Göçmen açıklamasına saldırıya tepki: Sınırları biz çizmedik

Filiz Gazi – Hacı Bişkin

DUVAR - İstanbul Saraçhane'de Suriyelilerin sınır dışı edilmesi ve baskıların artması nedeniyle yapılan basın açıklaması tam da beklendiği gibi sona erdi. Irkçı saldırıların yaşanabileceğini henüz açıklamaya saatler kala tahmin edebiliyorduk... Yaşları 17-20 arası gençler eyleme saldırdı. Açıklama son bulduktan sonra saldırıların tek bir sebebinin olmadığını herkes konuşuyordu. Çıkarcı politikalar, siyasetçilerin söylemleri ve göçmenleri hedef gösteren medya.

Saat 17.00'de Fatih Saraçhane'de yapılması planlanan açıklamaya saatler öncesinde gitmeye karar verdik. Açıklamanın yapılacağı parkta biraz bekleyince polisler bizi kamusal alan olan parkta oturamayacağımızı söyledi. "Neden?" diye sorduğumuzda, "Suriyeliler açıklama yapacak" diyerek açıklama yapmak isteyenlere sert sözler söyledi. Bu sözlerin üzerine günlerdir merak edilen açıklamanın nasıl geçebileceğini artık tahmin edebilmiştik.

BASININ İLGİSİ NEDEN YOĞUN?

Açıklamaya yarım saat kalırken Saraçhane Parkı'nda dernek üyeleri ve hak savunucuları toplanmaya başladı. Fakat birçok basın açıklamasında, hatta mitinglerde bile olmayan bir durum vardı. Ulusal ve uluslararası basının ilgisi bir hayli yoğundu. Sahada çalışan gazetecilerle sohbet ettiğimizde özellikle uluslararası basının ilgisi şöyle yorumlandı:

"Türkiye'nin mülteci politikası değişiyor. Bunu da en çok yabancı ülkeler biliyor. Türkiye'de mültecilere ilgili olan biten her şeyi yabancı ülkeleri ilgilendiriyor. Türkiye'nin atacağı bu adımları yabancı basın bizden daha çok merak ediyor."

Suriyeliler için yapılan açıklamada provokasyon: 2 kişi gözaltına alındı

'BU SINIRLARI BİZ ÇİZMEDİK...'

Açıklamaya sadece dernek üyeleri değil, çok sayıda İstanbullu'da katıldı. Başörtülü birçok kadın Türkiye'deki göçmenlerin daha iyi şartlarda yaşaması ve son günlerde yaşananlara tepki için desteğe geldiler. Biz de kadınlara "Neden buradasınız?" diye sorduk. Hiçbir gruba, derneğe bağlı olmadığını söyleyen ve bireysel olarak eyleme katılanlardan biri de Trabzonlu Tülay Alış'tı...

Alış sorduğumuz sorulara, “Bu sınırları biz çizmedik" diye yanıt vererek şöyle devam etti: "Ulus-devlet kavramı bir kere çok saçma. Ortada adil bir savaş bile yok. Suriye’de 60’ın üzerinde ordu var. Kiminle savaşacak bu insanlar? Kaldı ki Suriye’nin nüfusu kaç? Evet, 3-4 milyonu burada. Kalanı nerede? Suriye’de…”

Alış, birkaç saat sonra buraya saldırı olabileceğini tahmin eder gibi konuşmaya başladı. Alış'ın “Irkçılığı körüklemek için söylentiler yayılıyor" sözü parkta yaşanılacak olayların en somut örneğiydi. Alış şöyle devam etti:

"Sosyal medyada milliyetçi geçinen birçok insan var. Sorsan ülkelerini çok seviyorlar. Genel olarak milliyetçi bir toplumuz. Bu duygular sömürülüyor. Dün sosyal medyada Türk bayrağını çiğneyen bir grup insan görüntülendi. Halbuki bu görüntüler Irak’ta çekilmiş. Bakın, 'Suriyeliler bayrak çiğniyor' diye paylaşılıyor. Ürdün, Lübnan, Suriye karışık. Bir karışmayan Türkiye kaldı..."

SALDIRILAR, SÖYLEMLER, NE OLDUĞUNU ANLAMAYANLAR...

Göçmenlerle dayanışmak için açıklama başlarken kitle kalabalıklaştı. Sayılar yüzleri buldu. Ve nihayet açıklamaya geçildi.

Basın açıklaması, "Seçimlerden önce Türkiye'de de Suriyeli mültecileri, muhacirleri hedef alan bir nefret kampanyası başladı. CHP belediyeleri, İYİ Partili bazı vekiller..." sözleriyle başladı. Bu sözlerin üzerine kalabalık kitlenin içerisinde yer alan bir kişi kitleye bağırarak, "Ne CHP'si, ne İYİ Partisi be..." deyince kitle, "Yaşasın kardeşlik" sloganları atmaya başladı. Ama saldırılar bitmedi. Parkın içerisine girdiğimizde emniyet yetkilileri üstümüzü en ince ayrıntısına kadar aradı. Fakat daha sonra kitleye saldırmak isteyenler gruplar halinde parka giriş yaptı. Saldırganlar arasında yaşlısı da, genci de, erkeği de, kadını da vardı.

Fakat bu saldırılara karşı açıklama yapılmaya devam etti. Hukukçular Derneği Genel Başkanı Cavit Tatlı, biraz önce gördüklerine karşı şu tepkiyi gösterdi: "Biraz evvel hoş olmayan görüntüler oldu. Bunların hiçbir tanesi bizim buradaki amacımızın önüne geçmemeli."

Açıklama son bulurken biber gazı atıldı, gözaltına alınanlar oldu. Dikkatimizi ise iki şey çekti. 17-18 yaşlarında bir çocuk kitleye nasıl bu kadar öfkeyle bağırabilirdi ki!

Olay yaşanırken neler olduğunu anlamayanlar polislere gidip burada neler olduğunu soruyordu. Yaşanan kargaşada neler olup bittiğini anlamayanlar arasında siyahi biri de vardı. Kendisi burada ne olduğunu polise değil, yanındaki Türkiyeli arkadaşına soruyordu...