Adalet Arayan İşçi Aileleri'nin yürüyüşüne izin verilmedi

7 yıldır, 28 Nisan'da Fransız Kültür Merkezi önünde bir araya gelen Adalet Arayan İşçi Aileleri'nin yürüyüşüne bu sene izin verilmedi. Aileler, 28 Nisan'ın iş cinayetlerinde hayatlarını kaybedenler için yas günü olmasını talep ediyorlar.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- "Adalet Arayan İşçi Aileleri"nin, 28 Nisan’ın “İş Cinayetlerinde Hayatlarını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü” ilan edilmesi talebiyle Taksim'de yapmak istedikleri yürüyüşe izin verilmedi. Yürüyüşü engellenen aileler basın açıklaması yaptı. 7 yıldır, 28 Nisan'da Fransız Kültür Merkezi önünde bir araya gelerek yürüyüş yaptıklarını söyleyen Adalet Arayana Destek Grubu gönüllülerinden Eylem Can, "Engellemeyle karşılaştık yine. Bizi bu daracık sokağa mahkum ettiler" dedi.

2018'de en az bin 872 içinin hayatının kaybettiğini belirten Can, "Bunu ifade etmek için bile sokağa çıkamıyoruz. Aynı şey Vicdan ve Adalet Nöbetleri için de geçerli. 75'inci nöbetten itibaren daracık bir sokağa mahkum edildik. Burada verilen mücadele başka işçiler ölmesin diye" ifadelerini kullandı.

Davutpaşa patlamasında Heybetullah Güleç'i kaybeden Hakkı Güleç, "Bizler 11 senedir başka ocaklara ateş düşmesin diye mücadele ediyoruz. Mevzuatı harekete geçirseniz bizim burada böyle etkinlikler yapmamıza gerek kalmaz" dedi.

'BİZ ÖLEN KARDEŞLERİMİZE SÖZ VERDİK, HAKLARINI ARAYACAĞIZ'

.

Yürüyüşün polis barikatıyla engellemesini eleştiren Güleç, "Valiliğin bizim sesimizi kısıtlamak yerine tam tersine bizim sesimize ses vermesini beklerdik. Biz başka insanlar ölmesin diyoruz. Bu terör suçu mu, bu illegal bir şey mi?" diye konuştu.

İşçi ölümlerinin "iş kazası" yerine "iş cinayeti olarak nitelendirdiklerini dile getiren Güleç şöyle devam etti:

"3 kuruş daha fazla kazanmak için Soma'daki, Davutpaşa'daki, Esenyurt'taki gibi insanlar hayatını kaybederse biz buna kaza diyemeyiz. Biz buna birileri daha fazla para kazanmak için insanları katletti, iş cinayeti diyoruz. Ne engelleme yapılırsa yapılsın biz ölen kardeşlerimize bir söz verdik: Bizim hayatımızın geri kalanı sizlerin hakkını aramakla geçecek. Sesimizi saraylarda oturan sağır sultanlar duyana kadar bu mücadeleye devam edeceğiz."

'İŞ CİNAYETLERİNİN YÜZDE 98'İ ÖNLENEBİLİR'

Aileler adına ortak açıklamayı Davupaşa patlamasında eşi Gülhan Çabuk'u kaybeden İdris Çabuk okudu. 28 Nisan’ın “İş Cinayetlerinde Hayatlarını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü” olarak ilan edilmesini istediklerini söyleyen Çabuk, işçi ölümleri ve meslek hastalıklarının önlenebilir olduğu ifade etti.

"İş cinayetlerinin yüzde 98'i, meslek hastalıklarının yüzde 100'ü önlenebilir" diyen Çabuk, "İşverenlerin, devlet kurumları dahil sorumlu tüm kurum ve kuruluşların gerekli tedbirleri alması ve yasal düzenlemeleri etkinleştirmesi için baskı oluşturmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.

2012 yılından itibaren her yıl "İş Cinayetleri Almanağı" hazırladıklarını hatırlatan İdris Çabuk, İş Cinayetleri Almanağı 2018'de de görebileceğiniz gibi işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınmış olsaydı işçi kardeşlerimiz yaşıyor olacaktı" dedi.

Bu yılki almanağı 3 Mayıs'ta kitapçılarda olacağını aktaran İdris Çabuk, Change.org sitesi üzerinden başlatıkları imza kampanyasına da destek çağrısı yaptı.

'BU TUTUM DEVAM ETTİKÇE DAHA ÇOK İŞÇİ ÖLECEK'

Arka Sıradakiler dizisi setinde çalışırken 2012'de hayatını kaybeden Selin Erdem'İn annesi Hacer Erdem, "Bu cinayetlere sebep olanları hapse atmayıp televizyona çıkaran sistem bizi bu daracık sokağa hapsedip sesimizi kısmaya çalışıyor. Bu tutum devam ettiği sürece çok işçi ölecektir" dedi.

2013′te, Esenyurt"taki Özel Doğa Hastanesi’nin tabela takarken yaşamını yitiren Eren Eroğlu’nun babası Erdinç Eroğlu, hükümete çağrıda bulunarak şunları söyledi:

"Ben şu anda hükümet edenlere çağrıda bulunmak istiyorum. Bizim sesimizi duysunlar. Önce Çalışma Bakanlığı işçi sağlığı ve güvenliğiyle ilgili gerekli tedbirleri alsın ve yeni ölümlerin önünde geçsin. Adalet Bakanlığı'nın da cezasızlıkla kavramının yok edilmesi için tedbir almasını talep ediyoruz."

.

'AİLELER KENDİLERİNİ YALNIZ HİSSEDİYOR'

İş Cinayetleri Almanağı hakkında bilgi veren Eylem Can, "Sene de bir gün işçiler hatırlansın istiyoruz. Bu ülkede bin 872 tane patron ölseydi yer yerinden oynardı. İşçiler olunca kimsenin umurunda değil. Bu bizi, aileleri çok yaralıyor. Mahkemelerin durumu ortada, işçileri kusurlu buluyorlar. Patronlar kamu görevlileri yargılanmıyor. Aileler kendilerini yalnız hissediyor" diye konuştu.

Avukat Berrin Demir, her yıl 28 Nisan'da yaptıkları yürüyüşün ilk kez engellendiğini söyledi.

Soma davası için duruşma günü beklediklerini aktaran Demir, "Biz daha duruşma günü beklerken maalesef istinaf mahkemesinin onama kararı geldi. Soma Holding AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan salıverildi" dedi.

.

'HAZIR DENİLEN İDDİANAME 14 AY OKUNMADI'

301 işçinin hayatını kaybettiği Soma maden faciası davasında yaşananları aktaran Demir, şunları söyledi:

"Dava görülürken mahkeme heyetinin tamamı işveren vekilleri tarafından baskıları nedeniyle dağıtıldı. Hiçbir eski üye kalmadı. O yeni heyetle birlikte gelen savcı iddianamem hazır okuyacağım dedi, 15 dakika aradan hazır olmadığını söyledi. O hazır olduğu söylenen iddianame 14 ay boyunca okunmadı ve böylelikle uzun süre sürüncemede bırakıldı. Sonunda da dağ fare doğurarak taksirden, yani yükümlüğünü yerine getirmemiş olmaktan en az kişi en az cezayla cezalandırılarak karar verildi. Karar bildirildikten sonra itiraz edeceğiz, hakkımızı arayacağız, bütün kanun yollarını tüketeceğiz."