Abdurrahman Kılıç: Baltalar elimizde diyerek ormanlar korunmaz

Ormanlık alanlar peşpeşe yanıyor, günlerce süren yangınlar güçlükle kontrol altına alınıyor ve söndürülüyor. Yangınların en önemli nedeni yine insan faktörü, söndürülmeyen mangallar, anız yakma en sık görülen yangın kaynağı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Kınalıada, Marmara Adası, Göcek ve ardından İzmir'de peşpeşe gelen orman yangınları kafalarda "Neden peşpeşe yangınlar çıkıyor ve söndürülemiyor" sorusunu oluşturdu. Kamuoyunda gördüğü ilgi nedeniyle bir çok kişi de konu ile ilgili yorum yapmaya başladı.

Özellikle İzmir'de günlerdir devam eden yangının ardından yangın söndürme uçakları ve helikopterleri tartışma konusu oldu. Herkes yangın söndürme uçaklarının neden müdahale etmediğini sordu. THK ile 21 yıldır yapılan orman yangınlarına müdahale sözleşmesinin neden yenilenmediği sorusuna yanıt aranırken Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "3 tane uçak motoru arızalı şekilde duruyor 3 tanesi de yağ akıtıyor. Binmek isteyenler buyursunlar uçsunlar" açıklaması yaptı. THK ise yaptığı açıklamada, toplam 9 uçakları bulunduğunu, bunlardan sadece 3 tanesinin parça amaçlı kullanıldığını uçuşa hazır olan 5 uçağın 1'i İzmir'de diğer 4'ü de Ankara'da bulunduğunu belirtti.

Bir iddiaya göre ise yangının söndürülememesinin nedeni kimyasal madde kullanılmamasıydı. Peş peşe çıkan ve güçlükle söndürülen yangınların nedeni Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç'a göre, öncelikle ormana ve ağaca gerekli değerin verilmemesinden kaynaklanıyor. Kılıç, "Baltalar elimizde, uzun ip belimizde, bir gideriz ormana" demekle orman sevgili verilmez." diyor. Kılıç, "Yerleşim yerleri ormanlık alanlarla içiçe geçti, öte yandan serinlemek isteyen ormana giriyor, orada mangal yakıyor. Başkası anız yakıyor ve ormanlar yanıyor" diyor ve söndürme çalışmalarını değerlendiriyor. "Yangında uçak mı kullanılır, helikopter mi?" sorusuna, "Elbette her ikisi de kullanılır, ikisinin de avantajları ve dezavantajları var. Uçağın su alması için daha geniş su kaynaklarına ihtiyacı vardır ama daha çok su alır ve hızlıdır. Helikopter daha az su alır ama uçağın giremeyeceği yerlere girer, ayrıca küçük kaynaklardan da su alabilir" diyen Kılıç, yerleşim yerlerine yakın alanlarda müdahalenin daha çok yerden, iş makineleri ile yapılması gerektiğini ifade ediyor.

Kılıç'a göre özellikle İzmir'de olduğu gibi çam ormanlarının olduğu yangınlarda havadan müdahale çok mümkün olmuyor, "Çam ağaçlarının alevleri yükseğe ulaşır, yukarıdan bırakılan su ise aşağı varmadan buharlaşır. Orman yangınlarından en çok zorlayan ise şiddetli rüzgardır. Bir çok yerde aynı zamanda yangın çıkmasının nedeni de kuvvetli rüzgarlardır. Yanan bir çam kozalağının kıvılcımı 300 metre öteye gider sıçrayabilir. Kimi zaman karşı yangın çıkarmak gerekir, mesela Göcek de bunu çok başarılı yaptılar ve yangını söndürdüler. Yangının nasıl söndürüleceği topografik yapıya göre de değişir" diyerek kamuoyunda oluşan bir çok soruya yanıt veriyor. Gölden, denizden su alıp yangının üzerine atarken içerisine kimyasal karıştırılamayacağını söyleyen Kılıç, "Ya kimyasal kullanılır ya da su, yangının durumuna göre buna karar verilir." diyor.

THK UÇAKLARI NEDEN KULLANILMADI

Orman Genel Müdürlüğü geçtiğimiz yıla kadar havadan yangın söndürme çalışmaları için Türk Hava Kurumu'ndan hizmet alıyordu. Ancak 21 yıldır süren bu çalışma geçen yıl Orman Genel Müdürlüğü tarafından, uçakların maliyetinin çok olduğu ve eski oldukları gerekçesiyle sona erdi. Yapılan ihalede sonuç çıkmayınca davet usulü ile Bordo Mimarlık İnşaat Taahhüt Ticaret Limited Şirketi çatısı altında havacılık faaliyetlerini yürüten EAB Havacılık şirketi ile anlaşma yapıldı.

EAB havacılık bu hizmeti hem helikopterler hem de uçaklar ile veriyor. THK ise uçakların eski olduğu iddiasına karşılık, "Eski uçak yoktur. THK'nın uçakları 1960 değil 1970 model. Ayrıca bunlar cep telefonu değil ki her yıl başka bir teknoloji ile değiştirilsin” diyor.