TMMOB: Sömürge madenciliğine hayır
Kaz Dağları’ndaki maden aramalarına tepki gösteren TMMOB, Kirazlı Köyü’nde gerçekleştirdiği basın açıklamasında, “Ekosistemi tahrip eden, ormanlarımızı yok eden, doğal yaşam önünde önemli tehditler oluşturan bu yağmacı anlayışı kınıyoruz” dedi.
ANKARA- Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) 45’inci Dönem 4’üncü Danışma Kurulu Toplantısı’nı Kaz Dağları’nda, altın madeni işletmeciliğinin yapıldığı Kirazlı Köyü Balaban Tepesi’nde gerçekleştirdi. Danışma Kurulu Üyeleri katıldığı basın açıklamasını TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz okudu.
“Doğayı ve insan yaşamını yok sayan, yağmacı maden şirketine ve sömürge madenciliğine “dur” demek için Kirazlı’dayız” ifadelerine yer verilen açıklamanın satır başları şu şekilde:
SAHİPSİZ OLMADIĞINI GÖSTERMEK İÇİN KİRAZLI’DAYIZ: Yeraltı ve yerüstü varlıklarımızın, ormanlarımızın, suyumuzun, toprağımızın sahipsiz olmadığını göstermek için Kirazlı’dayız. Balaban Tepesi’nden yükseltilen bu kararlı mücadeleyi ülke düzeyine taşımak için Kirazlı’dayız. Bu bereketli topraklar üzerinde yaşayan medeniyetler binlerce yıldır maden işlemiştir. Bu topraklardan çıkarılan madenler, binlerce yıldır insanlığın gelişimi için kullanılmıştır.
KAMUSAL BİR ANLAYIŞLA PLANLANMALI: Bilinmelidir ki, ülke topraklarımızın parçası olan madenlerimiz üzerinde bu ülkede yaşayan herkesin hakkı bulunmaktadır. Yine bilinmelidir ki, üretildikleri anda tükendikleri ve yenilenemedikleri için, gelecek nesillerimizin de bu madenler üzerinde hakkı vardır. İşte bu yüzden madenlerimizin üretim süreçleri, yağmacı bir anlayışla değil, halkın ortak çıkarı esas alınarak ve gelecek nesillerin ihtiyaçları da gözetilerek kamusal bir anlayışla planlanmalıdır.
GERİ DÖNÜLMEZ ŞEKİLDE TAHRİP EDİYOR: Oysa bugün ülkemizde yürütülmekte olan faaliyetlerkelimenin gerçek anlamıyla “Sömürge Madenciliği”dir. Yeraltı zenginliğimizin mümkün olan en kısa sürede ülke dışına çıkarıldığı, geride ise tümüyle verimsizleştirilmiş, kirletilmiş ve zehirlenmiş toprak ve suyun bırakıldığı bu anlayış, sadece madenciliği değil, yaşamı da sürdürülemez hale getirmektedir. Bu madencilik anlayışı, bir üretim faaliyeti değil, bir sömürü faaliyetidir. Zenginliklerimizi sömürdüğü gibi, doğayı da geri dönülemez bir şekilde tahrip etmektedir.
İZİN SÜREÇLERİ İPTAL EDİLMELİ: Ekosistemi tahrip eden, ormanlarımızı yok eden, doğal yaşmönünde önemli tehditler oluşturan bu yağmacı anlayışı kınıyoruz. Kirazlı Köyü Balaban Tepesi başta olmak üzere tüm sömürge madenciliği faaliyetleri durdurulmalı, izin süreçleri iptal edilmelidir. TMMOB olarak bizler yıllardan bu yana ülkemizdeki tüm madencilik faaliyetlerinin kamu yararını ve ülke geleceğini gözetecek biçimde planlanmasını savunduk. Tüm madenlerimizin kamu eliyle işletilmesini ve maden işletmelerinde kamu denetiminin sağlanmasını savunduk. Madencilik faaliyetlerinin doğaya ve doğal yaşama uygun biçimde yürütülmesini savunduk.
HALKIN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ: Bundan sonra da savunduğumuz bu değerler için mücadele etmeye devam edeceğiz. Sömürgenler karşısında Çanakkale’de, Cerattepe’de, Munzur’da, Murat Dağı’nda direnen yöre halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Ülkemizi, doğamıızı, yeraltı ve yerüstü varlıklarımızı, geleceğimizi savunmaya devam edeceğiz.Ülkemizin yağmalanmasına karşı her türlü baskıya rağmen ortak zenginliğimiz ve ortak geleceğimiz için mücadele eden halkımızı dayanışma duygularımızla selamlıyoruz. (DUVAR)