TOHAV raporundan: İşkence doktor yanında sürdü
Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), Halfeti'de gözaltına alınanların işkence gördüğüne dair iddialarla ilgili bir rapor hazırladı. Baro, İHD, gözaltına alınanlar ve tanıklarla görüşülerek hazırlanan raporda, bir kişi, yakını ile birlikte götürüldüğü hastanede polislerin doktorlara rağmen işkenceye devam ettiğini anlattı.
DUVAR - Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), Urfa'nın Halfeti ilçesinde gözaltına alınanların işkence gördüğü iddialarıyla ilgili rapor hazırladı. Gözaltındakilerin işkence görmeye devam ettiği belirtilen raporda, soruşturma makamlarının soruşturmadan el çektirilmesi ve bağımsız heyetlerin inceleme yapması istendi.
18 Mayıs tarihinde yaşanan bir çatışma sonrası Halfeti ve Bozova ilçelerinde gözaltına alınan üç çocuk, 51 kişiyle ilgili TOHAV tarafından bir ön rapor hazırlandı. Mezopotamya Ajansı'nda yer alan rapor, Urfa Baro Başkanlığı, Baro İnsan Hakları Merkezi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Şubesi, halen gözaltında tutulanların bir kısmı ve gözaltına alınıp serbest bırakılanların bir kısmı ile yapılan görüşmelerin sonucunda derlendi. Raporda, gözaltı süreci ile bilirlikte işkence ve kötü muamele uygulamalarının halen devam ettiği vurgulandı. Raporda yer alan bazı bilgiler şöyle:
'AVUKATLARLA GÖRÜŞMELERİ ENGELLENDİ'
Urfa Barosu'nca atanan zorunlu müdafilerin dahi zaman zaman kolluk tarafından engellenerek gözaltına alınan ve haklarında adli işlem yapılan müvekkilleri ile görüşmelerinin engellendiği vurgulanmıştır. Özel müdafii olarak dosyayı takip eden bir kısım avukatın, müvekkilleri ile ifade işlemine katılmasını engelleyici biçimde özel müdafiye bilgi verilmeksizin dosyaya Baro’dan zorunlu müdafi talep ettikleri, bu suretle kişinin müdafi seçme hakkına engel olunduğu belirtilmiştir. Her avukatın yalnızca bir şüpheli ile görüşebileceği, bu görüşmenin de polis nezaretinde gerçekleşebileceğine dair dayatmalara maruz kalındı.
‘İŞKENCEYE UĞRADIM DİYENE YİNE İŞKENCE YAPILDI'
Gözaltına alınan kişiler 24 saat boyunca avukatları ile görüştürülmedi. 24 saatlik avukat görüş kısıtlamasının kalkmasının ardından gözaltında bulunan kişiler ile yaptıkları görüşmelerde bu kişilerin vücutlarında işkence izlerine tanık olduklarını, görüşmelerinin kayıt altına alınması ve kişilerin avukat görüşünden sonra yeniden işkence uygulayanlarla yalnız kalacak olması sebebi ile müvekkillerinin kendilerine detaylı açıklama yapmak ve iddialarını dillendirmekten korktuklarını beyan etmişlerdir. Avukatlar, gözaltındaki müvekkillerinin devam eden işkence ve tehdit nedeni ile baskı altında ifade vermek zorunda bırakıldığını belirtmiştir. Müvekkillerinin maruz kaldıkları işkenceyi ifade ettiklerinde, kolluk görevlileri tarafından daha fazlasını yapmakla tehdit edildiğini ve hatta işkenceye uğradığını belirten bazı mağdurlara bu sebeple yeniden işkence yapıldığını beyan etmişlerdir. Avukatlık görevini ifa etmeleri sebebi ile risk altında olduklarını, kolluk görevlileri tarafından gözaltına alınmak ile tehdit edildiklerini ayrıca tarafımızla paylaşmıştır.”
MAĞDUR VE TANIKLARIN ANLATTIKLARI
Tanıklardan 15 yaşındaki bir çocuk, gözaltına alınan yakını ile Kürtçe konuştuğu için darp edildiği anlattı. Bir diğer tanık ise, ayrım gözetmeksizin herkese ters kelepçe takıldığı ve dışarIda saatlerce yere yatırıldıklarını belirtiyor. Gözaltı işlemlerine tanık olan bir başka kişi ise, gözaltı esnasında kolluk görevlilerince şahıslara ağır hakaretlerde bulunulduğunu, yerde arkadan kelepçelenerek yüz üstü yatırıldıklarını, uzun bir süre bu şekilde tutulduklarını, bu esnada kolluk görevlileri tarafından yerde yatar vaziyette olan şahıslara ağır şiddet uyguladığına doğrudan şahit olduğunu, işkencenin saatlerce sürdüğünü ifade etti."
'İŞKENCE İZLERİ RAPORA YAZILMADI'
Sağlık raporu için götürüldükleri hastanede hekim-hasta mahremiyetinin sağlanmadığı ve polis refakatinde muayene yapıldığını, işkence izlerinin sağlık raporuna yazılmadığını, serbest kaldıktan sonra da sağlık raporu almak için ildeki hastanelere gittiklerinde doktorların rapor vermekten çekindiklerini, bu nedenle başka illere gidip sağlık raporu almak zorunda kaldıklarını tarafımıza iletmişlerdir.”
'AYAĞA KALKMAKTA ZORLUK ÇEKİYORDU'
65 yaşında duymada ve kendini ifade etmekte güçlük çeken erkek bir şahıs ile yapılan görüşmede; şahsın yüzünde ve kafasında dikiş izlerinin olduğu, sol yanak ve sağ göz altında morluk bulunduğu, kişinin tedirgin olduğu, gömleğinin parçalanmış olduğu ve üzerinde kurumuş geniş kan lekelerinin olduğu, tek başına ayağa kalkmada ve yürümekte zorluk çektiği gözlemlenmiştir. Kişi gözaltına alındığı sırada yere yatırılarak darp edildiğini, tekmelendiğini, kurşun sesleri duyduğunu, kendilerine hakaret edildiğini, uğradığı işkenceden dolayı tüm vücudunun ağrı içinde olduğunu, yine getirildiği karakolda işkencenin saatlerce sürmüş olduğunu ifade etmiştir.
ÜÇ KEZ ELEKTRİK VERİLDİ
Yapılan bir diğer görüşmede, görüşme odasına gelen şahıs ilk anda can güvenliğinin bulunmadığını ve korktuğunu ifade etmiştir. Gözaltında tutulduğu üçüncü günde tüm vücudu çıplak şekilde cinsel organına elektrik verildiğini, toplamda üç kez çıplak halde iken cinsel organına elektrik verildiğini, sırt üstü yatırılarak cinsel organına basıldığını ifade etmiştir. Kişinin yüzünde morluklar ve burun bölgesi ve kemiğinde şişlik gözlemlenmiştir.
Bir diğer kadın ile yapılan görüşmede, silah seslerinin duyulmasının ardından evlerine baskın yapıldığını, evdeki herkesin yüzüstü yere yatırıldığını ve bu şekilde iken aynı aileden bir kısım kişinin orada 5 saat boyunca işkenceye uğradığını ifade etti. Bir kişiye 3-4 kişinin aynı anda vurduğunu, ardından ambulansın geldiğini ve bunun üzerine başını kaldırdığında eşini ve ailesindeki diğer erkekleri kanlar içinde tanınamaz halde gördüğünü anlattı. Yakını ile birlikte götürüldüğü Birecik’teki hastanede de bir saat boyunca yanında yakınının dövüldüğünü, polislerin doktorlara rağmen işkenceye devam ettiğini ve hiç kimsenin itiraz etmediğini ifade etti. Fiziksel ve psikolojik şiddete uğradığı, TEM şubeye getirildikten sonra ayaklarına elektrik verildiğini söyleyen görüşmeci kadın, gözleri ve elleri bağlanarak üst kata götürüldüğünü, polisin burada kendisine işkence gören diğer kişilerin bağırış ve inleyişlerini dinlettiklerini, 2 kişiye işkence uyguladığına şahit olduğunu, inleyen kişiler arasında ailesinden kişilerin de olduğunu seslerden anladığını, polis tarafından yakınının adı verilerek "biz …. ya ne yaptık biliyor musun? Her şeyi yaptık, sadece tecavüz etmedik" dediğini, avukatları ile görüştürülmediğini belirtmiştir. (HABER MERKEZİ)