirilmesi gerekliliğini gerekçelerle açıklamalısınız. Çünkü hukuk güvenliği.
-Hukukçu ekibimiz ne yaptı? Bunları belirterek sayım kararlarına tek tek itiraz etti. Fakat kararların uygulanması için il seçim kurulunun kararının beklenmesi gerekmediği için bir de tedbir talebinde bulundu.
-İl seçim kurulunun sayımları durdurma kararı işte bu talebimizin kabulüyle olmuştu. İlçelerde sayımlar il seçim kurulu esasa yönelik karar verene kadar böylece durdu. Sonra YSK skandal bir karar vererek il seçim kurulunun kararını kaldırdı ve sayımlar kaldığı yerden sürdü.
YSK ESASI DA ETKİLEMİŞ OLDU
-YSK, kararıyla sadece tedbiri kaldırmakla yetinmedi. Aynı zamanda şu yoruma çıkan bir ifade kullandı: “Sen sayıma bir kere başladıysan il seçim kurulu, kanuna uygunluğu artık pek de denetlemeyecek”. Böylelikle karar, sadece usulü değil, esası da etkilemiş oldu.
-Bugün ise il seçim kurulu, AKP’nin talebini reddeden ilçe seçim kurulu kararlarını kaldırarak aslında şunu yapmış oldu: AKP’nin tüm İstanbul’daki sayım taleplerini kabul etti. Gerekçe veya delil ise ortada yok. CHP gerekli itirazları her zamanki gibi yapıyor.
-Şimdi hem sandıktan çıkan irademizi korumak için tekrar sayım yapılan veya yapılmayan her yerde nöbetlerimize sakince devam ediyor.
(HABER MERKEZİ)