Özel liseye giden öğrenci sayısı yüzde 400 arttı

Eğitimde 7 yıldır uygulanan 4+4+4 sistemi en çok özel okullara yaradı. 2011-2012 yılları arasında 885 olan özel lise sayısı 2018’de 2 bin 989’a, öğrenci sayısı ise 138 bin 164’ten 559 bin 838’e çıktı. Özel lise sayısı 4+4+4 öncesine göre yüzde 340, özel liseye giden öğrenci sayısı da yüzde 400 arttı.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - 18 milyon öğrencinin yanısıra 1 milyonu aşkın eğitim ve bilim emekçisiyle yeni eğitim yılı önümüzdeki hafta başlıyor. Eğitim Sen, '2019-2020 Eğitim Öğretim Yılı Başında Eğitimin Durumu' başlıklı bir rapor hazırlayarak, eğitim sisteminin röntgenini çekti.

Ekonomik kriz ve yüksek enflasyon nedeniyle velilerin çocukları için yapacakları harcamaların ciddi şekilde arttığı belirtilen raporda, yeni eğitim öğretim yılının başlıca sorunları olarak şu başlıklar sıralandı: Eğitimin niteliğinde yıllar içinde yaşanan gerileme, eğitimde yaşanan ticarileşme ve dinselleşme uygulamalar, okulların fiziki altyapı ve donanım eksiklikleri, kalabalık sınıflar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, çocukların dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirilmesi, öğretmenlerin mesleki gelişimine yönelik piyasacı müdahaleler, çocukların barınmak zorunda bırakıldıkları yurtlarda taciz ve istismara uğraması, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sürmesi, ataması yapılmayan öğretmenler sorunu.

ZORUNLU HARCAMALAR YÜZDE 15-35 ARTTI

Okulların açılmasından önce velilerin en önemli gündem maddesini okul harcamaları oluşturuyor. Her yıl artan eğitim harcamalarının velilerin bütçesini zora soktuğunu belirten Eğitim Sen’e göre zorunlu okul ihtiyaçlarında son bir yıl içinde yüzde 15 ile yüzde 35 arasında artış meydana geldi.

2019-2020 eğitim öğretim yılı itibariyle çocuk kitapları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14.90, test kitabı yüzde 16.30, okul çantası yüzde 18.20, diğer kırtasiye malzemeleri yüzde 30.51, resim boyaları yüzde 33.11, okul defteri yüzde 33.73, kalem fiyatları ise yüzde 34.75 artış gösterdi.

EĞİTİMDE KAMUSAL KAYNAKLAR AZALIYOR

OECD ülkeleri arasında Meksika’nın ardından eğitime en az harcama yapan ülkenin Türkiye olduğu belirtilen rapora göre OECD ülkelerinin ilköğretim ve ortaöğretim kademelerinde kamu kaynaklarından yapılan harcama yüzde 90’ının üzerinde olurken, bu rakam Türkiye’de yüzde 75’te kaldı.

OECD ülkelerinin bir öğrenci için okul öncesi eğitimde 8 bin 759, ilköğretimde 8 bin 631, ortaöğretimde 10 bin 10 ve üniversitede 15 bin 656 ABD doları harcandığı ifade edilen raporda, "Türkiye’de okul öncesi eğitimde 2 bin 5, İlköğretimde bin 591, ortaöğretimde 2 bin 395 ve üniversitede 3 bin 736 ABD doları harcanmaktadır. Türkiye ile diğer OECD ülkeleri arasında kademeler bazında yapılan harcamalara yönelik farklılıklar azalmak bir yana giderek artmaktadır" denildi.

ÖZEL ÖĞRETİM TEŞVİK EDİLİYOR

2012 yılında hayata geçen 4+4+4 uygulamasının ardından özel eğitime öğrencilerin teşvik edildiği belirtilen raporda yıl ve yıl özel okullara giden öğrencilerin sayıları da paylaşıldı.

2011-2012 eğitim öğretim yılında ilköğretim- ortaöğretim kademesinde 931 olan okul sayısı 2018 yılında 3 bin 487’ye, öğrenci sayısı ise 286 bin 972’den 555 bin 519’a çıktı. Özel ilköğretim (ilkokul+ortaokul) sayısı 4+4+4 öncesine göre yüzde 375, öğrenci sayısı ise yüzde 95 arttı.

Özel liselerde ise 2011-2012 yılında 885 olan okul sayısı 2018’de 2 bin 989’a, öğrenci sayısı ise 138 bin 164’ten 559 bin 838’e çıktı. Özel lise sayısı 4+4+4 öncesine göre yüzde 340, özel liseye giden öğrenci sayısı ise yüzde 400 arttı.

ÖZEL OKULLARA 6 AYDA 1 MİLYAR LİRA DESTEK

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un göreve geldiği dönemden bugüne özel okullarda öğrenim gören öğrencilere yapılan maddi desteğin sonlandırılacağını ifade ettiği hatırlatılan raporda, buna karşın tablonun tam tersi olduğu ifade edildi.

Özel okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim okul türlerinde öğrenim gören ve eğitim ve öğretim desteğine hak kazanan öğrencilere 2019’un ilk altı ayında 682 milyon 835 bin 712 TL bütçe aktarılırken, destek eğitimi kapsamında aynı dönemde 1 milyar 552 milyon 142 bin TL ödeme yapıldı. Yine organize sanayi bölgelerinde veya organize sanayi bölgeleri dışında açılan meslekî ve teknik eğitim okullarında öğrenim gören öğrenciler için eğitim ve öğretim desteği ödemeleri kapsamında ilk 6 aylık dönem için toplam 187 milyon 146 TL ödenek gönderildi.

ÖĞRETMEN MAAŞINDAKİ AYLIK KAYIP 866 TL

Yaşanan ekonomik kriz ve enflasyon nedeniyle 1 milyonun üzerindeki eğitim ve bilim emekçilerinin yaşam koşullarının her geçen gün kötüye gittiği ifade edilen rapora göre 1 ABD dolarının ortalama 1.56 TL olduğu 2009 yılında bin 302 TL aylık alan 9. derece 1. kademedeki bir öğretmen maaşıyla 835 ABD doları alabiliyorken, bugün aynı derece ve kademede 3 bin 895 TL alan bir öğretmenin dolar bazında aldığı maaş 683 ABD doları (1 $=5,70 TL) seviyesine indi. Son 10 yıl temel alındığında 9/1 derecedeki bir öğretmenin maaşındaki aylık kayıp, dolar bazında 152 ABD doları (866 TL) oldu.

‘DİN ÖĞRETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN ÖZERK YAPISINA SON VERİLSİN’

Tüm öğrencilerin eşit, ulaşabilir, nitelikli, ücretsiz eğitimden yararlanmasını sağlayacak bütçe planlamasının Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmasını talep eden Eğitim Sen’in bakanlıktan diğer talepleri ise şu şekilde sıralandı:

Tüm öğrencilerimizin eğitim hakkı uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Öğrencilerimizin eğitim hakkını tam ve baskı altında kalmadan kullanması gerekir. Öğrencilerimizi çırak olmaya özendiren politikalardan vazgeçilmelidir.

-Yargı kararları uygulanmalı; Diyanet, dini vakıf ve dernekler ile yapılan protokoller sonlandırılmalıdır.

-Din Öğretimi Genel Müdürlüğü' nün 'özerk' yapısına son verilmelidir.

- Anadolu liselerinde ikili eğitimden kaynaklı oluşabilecek güvenlik, sağlık, beslenme gibi sorunlara yönelik MEB önlem ve çözümler üretmelidir. Güvenlik sorununun çözümü için ücretsiz servis başta olmak üzere acil adımlar atılmalıdır.

PROJE OKUL UYGULAMASI SONLANMALI

-2019-2020 eğitim öğretim yılında LGS sınavına girecek 1 milyon 800 bin öğrencinin mağduriyet yaşamaması için gereken önlemler alınmalıdır. MEB öğrencilerin taleplerini toplamalı, okul gereksinimini belirlemeli ve bu gereksinimi karşılayacak önlemleri ‘Her öğrencinin istediği okulda eğitim alma hakkı vardır’ ilkesini gözeterek yaşama geçirmelidir.

-Proje okulları uygulaması sonlandırılmalıdır.

-Sözleşmeli, ücretli, güvencesiz çalışma biçimlerine; mülakat uygulamalarına son verilmelidir. Öğretmen açığı kadar atama acilen yapılmalıdır.

-Öğretmenlerin statüsü, çalışma koşulları, hakları, işe alım ve istihdam biçimine kadar her konuda öğretmenlerin söz ve karar hakkı gözetilmelidir.

-Hukuksuzca ihraç edilen arkadaşlarımız hâlâ MEB çalışanıdır. MEB eğitim emekçilerine sahip çıkmalı, yaşanılan mağduriyetlere ilişkin sorumluluğunun gereğini yerine getirmelidir.