Cumartesi Anneleri: İnsan iradesini yenecek bir silah icat edilmedi

DUVAR - Cumartesi Anneleri 739. haftalarında adalet talebiyle buluştu.

Galatasaray Meydanı’nına girmeleri engellenen Cumartesi Anneleri bu hafta da kayıpları için Çukurçeşme Sokak'ta bulunan İnsan Hakları Derneği (İHD) binası önünde bir araya geldi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eylem polis ablukasında gerçekleşti. Uluslararası Gözaltına Kayıplar Haftası'nda gerçekleşen buluşma aynı zamanda Cumartesi Anneleri oturumlarının 24. yıl dönümüydü. Cumartesi buluşmasına HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, Gülistan Kılıç Koçyiğit, CHP'li milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Haydar Tanverdi destek verdi.

'İNSAN İRADESİNİ YENECEK BİR SİLAH İCAT EDİLMEDİ'

Maside Ocak, 739. hafta açıklamasını okudu. Ocak, Galatasaray Meydanı'nın 40 haftadır yasaklı olmasına tepki göstererek, "Devleti yönetenler kendi anayasalarını çiğneyerek, adaletin sesimizin duyulmaması talimatı verdi. Bunu da aşacağız. Çünkü biz bugüne yasakları aşa aşa geldik, çünkü insan iradesini bastırabilecek bir silah henüz icat edilmedi. İktidar sesimizin duyulmamasını istiyor. Türkiye demokratik talebi kriminalize ederek herkesi ülkeyi herkes için bir hukuksuzluk cehennemine dönüştürdü. Tüm baskı ve engellemelere karşı Galatasaray'da kayıplarımıza, hakikate ve adalete sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Ağır hak ihlallerine itirazımızı sürdüreceğiz. Biliyoruz vazgeçmezsek eninde sonunda kötülüğe karşı iyilik, vicdan ve biz kazanacağız" dedi.

'İSTEDİĞİNİZ KADAR YASAKLAYIN'

Gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren, 24 yıl kayıpları için hukuk ve adalet mücadelesi verdiklerini belirterek şunları söyledi: "Sadece kayıplarımız için değil herkes için adalet dedik. 40 haftadır Galatasaray meydanı yasaklı. Siz istediğiniz kadar yasaklayın asla unutmayacağız unutturmayacağız. Biz adalet arayışımıza bir tane daha ekledik. Galatasaray meydanı için mücadele ediyoruz. Taleplerimiz karşılanıncaya kadar vazgeçmeyeceğiz."

'GÖRÜŞLERİMİZİ NEREYE TIKAYACAKSINIZ!'

Yüksekova kayıpları adına konuşan Tayyip Canan," Bugün farklı bir grubu selamlayacağım" diyerek şöyle devam etti: "Vicdansızlıkları da selamlayacağım ki vicdanları sızlasın diye. Vicdansızlar biraz düşünmeli. 90'lı yıllardan bahsederken aklımıza beyaz toroslar geliyor. Asit kuyularına atıldılar, Başlarına kurşun sıkıldı. Babam geri döndüğünde başına 7 kurşunla döndü. Bir bayram günü geldi. Biz bu meydanlara bayılmıyoruz. Mücadelemiz hak hukuk mücadelesidir. Evrensel hukuk kurallarının bir an önce uygulanmasını istiyoruz. Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Katiller bulunana kadar. Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz. Bizi buraya tıkmışsınız ama görüşlerimizi nereye tıkayacaksınız."

Gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın oğlu Şerif Taşkaya ise şunları söyledi: "Bu meydanda 24 yıl kayıplarımız bulunsun failler yargılansın dedik. Daha kötüye gittiğimiz bu alanda basın açıklaması yaparak kayıplarımızı arıyoruz. İnsanlar karamsar, umutsuz, ne yapacağını bilmiyor. Bu durumun kimseye faydası olmadı. Adalet ve barış istiyoruz."

'HER ŞEYİ GÖRDÜM ADALETİ GÖRMEDİM'

Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır ise "Yarım asrı çoktan geride bırakmış bir insan olarak saatlerce postanede bekleyip kayıp bir cep telefonunu gördüm. Adliyelerde ağaç ahşaplı hakimler gördüm. Adalet saraylarını gördüm, sürgünler gördüm zorunlu ikametler yaşadım. İnsanları zindana gönderdiklerini gördüm. Gördüm gördüm, gördüm... Her şeyi gördüm adaleti göremedim. Eğer adalet olsaydı 24 yıldır adaletin tecellisi adına hukukun üstünlüğü için Galatasaray meydanını kendimize mücadele mekanı kurduk. Analarımızın aramızdan ayırdığımız musalla taşıydı Galatasaray meydanı. Onlara söz verdik, bu mücadeleyi bu alanda sürdüreceğiz diye. Galatasaray bizim için olmazsa olmaz. Bir an önce dünya kamuoyuna sesimizi duyurmak adına Galatasaray meydanının açılması ısrarımızdır."

'AİLEMİZ BÜYÜDÜ...'

Son olarak gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak konuştu. Ocak şunları söyledi: "Babam Galatasaray meydanına insanlara seslenmişti. Ben oğlum için adalet istiyorum dedi. O gün bugündür biz bu meydanlarda kayıplarımız için, hak için çığlığımızı dillendiriyoruz. Ailemiz büyüdü. Edirne'den Kars'a Diyarbakır'dan İzmir'e kadar birçok dostumuz oldu ama haklardan mahrum kaldık. Anneler 2000'li yıllardan sonra çoğalmadı ama hukuksuzluklar çığ gibi büyüyor. Sesimiz kesilmek isteniyor. Adalet aramaya devam edeceğiz."