Aslı Kazan: Akademisyenin bilime ve vicdana sadakati önceliklidir

AYM'nin barış bildirisiyle ilgili kararındaki karşı oy gerekçesindeki "Devlete sadakat ilkesiyle bağdaşmayacak sıfat ve isnatların ifade hürriyeti ile karşılanması mümkün değil" ifadesini eleştiren avukat Aslı Kazan, "Akademisyenin bilime ve vicdana sadakati önceliklidir" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), barış bildirisi imzacısı akademisyenlere hapis cezası verilmesinin hak ihlali olarak kabul ettiği kararı değerlendiren avukat Aslı Kazan, akademisyenlerin yeniden yargılanması gerektiğini, yargılanan akademisyenlerin de beraat etmesi gerektiğini söyledi.

Karşı oy gerekçelerine de değinen Kazan, "Karşı oy gerekçesine baktığımızda, devlete sadakat yükümlülüğünü ihlal ettikleri için ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirttiklerini görüyoruz. Devlete sadakat yükümlülüğünün ifade özgürlüğü için bir istisna olarak kabul edilmesi hukuken kabul edilemez. Akademisyenin bilime ve vicdana sadakati önceliklidir" dedi.

'AKADEMİSYENLERİN HAKLILIĞI EN ÜST YARGI ORGANI TARAFINDAN KABUL EDİLDİ'

AYM, "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı bildiriyi imzalayan akademisyenlere hapis cezası verilmesinin hak ihlali olduğuna karar verdi. Gerekçeli karar bugün AYM'nin internet sitesinde yayınlandı.

Akademisyen Canan Özbey'in avukatı Aslı Kazan, gerekçeli kararı değerlendirdi. "Anayasa Mahkemesi, Ayşe Çelik kararındaki bakış açısını sürdüren bir karara imza atmış" diyen Kazan, şunları söyledi:

"Anayasa Mahkemesi, Ayşe Çelik kararındaki bakış açısını sürdüren bir karara imza atmış. Bildirideki düşüncelerin toplumun büyük çoğunluğunun düşüncelerinden açıkça farklı olduğunu, ancak tam da bu sebeple bu tür açıklamaların korunması noktasında daha hassas davranılması gerektiğini belirtmiş ve nihai olarak bildiride o tarihlerde sürmekte olan çatışmaların sona erdirilmesi talebinin baskın olduğunu kabul etmiştir. Sonuç olarak, bildirinin terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit yöntemlerini savunmadığını belirterek, bildiriyi ifade özgürlüğü sınırları içerisinde kabul etmiştir. Anayasa Mahkemesi kararı son derece önemli. Akademisyenlerin haklılığı en üst yargı organı tarafından da kabul edilmiş durumda."

AYM'deki karşı oyda 'devlete sadakat' gerekçesiAYM'deki karşı oyda 'devlete sadakat' gerekçesi

'KARARIN EŞİT OYLA ALINMASI GELECEK İÇİN KAYGI VERİCİ'

Bildiriyi imzalayan akademisyenlerin çoğunluğuna "terör propagandası yapma", bazılarına ise "terör örgütüne yardım" suçlamasıyla cezalar verildiğini hatırlatan Kazan, "Yine bazı mahkemeler 'Türklüğü, Cumhuriyeti veya TBMM'yi alenen aşağılamak' suçu yönünden yargılama yürüttü. Ancak hiçbir mahkeme ifade özgürlüğünün kullanılması açık olmasına rağmen beraat kararı veremedi. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı bugün açıklandı. Kararın 8-8 eşit oyla alınmasının gelecek dönem için kaygı verici olduğunu belirtmeliyiz. Zira mahkeme üyelerinin karar verirken asıl olarak kendisini üye atayan politik iradeye kabulü öncelikledikleri anlaşılıyor" diye konuştu.

AYM'nin akademisyenlerin barış talebini onayladığını belirten Kazan, "Mahkeme, hazırlanmasında veya imzalanmasında güdülen diğer amaçlar ne olursa olsun ve hangi dil ve üslup kullanılırsa kullanılsın nihai olarak bildiride o tarihlerde sürmekte olan çatışmaların sona erdirilmesi talebinin baskın olduğu değerlendirilmiştir. Ve bu görüşüyle akademisyenlerin barış talebini tasdik etmiştir" ifadelerini kullandı.

'HUKUKİ TARTIŞMA YÜRÜTMEKTEN KAÇINMALARI DİKKAT ÇEKİCİ'

Karşı oy kullanan 8 üyeden 4'ünün gerekçe yazmadığına dikkat çeken Aslı Kazan, "8 muhalif üyenin 4'ü karşı oy yazmadıkları için bildiriyi ifade özgürlüğü bağlamında değerlendirilmeme gerekçelerini bilmiyoruz. Nasılsa oylarını belli etmişler. Amaçları hasıl olmuş. Hukuki bir tartışma yürütmekten kaçınmaları dikkat çekici" dedi.

'DEVLETE SADAKAT YÜKÜMLÜĞÜ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN İSTİSNA KABUL EDİLEMEZ'

AYM üyeleri Serdar Özgüldür, Muammer Topal, Burhan Üstün ve Rıdvan Güleç'in karşı oy gerekçesini değerlendiren Kazan, "Karşı oy gerekçesine baktığımızda, devlete sadakat yükümlülüğünü ihlal ettikleri için ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirttiklerini görüyoruz. Devlete sadakat yükümlülüğünün ifade özgürlüğü için bir istisna olarak kabul edilmesi hukuken kabul edilemezdir. Akademisyenin bilime ve vicdana sadakati önceliklidir" diye konuştu.

'2 ÜYE, 10 GÜN ÖNCE FARKLI KARAR VERMİŞTİ'

Özgüldür ve Üstün'ün KHK ile görevinden ihraç edilen ve barış bildirisi imzacısı İbrahim Kaboğlu'nun dosyasında farkı karar verdiğini belirten Kazan, "Ayrıca bu karşı oy gerekçesini yazan Serdar Özgüldür ve Burhan Üstün'ün daha 10 gün İbrahim Kaboğlu kararında, akademisyenler bildirisini ifade özgürlüğü içerisinde saydığını da hatırlatmamız gerekir. 10 günde ne değişmiştir"

'DEVLET VE TOPLUM HAYATINA İLİŞKİN HER ŞEY AKADEMİSYENLERİN İLGİ ALANINDADIR'

Bildirinin akademik özgürlük kapsamında da olduğunu ifade eden Aslı Kazan, şöyle devam etti:

"Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararında çok isabetle belirttiği üzere kamu gücünü kullanan organları hedef alan başvuruya konu bildirinin altında en az 2 bin 200 akademisyenin imzası bulunmaktadır. Bildirinin belli ölçüde akademik özgürlüklerle de bir bağlantısının bulunduğu kabul edilmelidir. Türkiye'de ve dünyada devlet ile toplum hayatına ilişkin her türlü gelişmenin akademisyenlerin ilgi alanında bulunduğunda ve akademisyenlerin kanaatlerini kamuoyuyla paylaşmasının ifade özgürlüğünün bir parçası olduğunda kuşku yoktur."

"Üniversitelerin amacı bilimsel araştırma yapmak, bilimsel araştırmalarla toplumsal gelişmeye katkı sağlamak ve nitelikli insan gücü yetiştirmektir" diyen Kazan, "Bu amaçları gerçekleştirmek yalnızca bilim üretmekle, düşünmeyi ve bilim üretmeyi özendirmekle mümkün değildir. Bunlara ilave olarak düşünce açıklanmasının desteklenmesi de şarttır. Dolayısıyla akademisyenlerin açıkladıkları görüşler kendi araştırma, mesleki uzmanlık ve yeterlilik alanlarına ilişkin olmasa, tartışmalı olsa veya rağbet görmese dahi ifade özgürlüğünün sıkı koruması altında kalmaktadır" dedi.

'BERAAT KARARI VERİLMELİ, SORUŞTURMALAR SONLANDIRILMALI'

AYM kararının örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemelere gönderilmesine karar verdiğini hatırlatan Aslı Kazan, "Başvurucular açısından yapılacak açıktır. Mahkumiyet kararı verilen dosyalar için yeniden yargılama yapılarak beraat kararı verilmelidir. Ayrıca süren davalarda akademisyenler beraat etmeli, soruşturmalar takipsizlikle sonuçlandırılmalıdır. Mahkemeler ve adli merciler Anayasa Mahkemesi kararının gereğini derhal yerine getirmelidirler. Dahası akademisyenlerin üniversitelere dönmesi sağlanmalıdır."