Erdoğan: Gerekirse mülteci şehirlerini biz kurarız, o zaman Adnan Polat'ın kapısını çalarım

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e Suriyeli mültecilerin güvenli bölgeye dönüşüyle ilgili projeler için "Uluslararası donörler toplantısı çağrısını siz yapın" önerisinde bulunacağın söyledi. Erdoğan, "Yapmadığınız takdirde bu çağrıyı ben yapacağım. Olmadı mülteciler şehrini veya şehirlerini biz kuracağız. Ben o zaman Adnan Polat'ın kapısını çalarım. 'Sayın Polat sen de burada bir şeyler üstlen' deriz" diye konuştu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rönesans Polat İstanbul Otel'de düzenlenen 6'ncı Türk Tıp Dünyası Kurultayı'nda konuşma yaptı.

Yerli ilaç, aşı ve tıbbi cihaz üretilmesi için çalışmalar yapıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yerli ilaç, aşı ve cihaz üretimini öyle sadece, adı yerli kendisi yine dışa bağımlı şekilde değil, formülünün geliştirilmesinden nihai ürüne kadar tüm aşamalarıyla kendimize ait hale getirmekte kararlıyız. İlaçları ve aşıları halkımızın hassasiyetlerine uygun şekilde üretip hizmete sunduğumuzda bu sorunu aşmış olacağız" diye konuştu.

'KAMUDA VE ÖZEL SEKTÖRDE GİZLİ BİR DİRENİŞ OLDUĞUNU BİLİYORUM'

Yerli üretime karşı "gizli bir direniş" olduğunu söyleyen Erdoğan, "Kamuda ve özel sektörde ilaç, aşı ve cihaz üretimlerinin gerçek anlamda millileştirilmesi hususunda gizli bir direniş olduğunu da biliyorum. Stratejik öncelik olarak gördüğümüz bu hususta atılan tüm adımları ve yapılan tüm engellemeleri çok daha yakından takip altına alacağımızın bilinmesini istiyorum" dedi.

'SIĞINMACILAR VATANDAŞLARIMIZLA AYNI HİZMETİ ALIYOR'

Sağlık alanındaki çalışmalarla ortalama yaşam süresinin uzadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Buna karşılık Suriye gibi büyük yıkımlara uğrayan ülkede ortalama hayat süresi 73'ten 63'e geriledi. Bugün 7,5 milyarı bulan bir dünya nüfusuna sahibiz. Karşımızdaki fotoğraf bize ortalama ömür uzamakla birlikte sağlık başta olmak üzere çeşitli alanlarda ciddi çarpıklıkların da büyüdüğüne işaret ediyor. Bir tarafta yüz milyonlarca insan açlıktan ölme tehdidiyle karşı karşıya, diğer taraftan obezitenin önemli sağlık sorunu hale dönüştüğü yerler var, başta Amerika. Bu çarpıklığın üzerinde hepimizin uzun uzun düşünmesi gerekiyor. Aynı şekilde silahlanmaya harcanan paranın sadece bir kısmıyla dünyada ne aç, ne de temiz su sıkıntısı çeken kimsenin kalmayacağı gerçeğini de dikkate almalıyız."

Türkiye'de 4 milyon sığınmacı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kurduğumuz sistem sayesinde ülkemizdeki sığınmacıların hepsi de tüm şehirlerimizdeki sağlık kurumlarından vatandaşlarımızla aynı şartlarda hizmet alıyor. Bu vesileyle Sağlık Bakanlığımıza, sağlık kurumlarımıza özellikle şahsım ve milletim adına şükranlarımı bildiriyorum" şeklinde konuştu.

Erdoğan: Kongre sürecimizle metal yorgunluğunun son izlerini de sileceğizErdoğan: Kongre sürecimizle metal yorgunluğunun son izlerini de sileceğiz

'BİZ AB'DEN DAHA MI ZENGİNİZ?'

"Gelir bakımından bizden kat be kat ilerde olan ülkelerin sığınmacıları nasıl bir sefalete mahkum ettiğini sizler de görüyorsunuz" diye Erdoğan, "Asıl üzüntü verici olan ise bu mücadele tek başına bırakılmamızdır. Şu anda AB başta olmak üzere tümüyle bizim sadece sivil toplum kuruluşlarımıza STK'lar vasıtasıyla AB'den gelen destek, bizim milli bütçemize değil, 3 milyar avro. Peki bizim yaptığımız yatırım 8,5 yılda yaptığımız harcama 40 milyar doları aşmıştır. AB'den biz daha mı zenginiz?" ifadelerini kullandı.

Suriye'de kurulacak güvenli bölgeyle ilgili planları Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda görüştüğü liderlere ilettiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bakıyorlar kitapçığa 'Gayet güzel diyorlar.' Peki para? Paraya gelince ses yok. Bunlar parasız olmaz. Bunu beraber yapacağız. Yarın BM Genel Sekreteri misafirim olacak. Kendisine aynen bu programı, bu planı takdim edeceğim. Diyeceğim ki, 'Uluslararası donörler toplantısı çağrısını siz yapın.' Yaptınız yaptınız, yapmadığınız takdirde bu çağrıyı ben yapacağım. Oldu oldu, olmadı Tel Abyad'la Rasulayn arasında mülteciler şehrini veya şehirlerini biz kuracağız. Ben o zaman Adnan Polat'ın kapısını çalarım. 'Sayın Polat sen de burada bir şeyler üstlen' deriz. O da hayrına... Bakın 'Tamam' dedi. Bizim insanımız böyledir, bu tür adımları atar. Yıllardır milyonlarca sığınmacıyı topraklarımızda barındırmak için bu ev sahipliğini yaptık. Uluslararası toplumdan aldığımız destek maalesef sadece nasihat." (İSTANBUL/AA)