Tahir Elçi anmasında anneler için tepki

Tahir Elçi'yi anma etkinliğinin 175’inci haftasında, açlık grevleri, YSK’nin İstanbul seçimi, Türk Tabipler Birliği üyelerine ceza gibi konular da gündemdeydi. Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Tevfik Karahan "Çocuklarının durumlarından kaygı duyan annelerimize yapılan hiçbir hukuksuz müdahale cevapsız kalmayacaktır" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Diyarbakır Barosu’nun her hafta düzenlediği Tahir Elçi’yi anma etkinliği bu hafta da Diyarbakır Adliyesi’nin önünde yapıldı. Anma etkinliğinin 175’inci haftasında, açlık grevleri, YSK’nin İstanbul seçimi, Türk Tabipler Birliği üyelerine ceza gibi konular da gündemdeydi.

Tahir Elçi’yi anma etkinliğinde konuşan Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Tevfik Karahan, cinayet soruşturmasında bir ilerlemenin gerçekleşmemiş olmasını kınadı. Kahraman “Diyarbakır Barosu Tahir Elçi’nin tecrübeleri ışığında bu dosyadaki Adalet arayışını kesintisiz devam ettirecek, er ya da geç faillerin yargılanmasını sağlayacaktır. Bu başkanımıza ve katlinin hesabını sormamızı bizden bekleyen halkımıza sözümüzdür” dedi.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU

Cezaevlerindeki açlık grevlerine de değinen Kahraman, şunları söyledi: “Cezaevlerinde 184 gündür açlık grevleri var ve yetkililer sağır sessizliklerini sürdürüyorlar. ‘Sessizlik öldürür!’ diyoruz. Çocuklarının durumlarından kaygı duyan annelerimize yapılan hiçbir hukuksuz müdahale cevapsız kalmayacaktır. Annelerin barışçıl protesto hakkına yönelik yapılan hukuksuz, orantısız müdahaleleri kınıyoruz. Orantısız güç kullanan kolluk mensuplarına karşı suç duyurularında bulunduk takipçisi olmaya devam edeceğiz. 30 Nisan itibariyle 15 mahpus açlık grevlerini ‘ölüm orucuna’ dönüştürmüştür. Bize göre talepleri hukuki ve insanidir.. Gereği derhal yerine getirilmelidir. Cezaevlerinden cenazelerin çıkmasına tahammülümüz yok.Bu acı deneyimi bir daha yaşamak istemiyoruz. Diyarbakır Barosu bu konunun çözüme kavuşturulması için gerekli hukuki çabayı göstermeye devam edecektir.”

BELEDİYELERE MÜDAHALE

“31 Mart 2019 tarihinde yapılan seçimler sonucunda Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), aldığı kararlara da değinen Kahraman, halkın iradesine darbe vurulduğunu söyledi. Kahraman şöyle konuştu: “Önce Seçilmiş HDP Belediyelerinde mazbatalar gasp edilmiş son olarak da İstanbul'da siyasi iktidarın kaybetmesi üzerine absürt bir karar alınmıştır. Her iki durum da hukuksuz olup halkın vicdanında yok hükmündedir. Seçimlerin yenilenmesi kararı, bundan önce yapılan ve sonra yapılacak olan bütün seçimleri şaibeli hale getirmiştir. Bu kararlar YSK'nin yapısını ve işleyişini sorgulatmıştır. Gelinen aşamada kaybetmeye tahammül etmeyen,halkın iradesine saygı göstermeyenler Cizre ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi girişlerine X-RAY cihazı kurmak bahanesiyle taciz girişimlerinde bulunmuşlardır. Belediyeler halkındır ve halka açık kalmaya devam edeceklerdir. Bu hukuksuz girişimler derhal sonlandırılmalıdır. Halkın iradesi içselleştirilmelidir.”

AYŞE ÖĞRETMEN KARARI

'Savaş bir halk sağlığı sorunudur' dedikleri için TTB Merkez Konseyi üyelerine Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ceza verildiğini hatırlatan Kahraman, “Savaşlara, çatışmalara karşı olmak her insanın görevidir. ‘Oluk oluk kan akıtacağız’ diyenler için verilen ifade özgürlüğü kararları barışı eylemek isteyenlere fazla görülmektedir" dedi.

Kahraman, Ayşe öğretmen için Anayasa Mahkemesi'nden çıkan ihlal kararını da değerlendirerek, “Bu vesile ile cezaevlerinde halen hukuksuz şekilde  tutuklu/hükümlü bulunan tüm mahkumların da serbest bırakılması ülkeye nefes aldıracaktır inancımızı paylaşmak isteriz. İnsan hakları savunucularının mücadelesi devam edecektir” şeklinde konuştu.

Konuşmanın ardından Diyarbakır Barosu avukatları oturma eylemi gerçekleştirdi. (DUVAR)