İzmir'de Suriyelilerin gönderilme kararına tepki

İzmir'de kitle örgütleri Suriyeli göçmenlerin geri gönderilmesine tepki gösterdi. Kitle, yaptığı basın açıklamasında, olası saldırılarının sorumlusunun İçişleri Bakanlığı ve Valilik olacağını belirtti.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR- İzmir’de mülteciler ve insan hakları alanında çalışma yapan kitle örgütleri, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. İstanbul’daki Suriyelilerin geri gönderilmesi kararına karşı yapılan açıklamada 'Mültecilik Suç Değildir' pankartı açıldı. Açıklamayı mülteci ve insan hakları örgütleri adına Halkların Köprüsü Derneği’nden görme engelli Yusuf Ak braille alfabesinden okudu. Hükümet yetkililerinin ve İstanbul Valiliği’nin son dönemlerde mültecilerle ilgili yaptığı açıklamalara dikkat çeken Ak, "Bu tarihten sonra ne olacaktır? Valilik, polis marifeti ile Suriyeli mülteci avına mı çıkacaktır? İstanbul’dan başka illere sevk edilecek Suriyeli mülteciler için ne gibi bir planlama yapılmıştır? Suriyeli mültecilerin hangi koşullarda İstanbul’dan çıkarılması planlanmaktadır?" sorularını sordu.

AÇIKLAMA, MÜLTECİLERİN İÇ POLİTİKA KONUSU OLDUĞUNU GÖSTERDİ

21 Temmuz 2019 günü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Türkiye’deki mültecilere atfen, “Kapıları açarsak AB’de hiçbir hükümet altı ay dayanamaz” diye açıklama yaptığını hatırlatan Ak, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da Türkiye-Avrupa Birliği arasında yapılan 2013 tarihli geri kabul anlaşmasını tek taraflı olarak askıya aldığını ilan ettiğini söyledi. Aynı gün İstanbul Valiliği’nin kentte ikameti olmayan Suriyeli mültecilere 20 Ağustos’a kadar kayıtlı oldukları illere geri dönmeleri gerektiğini belirten açıklamasından da sözden Ak sözlerine şöyle devam etti:

"Mart 2016’da AB-Türkiye arasında imzalanan 'Geri Kabul Anlaşması' yapıldığında iktidar tarafından doğrudan AB’den alınacak para ile ilişkilendirilip kamuoyuna 'başarı' adı altında sunulmuştu. İçişleri ve Dışişleri Bakanlarının yaptığı açıklamalar daha önce olduğu gibi mültecilerin Türkiye’nin dış politikasında hala bir koz olarak görüldüğünü net olarak gösteriyor. İstanbul Valiliği’nin sadece İstanbul’da yaşayan Suriyeli mültecileri hedef alarak yaptığı açıklama ise mültecilerin artık iç politikanın da doğrudan konusu olduğunu göstermiştir. Bu açıklamanın yapıldığı günlerde de basına, Suriyeli mültecilerin herhangi bir kaydı olmadığı veya gönüllü olma gibi gerekçelerle Suriye’ye geri gönderildiklerine dair haberleri düşmeye başlamıştır. Bu haberler bir şekilde geri gönderileceğine dair ‘mevzuatla ilgili herhangi bir sıkıntısı olmayan’ mültecilere de bir gözdağı niteliğindedir."

'VALİLİK, POLİS MARİFETİYLE SURİYELİ MÜLTECİ AVINA MI ÇIKACAKTIR?'

İstanbul Valiliği’nin açıklamasının beraberinde pek çok soruyu da akla getirdiğini ifade eden Ak, "Bu tarihten sonra ne olacaktır? Valilik, polis marifeti ile Suriyeli mülteci avına mı çıkacaktır? Son günlerde mültecilere özellikle de Suriyeli mültecilere yönelik nefret söylemi yükselirken ve ırkçı saldırılar dramatik bir biçimde artmışken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından sokakta olan, komşusu olan, iş veya okul arkadaşı olan; Kısacası hayatın içinde olan Suriyeli mültecileri, onların evlerini, dükkanlarını, iş yerlerini ihbar etmeleri mi istenecektir? İstanbul Valiliği gibi bir kurumun son dönemde ortaya çıkan gerilim dalgasına rağmen tarih belirterek yaptığı bu açıklama sonrasında birilerinin kendisine vazife çıkararak Suriyeli mültecilere karşı sonuçları öngörülemez eylemlere girişebileceği hiç mi akla getirilmemiştir? İstanbul’dan başka illere sevk edilecek Suriyeli mülteciler için ne gibi bir planlama yapılmıştır? Suriyeli mültecilerin hangi koşullarda İstanbul’dan çıkarılması planlanmaktadır? Geri gönderilecekleri illerdeki koşullar nelerdir, varsa iyileştirmeler yapılmış mıdır?’’ sorularını sorarak yetkililerden kamuoyuna tatmin edici cevapları vermelerini istedi.

'OLASI SALDIRILARIN SORUMLUSU İSTANBUL VALİLİĞİ VE İÇİŞLERİ BAKANLIĞI OLACAKTIR'

"Valiliğin açıklamasının ardından, 20 Ağustos itibariyle Suriyeli mültecilere karşı ortaya çıkacak olası saldırıların birinci derece sorumlusu İstanbul Valiliği ve bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı olacaktır" diyen Ak, "Hükümetin koşullara göre ve çoğunlukla mültecilerin haklarını tehdit eden, askıya alan mevcut politikaları karşısında, muhalefet partilerinin sorumluluğu hiç de az değildir. Muhalefetin görevi; Hükümetin mülteci politikaları ile ortaya çıkan olumsuzlukların insani ve evrensel değer ve haklarla giderilmesi için hükümeti uyarmak, gerekirse hükümete baskı yapmaktır. Kazandıkları yerel yönetimlerde mültecilerin insan onuruna yakışır şekilde yaşamaları için çalışmalar yapmaları, her türlü ayrımcılığa karşı örnek yaklaşımlar sergilemeleri gerekmektedir. Mülteci politikalarının olumsuz sonuçlarına bakarak; Mültecilere karşı nefret söylemi ve ırkçı söylemler, politikalar üretmek muhalefetin görevi olamaz!" ifadelerini kullandı.

Mecliste grubu bulunan muhalefet partilerinin, bu konuda hükümeti izlemelerini ve baskı oluşturmalarını, toplumsal barış ve huzuru yaratacak adımlar atmalarını beklediklerini söyleyen Ak, hükümetten taleplerini ise şöyle sıraladı:

  • Sınır dışı etme uygulamaları durdurulsun.
  • Kimliksiz olanlara mevzuata göre kayıt işlemleri yapılarak kimlikleri verilsin.
  • Dini, ırkı, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği endişesi ile ülkelerinden kaçıp Türkiye’ye gelen bireylere; Evrensel hukuk ilkeleri gözetilerek ayrımcılık yapmadan mültecilik statüsü verilsin.
  • Mültecilerin yaşam, barınma, sağlık, eğitim haklarına erişimi iyileştirilsin, erişimdeki kısıtlamalar kaldırılsın.

Basın açıklamasına imza atan kurumlar

  • Halkların Köprüsü Derneği
  • Genç LGBTİ Derneği
  • Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV)
  • İnsan Hakları Derneği (İHD)
  • Irkçılığa Dur De Girişimi
  • Konak Kent Konseyi
  • Konak Mülteci Meclisi
  • Mülteci-Der
  • İzmir Tabip Odası
  • İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri
  • İzmir Müzisyenler Derneği
  • İzmir'de Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği
  • Hak İnisiyatifi Derneği