10 Ekim katliamı davasında istihbarat bilgi vermedi
'10 Ekim Katliamı'na ilişkin Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesinde firari sanıklar yönünden devam eden davanın ikinci duruşması başladı. Duruşma öncesinde yapılan basın açıklamasında 10 Ekim- Der Başkanı Mehtap Sakinci Çoşgun, “Bu dava sanıksız sünüyor ancak gerçeğe ulaşmak için önemli” dedi.
ANKARA - Ankara Tren Garı’nda 10 Ekim 2015’te düzenlenen 103 kişinin yaşamını yitirdiği IŞİD’in canlı bombalı saldırısına ilişkin davaya bakan Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 19 sanıkla ilgili mahkûmiyet kararı vermiş, firari 16 sanığın dosyasını ise ayırmıştı. Firari sanıklar yönünden devam eden davanın ikinci duruşması bugün (18 Nisan) yapılıyor.
Katliamda yaralanan ve yakınlarını kaybedenlerin oluşturduğu 10 Ekim Barış ve Demokrasi Derneği (10 Ekim- Der) ve davayı takip etmeye gelenler Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Dernek Başkanı Mehtap Sakinci Çoşgun, firari sanıklar yönünden davanın sürdüğünü hatırlatarak “Katliamla ilgili bütün failler yargılanıncaya kadar gerçek görülmez. Bu dava sanıksız sünüyor ancak gerçeğe ulaşmak için önemli” dedi.
IŞİD EMİRİNİN EŞİ TANIK OLMAK İSTEMEDİ
İkinci duruşmada IŞİD emirlerinden firari sanık İlhami Balı’nın eşi Hülya Balı tanık olarak dinlenmek istendi. Başka bir dosyadan tutuklu olan Balı’nın dinlenmesi için Kilis Kapalı Cezaevine SEGBİS ile bağlantı yapıldı. Balı, IŞİD’le ilgili açılan davalarda 6 kez tanık olarak dinlendiğini ancak etkin pişmanlıktan yararlanamadığını söyledi ve tanık olmak istemedi.
Mağdur avukatları Balı’yı tanıklık olmaya ikna etmeye çalıştı. Mahkeme Başkanı Saffet Giray, Balı’ya “Tanıklık yapacak mısın, yapmayacak mısın?” diye sordu. Balı’nın red cevabı üzerine Mahkeme Başkanı, SEGBİS’i kapattırdı.
SAVCI ‘DİNLENSİN’ DEDİ, HAKİM REDDETTİ
Mahkeme başkanı dava savcısına tanıklık hususunda görüşünü sordu. Savcı Balı’nın Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 48'inci Maddesine göre diğer sanıklar yönünden tanıklık yapabileceğini söyledi. Mahkeme Başkanı Giray, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 45 ve 48’inci maddelerini yorumlayarak, Balı’nın tanık olmayı reddettiği için dinlenemeyeceğine karar verdi, “Kendisi ve eşini zora sokacak hakkındaki sorulara cevap vermekten çekindiğinden bu aşamada davada tanık olamaz.”
IŞİD emirlerinden firari sanık Deniz Büyükçelebi’nin eşi Şengül Büyükçelebi de SEGBİS bağlantısına gelmediği için dinlemedi.
‘TANIKKEN SANIK OLABİLİLİRDİ’
Mağdur avukatlarından Tonguç Cankurt, Hülya Balı’nın tanık olarak dinlenmemesine itiraz ettiklerini söyledi ve şunları ekledi, “Hülya Balı’nın yakalanışı tartışma konusu. Hülya Balı’nın kardeşi ifadesinde, onun İlhami Balı’ya ulaşmaya çalıştığını söylüyor. Hülya Balı bazı şeyleri gizliyor. Bu dosyada onun tanıklık sıfatı değişebilir ve sanık olabilir. Burada dinlenseydi durumu açıklığa kavuşturulacaktı.”
‘KHK’LILARDA KULANILAN İSTİHBARİ BİLGİLER DOSYADA DELİL DEĞİL’
Mağdur avukatlarından İlke Işık, firari sanıklar hakkında Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan dosyaya gelen yazıyla ilgili konuştu.
Işık, şu ifadeleri kullandı, “İstihbarat Daire Başkanlığı istihbarati bilgilerin mahkemede delil olamayacağını söyledi. Ancak KHK’lılar, devlet memuru işten atılırken istihbari bilgi kullanılıyor ancak bizim dosyamıza delil olamaz deniyor. İstihbarat Daire Başkanlığı adeta ‘Niye benden belge istiyorsun ki’ dedi. Hiçbir belge vermeyeceğini söyledi.”
Işık İstihbarat Daire Başkanlığı’na yeniden yazı yazılmasını ve sanıklar hakkında bilgi alınmasını istedi.
MAHKEME BAŞKANININ ATIF YAPTIĞI MADDELER
Mahkeme Başkanı Giray’ın atıf yaptığı 45. Madde’de şu hükümler yer alıyor, “Aşağıdaki kimseler tanıklıktan çekinebilir: Şüpheli veya sanığın nişanlısı; evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın eşi; şüphelenin veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu; şüphelinin veya sanığın üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları; şüphelinin veya sanıkla aralarında evlâtlık bağı bulunanlar. Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar, kanunî temsilcilerinin rızalarıyla tanık olarak dinlenebilirler. Kanunî temsilci şüpheli veya sanık ise, bu kişilerin çekinmeleri konusunda karar veremez.
Söz konusu 48. Madde ise şöyle, “Tanık, kendisini veya 45 inci maddenin birinci fıkrasında (yakınları) gösterilen kişileri ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebilir. Tanığa cevap vermekten çekinebileceği önceden bildirilir.
5 SANIK HAKKINDA KIRMIZI BÜLTEN VAR
8 Kasım 2018 tarihli duruşmada haklarında yakalama ve tutuklama kararı verilen 16 sanığın akıbetiyle ilgili Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’na yazı yazılmıştı. Adalet Bakanlığı sanıklar hakkında Interpol’e yazılan yazının cevabı mahkemeye geldi. Cevaba göre Deniz Büyükçelebi, Ahmet Güneş, Hasan Hüseyin Uğur, Nusret Yılmaz ve Edremit Türe hakkında kırmızı bülten bulunuyor.
Interpol (Uluslararası Polis Komisyonu), 1923 yılında uluslararası polis işbirliği sağlamak amacıyla kuruldu. Kırmızı bülten ise bir ülkenin aradığı hükümlü, şüpheli ve sanıkların İnterpol'a bildirilmesiyle birlikte üye ülkelerde yakalama emri çıkarılmasıdır.
‘İSTİHBARAT BiZDEN NEYİ SAKLIYOR’
Avukat Gülşah Kaya, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığının firari sanıklar hakkındaki belgeleri mahkemeye göndermemesini eleştirerek, “İstihbarat Daire Başkanlığı bizden neyi saklıyor? İstihbarata yazı yazılarak ellerindeki belgeleri mahkemeye göndermesini istiyoruz” dedi.
‘TANIKLAR DİNLENMELİ’
Avukat Murat Kemal Gündüz, IŞİD emirlerinden firari sanık Deniz Büyükçelebi’nin eşi Şengül Büyükçelebi hakkında zorla getirme kararı verilmesini ve IŞİD emirlerinden firari sanık İlhami Balı’nın eşi Hülya Balı tanık olmayı reddettiği için dinlenemeyeceğine karar veren mahkeme heyetinin bu kararını değiştirmesini istedi. Gündüz, Büyükçelebi ve Balı’nın bir sonraki duruşma tanık olarak dinlemesini tabip etti.
DAVA 21 KASIM'A ERTELENDİ
Mahkeme Başkanı Selfet Giray ara kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, 16 sanık hakkındaki yakalama ve tutuklama kararının devamına, İstanbul, Bursa, Tunceli ve Hatay barolarının davaya müdahillik talebinin kabulüne, tanık olarak dinlenecek Şengül Büyükçelebi’nin zorla getirilmesi için Nizip Ağır Ceza Mahkemesini müzekkere yazılmasına karar verdi. Davanın üçüncü duruşmasının tarihi 21 Kasım 2019 olarak belirledi.
‘ADALET TALEP ETMEK LÜKS OLMUŞ’
Duruşma sonrası 10 Ekim-Der ve davayı takip etmeye gelenler Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Dernek Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, “Türkiye’de adalet en lüks taleplerden biri olmuş ve mücadele etmeden gelmiyor. Bu duruşmaların takibi hayati önem taşıyor. Bugün vicdanlarımız rahat olacak çünkü 10 Ekim katliamını unutturmadık diyerek eve gideceğiz. Kimse hayatını kaybeden 103 insanı unutmadı” diye konuştu.
Mağdur avukatlarından Eylem Sarıoğlu ise, “Bu katliamın gerçekleşmesinin tek sebebi, bu sanıkların katliamı örgütlemesine izin verilmesidir” dedi. Sarıoğlu, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığının dosya sanıklarıyla ilgili bilgi ve belgeleri mahkemeyle paylaşmadığını hatırlatarak, “Bizim ısrarlı çabamız ve mücadelemiz sayesinde mahkeme sanıklar hakkındaki bilgi ve belgeleri emniyetten tekrar istedi. Gerçek adalete ulaşana kadar mücadelemiz sürecek” ifadelerini kullandı.