Güvenli bölgeye 'güven' şartı: Ancak o zaman dönerler
İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır, 'güvenli bölge'ye geri dönüşlerde uluslararası kabul ve geri dönüş ilkelerinin henüz sağlanamadığına dikkat çekti. 1 milyon kişinin geri dönüşünün pek mümkün görünmediğini savunan Çorabatır, Türkiye’ye askeri harekatın düzenlendiği bölgeden gelen 400 bine yakın sığınmacının geri dönebileceğini, diğer sığınmacıların güvenlik ve fiziki koşulların garanti altına alınmasıyla teşvik edilebileceklerini söyledi.
ANKARA - Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine düzenlediği harekat sonrası en az 1 milyon sığınmacının oluşturulacak 'güvenli bölge'ye yerleştirilmesi planlanıyor. Türkiye AB’den güvenli bölge için kaynak ayırmasını beklerken, uluslararası kamuoyuna da işbirliği çağrısında bulunuyor. 'Güvenli bölge'ye sığınmacıların nasıl yerleştirileceği ise tartışma konusu.
İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır, güvenli bölgeye yerleştirilecek sığınmacıların dönüşlerinin gönüllü, güvenli ve insan onuruna yakışır şekilde olması gerektiğine dikkat çekerken, oluşturulacak bir güvenli bölge için uluslararası kabulün sağlanması gerektiğini savundu.
'DÖNENLER BİLGİLENDİRİLMELİ'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre; Suriye operasyonu sonrasında 30 bin kişinin bölgeye geri döndüğüne ilişkin sözlerini hatırlatan Çorabatır, bölgede henüz güvenli ortamın sağlanmadığına dikkat çekti. Çorabatır, “Uluslararası kriterlere uygun olsa da olmasa da kendiliğinden, spontane geri dönüşler olabilir. Ben köyüme evime gitmek istiyorum diyenler olabilir. Ama o bölge operasyondan yeni çıktı ve mayın aranması, tünellerin kontrolü gibi güvenlik çalışmaları devam ediyor. Bu insanlara geri döndükleri takdirde karşılaşabilecekleri risklerin anlatılması gerekiyor” dedi.
'1 MİLYON KİŞİ MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR'
İGAM Başkanı Çorabatır, Türkiye’nin güvenli bölgeye yerleştirmeyi planladığı 1 milyon sığınmacının geri dönüşünün pratikte pek mümkün görünmediğini savundu. Türkiye’ye 'Barış Pınarı Harekatı'nın düzenlediği bölgeden göç eden sığınmacıların 400 bin civarında olduğunu işaret eden Çorabatır, “Türkiye’de 4 milyona yakın Suriyeli'den tahminen 300- 400 bin kişi o bölgeden geldi. Onların geri dönüşü söz konusu olabilir. Ancak o bölge dışından gelen sığınmacıların geri dönüşlerini sağlamak için teşvikler yapılabilir; huzur ve barış ortamının tesisi, güven ve fiziki koşulların sağlanması gibi... Onun için de uluslararası hukuka uygun bir anlaşma yapılması gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda güvenli bölgeye 1 milyon insanı yerleştirmek şu an için bana pek pratik görünmüyor” diye konuştu.
DÖNÜŞLER İÇİN 3 TEMEL İLKE: EN ÖNEMLİSİ GÜVENLİK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güvenli bölge fikrinin BM başta olmak üzere uluslararası kamuoyunda işbirliği gerektirdiğine dikkat çeken Metin Çorabatır, sürecin nasıl işlemesi gerektiğini şu sözlerle anlattı:
“Öncelikle BM İlçe Komiserliği’nin geri dönüşler hakkında yayınladığı ilkeler doğrultusunda dönüşlerin gönüllü, güvenli ve insan onuruna yakışır şekilde olması lazım. Sonraki adım güvenli bölgenin sınırlarına hakim olan siyasal güç ile anlaşma yapılması gerekiyor ve bu anlaşmanın uluslararası bir geçerliliği olmalı. Bu doğrultuda Şam’ın garantiler vermesi lazım. Güvenli bölgenin ‘güvenli’ olması en önemli husus. Oraya giden insanların güvenlik kaygıları ortadan kaldırılmalı. Güvenliklerinin hukuki zeminde belirli garantiler ile koruma altına alınması gerekir. Orada barışın ve huzurun sağlanması öncelik. Çatışmadan yeni çıkan bir bölge ve saldırılara ne kadar açık olup olmayacağı belli değil. Türkiye’de yaşayan bir mülteci çocukları ile güvenlik açısından belirsiz bir ortama ne kadar istekli gidebilir? Geri dönüşlerin yapılması halinde Suriyelilerin oradaki güvenliklerinin ve durumlarının izlenmesi gerekecek.”
'GERİ DÖNÜŞLERİN BM İŞBİRLİĞİNDE YAPILMASI GEREKİYOR'
Güvenli bölgenin oluşturulması için uluslararası kabul ve geri dönüş ilkelerinin şu ana kadar sağlanamadığını savunan Çorabatır şunları söyledi:
“Bu insanlar hangi Suriye’ye geri dönecek. Yakın zamana kadar Türkiye’yi işgalci diye suçlayan Almanya NATO’nun kontrolünde sınırda güvenli bölgeden bahsetmeye başladı. Çünkü kabusu olan Türkiye’den gelecek mülteci akınının önünü kesmek istiyor. NATO hangi amaçla bölgeyi kontrol edecek. Güvenli bölgenin sınırları net olarak belirlenmeli. Geri dönüşlerin uluslararası platformda hukuksal temelli iyice tartışılmalı, mekanizmaların çok iyi oluşturulması lazım. Geri dönüşlerin BM işbirliğinde yapılması gerekiyor. Güvenliğin BM tarafından teyit edilmesi lazım. Şu anda hukuki, güvenlik ve ekonomik konularda henüz hiçbir ortamın sağlanmadığını tahmin ediyorum. Zaten bölge henüz mayınlardan temizleniyor. Güvenli bölgenin kurulması için biraz zaman geçecek."
'ULUSLARARASI KABUL HENÜZ YOK'
Diğer yandan güvenli bölgenin finansmanının ciddi bir kaynak gerektirdiğine dikkat çeken Metin Çorabatır şöyle konuştu:
“Türk hükümeti geri dönüş koşullarının hazırlanması için Avrupa Birliği’ne işbirliği çağrısında bulundu. Dışarıdan geri dönüşü teşvik edecek desteklerin olup olmayacağı henüz belirsiz. Evlerin yapılması, normal bir hayatın yeniden tesisi, yerleşim bölgelerinin yaratılması büyük masraf. Türkiye bütçenin oluşturulmasını AB’den bekliyor. Bu bölge için ekonomik altyapının olması lazım. Geri dönüş ilkeleri ve uluslararası planda kabulü açısından mevcut koşullar yok. Bu koşullar yaratılırsa olabilir. Türkiye'nin sadece mültecinin getirdiği yükü azaltmak için bazı ilkelerden taviz vermemesi gerekiyor.”