Davutoğlu’nun açmakla tehdit ettiği 'defterlerde' ne sırlar gizli? Erdoğan neden karşı çıkıyor?
Gazeteci Murat Yetkin, Ahmet Davutoğlu'nun "Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa, birçok kişi insan yüzüne çıkamaz" sözleri üzerine 'Davutoğlu’nun açmakla tehdit ettiği “defterlerde” ne sırlar gizli? Erdoğan neden karşı çıkıyor?' başlıklı bir analiz yazdı. Yetkin, "Davutoğlu 'defterlerden' söz ettikten sonra susarsa, bu durum kendisini de yaralar, hatta kendisini daha çok yaralar" dedi.
DUVAR - Gazeteci Murat Yetken, AK Parti'den ayrılarak parti kurmaya hazırlanan eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu'nun 7 Haziran - 1 Kasım 2015 dönemini anıp "Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa, birçok kişi insan yüzüne çıkamaz" sözleriyle başlayan tartışmalarla ilgili bir yazı kaleme aldı. Yetkin 'Davutoğlu’nun açmakla tehdit ettiği “defterlerde” ne sırlar gizli? Erdoğan neden karşı çıkıyor?' başlıklı yazısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kimse kendi ikbali, kendi hırsı için memleketi ateşe atamaz" şeklindeki yanıta dikkat çekti.
"Bu karşılıklı tehditler Davutoğlu’nun da –zamanında savunduğu- “Cumhurbaşkanına hakaret” ya da “devlet sırlarını ifşaat” suçlamalarıyla yargılanıp hapse girmesiyle sonuçlanıp sonuçlanmayacağını kimse şimdiden söyleyemez. Ama artık ok yaydan çıkmış görünüyor" diyen Murat Yetkin'in yazısından bir bölüm şöyle:
"Davutoğlu “defterlerden” söz ettikten sonra susarsa, bu durum kendisini de yaralar, hatta kendisini daha çok yaralar. Konuşursa, karşısında o zaman kendisinin üstü, şimdi ülkenin tek yöneticisi olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı karşısına alır.
Davutoğlu’nun her şeyi göze alıp, Erdoğan’ı özellikle Kürt seçmen nezdinde (23 Haziran İstanbul yenilgisinden sonra) daha da zora sokmak istediği, AK Parti’yi MHP’ye daha da bağımlı hale getirmek istediği, bu işleri kaldıramayacak durumdaki AK partililerin vicdanına hitap ederek kendisine çekmek istediği anlaşılıyor. Erdoğan’ın da bu tehdidi “memleketi ateşe atmak” olarak görüp “Sakın ha!” uyarısında bulunmasının altında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde icraatın artık tek sorumlusunun kendisi olması ve suç olan fiiller açıklanırsa devlet görevlilerinin yargılanması için izin verecek makamın kendisi olması gerçeği yatıyor."