Mahkemeden KHK'liye: En geç 955 güne bu dava biter

DUVAR - Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) KHK'yle ihraç edilen ve OHAL Komisyonu'ndan 'ret' kararı alan üyelerinin başvurularını İdare Mahkemesi'ne taşıdı. Başvuru sonucunda azami yargılama sürecinin 955 gün olduğu UYAP'tan başvuruculara bildirildi. SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden,  yaklaşık üç yıl sürecek olan yargılama süreci için, "Hukuksuzluk zinciri" olarak yorumladı. Erden, geçtiğimiz günlerde açıklanan Yargı Reformu Paketi'ne dikkat çekerek azami yargı süresinin bir yıl olması gerektiğini söyledi.

'HAKSIZLIK VE HUKUKTA YERİ OLMAYAN BİR KOMİSYON...'

OHAL Komisyonu'ndan 'ret' kararı alan SES üyesi bir KHK'li, sendikası aracılığıyla Ankara 24'ncü İdare Mahkemesi'ne başvurdu. Mevzuat gereği yargılama süresini davacıya bildirmek zorunda olan İdare Mahkemesi davanın 'azami 955 gün' süreceğini bildirdi. SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, bunun makul bir süre olmadığını söyledi. Erden şöyle devam etti: "Darbe girişiminin ardından OHAL'le birlikte yaratılan hukuksuzlukların her türlü devam ettiğini gösteriyor. OHAL Komisyonu yargıda, hukukta yeri olmayan, tamamıyla süreci uzatan bir komisyon. Bu komisyona başvurular üzerine yargı yoluna gidilme kararı verildi. Maalesef komisyonda hala aynı hukuksuzluklar devam ediyor. Bu adımı geçtik şimdi Ankara'daki İdare Mahkemeleri'ne başvuruyoruz. Burada karşımıza çıkan süre 3 yıl! Buradan da olumsuz karar çıktığında bir üst mahkemeye başvurulacak. Bu çok büyük bir haksızlık ve hukuksuzluk zinciri. OHAL Komisyonu kesinlikle devreden çıkarak lağvedilmeliydi. İhraç edilen bütün üyelerimiz ve haklarında kesinleşmiş bir karar olmayan herkesin işine iade edilmesi gerekiyor."

'HUKUKSUZ OLAN BU SİSTEMİN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR'

SES yaptığı açıklamayla 12 üyesinin davalarına ilişkin hedef süre tablosunu da paylaştı. Buna göre İdare Mahkemeleri’ne yapan 12 SES üyesinin başvurularında en çoğu 955 en azı ise 685 gün olmak üzere azami yargılama süreleri belirlendi. Erden, geçtiğimiz aylarda açıklanan Yargı Reformu Paketi'ne dikkat çekerek, yetkililere şu soruları sordu: "Biz bugün niye makul süreyi konuşuyoruz? Bir Yargı Reformu Paketi açıklandı. Mahkemelerde uzun süren yargılamaların kısaltılacağı, hatta yargılamaların en fazla bir yıl süreceği tarif edildi. Ortaya çıkan sonuç aslında bu yargı paketinin en somut örneği olarak karşımızda duruyor. Bu durum insan haklarına, masumiyet karinesine, hukuk devletinin işleyişine aykırı. Neden sadece Ankara'daki beş, altı mahkeme İdare Mahkemesi olarak yetkilendiriliyor? Her ildeki, her hakim bu davalarla ilgili kararı veremez mi? Neden Hatay'daki, İstanbul'daki, Çanakkale'deki ihraç edilen birinin davasını neden Ankara'da açıyoruz? Oradaki mahkemeler karar veremez mi? Mahkemelerin olağan sonuç çıkarmasını istemiyorlar. Yani belli mahkemelerden kendi istedikleri sonuçları çıkartmak istiyorlar. Bu aynı zamanda yargıya bir müdahale. Hukuksuz olan bu sistemin baştan değişmesi gerekiyor."