Osman Kavala: En zoruma giden hastanelerde kelepçe takılması
"Gezi eylemlerinin bir numaralı sanığı" olarak yargılanan Osman Kavala, "İddianamedeki kurgunun, ipe sapa gelir bir hali yok" dedi. Kavala, cezaevi koşullarında kendisini en çok zorlayan konunun hastaneye gidiş-gelişlerde kendisine kelepçe takılması olduğunu söyledi.
DUVAR - "Anayasal düzeni ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasıyla 624 gündür cezaevinde bulunan Osman Kavala tutukluluğuyla ilgili, "En çok zoruma giden hastaneye gidiş gelişlerde kelepçe takılması. Görenler bu adam acaba hangi kötülüğü yapmıştı diye düşünüyor olmalı" ifadelerini kullandı. Hakkında açılan davanın ikinci duruşması öncesi konuşan Kavala, ilk celsede kendisinin ve Yiğit Aksakoğlu’nun tahliye edileceğini beklemediğini söyledi.
T24'ten Şirin Payzın'a konuşan Kavala, hazırlanması yaklaşık bir yıl süren iddianameyi iki kere okuduğunu belirtti. Kavala, "Baştan sona iki defa okudum. Kendimle ilgili bölümleri daha fazla okudum. İddianamenin 8 bin 763 sayfa kadar eki bulunuyor. Bu eklerin büyük çoğunluğu bürokratik işlemlerle ilgili evrak ve iddianamede de bulunan materyal. Ancak aralarında önemli belgeler de mevcut. Bunları avukatlarımın yardımıyla görebildim" dedi.
Kavala'nın söyleşisinden öne çıkanlar şöyle;
George Soros’la ilişkiniz nedir? Kamuoyuna daha net anlatır mısınız?
Açık Toplum Vakfı’nda yönetim kurulu üyesiydim. George Soros ülkemizi ziyaret ettiğinde diğer yönetim kurulu üyeleriyle birlikte kendisiyle görüşmelerim oldu. Ancak, Türkiye’deki vakfın yönetim kurulu üyeliği dışında kendisiyle özel bir ilişkim olmadı. Vakfın yönetim kurulunda da hiçbir zaman diğer üyelerden farklı bir statüm, sorumluluğum olmadı. Soros’a saygı duyarım. Hukuk kurumlarının düzgün çalışması, sivil hakların korunması ve genişletilmesi, sivil toplum örgütlerinin ve hak savunucularının desteklenmesi, göçmen politikaları gibi konularda kendisiyle görüşlerimiz örtüşmektedir. Bilindiği gibi şu an Macaristan hükümetiyle arasının iyi olmamasının nedeni Macaristan ve diğer Avrupa ülkelerinin daha fazla sığınmacı kabul etmesini, göçmenler için daha fazla kaynak ayrılmasını savunması. Haliyle Trump’la da, Netenyahu’yla da sempati ilişkileri içerisinde değil. Ancak, tabii sosyal ve iktisadi alanlarda eşitlikçi politikalarla ilgili görüşlerim farklıdır. Bazı ülkelerdeki Açık toplum vakıflarının faaliyetleriyle ilgili eleştirilerim de oldu. Ülkelerde kurulan vakıflar bağımsızdır, hangi faaliyetleri yürüteceklerine, hangi projeleri destekleyeceklerine kendi yönetim kurulları karar verir. Türkiye’deki vakfın ayrıca bir proje değerlendirme kurulu vardır, yönetim kurulu bu kurulun değerlendirmelerine göre karar almaktaydı. Söylemeye gerek yok, ama yine de hatırlatayım, Türkiye’deki Açık Toplum Vakfı kuruluşundan itibaren siyasi meseleler, siyasi aktörlerle arasına mesafe koymuştur, siyasi nitelikli faaliyetlere destek vermemiştir.
Davanın bundan sonra nasıl ilerleyeceğini düşünüyorsunuz? Beklentiniz nedir?
Beklentim, elbette, tüm yargılananların üzerlerine atılan suçlardan beraat edecekleri. Buna kesin gözüyle bakıyorum. İddianamedeki kurgunun, ipe sapa gelir bir hali yok. Herhalde bir vakitte benim için de tahliye kararı verilecek. Ancak bu karar, cezaevinden çıkacağım anlamına gelmiyor. Tutuklanmamdan sonra, hiçbir temeli olmayan 15 Temmuz darbe girişimine destek suçlaması ayrı bir soruşturma dosyası olarak muhafaza edilmiş ve tutuklama kararım tuhaf bir biçimde iki dosya arasında paylaştırılmış. Bu ikinci dosya hakkında hiçbir bilgiye sahip değiliz. 20 aydır iddianamesi ortaya çıkmadı.
Cezaevi koşulları sizi en çok hangi konuda zorluyor?
Silivri’ye gelmeden önce iki hafta şu anda kaldığım odanın yarı büyüklüğünde bir hücrede kaldım. Bir haftaya yakın bir süre burayı dört kişi ile paylaştım. O günler kolay geçmedi. Silivri’de fiziki şartlara kendimi alıştırdım, cezaevi şartları çok zorlayıcı gelmiyor. Odamda kitap okuyarak, düşünerek, hayal kurarak, kendimi başıma gelenlerden uzak tutmaya çalışıyorum. En çok zoruma giden hastaneye gidiş gelişlerde kelepçe takılması. Elleriniz kelepçeli, yanınızda jandarma, Silivri Devlet Hastanesi’nde dolaşıyorsunuz. Görenler bu adam acaba hangi kötülüğü yapmıştı diye düşünüyor olmalı.
Klasik bir soru ama neyi özlediniz en çok?
Ben de bu soruya klasik bir cevap vereceğim. Eşimle, ailemle, dostlarımla beraber olmayı özledim, evimi özledim, toprağa, ağaçlara, bitkilere dokunmayı özledim. (Kaynak: T24)