Cumartesi Anneleri: Biz ne istiyoruz?

Cumartesi Anneleri bu haftaki açıklamayı polis barikatları altında gerçekleştirdi. Gözaltında kayıp yakını Hanife Yıldız yetkililere seslenerek, "Biz ne istiyoruz? Bizden aldıklarınızı, çaldıklarınızı istiyoruz. Koltuklarınız sizlerin olsun" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İçişleri Bakanlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından Galatasaray meydanında oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri 762'ci hafta açıklamasını yine polis kalkanları altında gerçekleştirdi. Kayıp yakınları bu hafta 1996'da gözaltında kaybedilen 65 yaşındaki Ramazan Tekin ve 18 yaşındaki Mehmet Şirin Bayram için adalet talep etti.

Bu haftaki açıklamaya HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve HDP Milletvekilleri Ali Kenanoğlu, Garo Paylan, Hüda Kaya, Oya Ersoy, Meral Danış Beştaş katıldı.

NİŞANLANMAK İÇİN KÖYE GELDİ...

Bu haftaki açıklamayı Besna Tosun okudu. Tosun, "762 haftadır devletin resmi söylemi yok saydığı ölüm kuyuları hakikatini hafızamızda yaşatmak için bir araya geliyoruz. Devlet bir kişiyi gözaltına aldıysa kayboldu diyemez" dedi.

Tosun kaybedilen iki kişi için şunları söyledi: "Bayram ailesi köydeki baskılardan dolayı Diyarbakır'a göç etmek zorunda kaldı. 18 yaşındaki Şirin ailesine sevdiği bir kız olduğunu söyledi. Şirin nişanlanmak için köye geldi. 2 Kasım 1996'da Ramazan Tekin'in evi korucular ve jandarma tarafından basıldı. Aile tanıdığı koruculardan bilgi istedi. Bir korucu, aileye gözaltına alınanları gördüğünü söyledi. Aile Savcılığa başvurdu. 23 yıldır Bayram ve Tekin aileleri sevdiklerinin akıbetlerini bulamadıklarının acısını yaşıyor. Gözaltında kaybetme süresiz biçimde suçtur. Zaman aşımına tabi değildir. Ramazan Tekin, Mehmet Şirin Bayram tüm kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz."

'BİZDEN ALDIKLARINIZI, ÇALDIKLARINIZI İSTİYORUZ'

Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız de bir konuşma yaptı. Yıldız, yetkililere seslenerek şunları söyledi: "Bayram Şirin bir gençti. Bayram Şirin'in de Murat Yıldız gibi hakları elinden alındı. Polisi buraya gönderenlere sesleniyorum: Saraydan bahçe istemiyoruz. Biz kayıplarımızla buluşma yerimizi istiyoruz. Polislerinizi çekin. Böyle adalet, hukuk, demokrasi olmaz. Biz ne istiyoruz? Bizden aldıklarınızı, çaldıklarınızı istiyoruz. Koltuklarınız sizlerin olsun."

Yıldız şöyle devam etti: "Bir insanın kaybedeceği bir şey kalmadı mı hiçbir şeyden korkmaz. Biz sizden neden korkalım? İnsanların birbirlerinin hakkına saygı göstermesini biz öğreteceğiz. Bizi buraya sıkıştırmakla elinize ne geçiyor?"

'BİZLERİ BİR ARAYA GETİREN ADALETSİZLİKLER OLDU'

Yıldız'ın konuşmasının ardından gözaltında kaybedilen Bayram ailesinin Diyarbakır'dan gönderdiği mektubu okundu: Özellikle 90'lı yıllardan sonra devleti yöneten iktidarların kendi şahsi iktidarları için arkalarına aldıkları devlet aygıtlarıyla birlikte yüzlerce faili meçhul cinayetler işleyerek kendilerini tarihin kara sayfalarında kalıcı kılmışlardır.

Peş peşe gelen farklı iktidarlar; aynı akıl ve hukuksuzca yöntemlerle bunu bir devlet geleneği haline getirerek zulüm, baskı, yıkım ve yok etmek üzerinden iktidarlarını ayakta tutmayı düşünmüşlerdir. Fakat yaptıkları hukuksuzluklar, insan hakları ihlalleri, kendilerine karşı biat ettirme düşüncesi tam da istedikleri gibi olmamıştır. Bunun karşısında adalet için kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları her türlü zulüm ve baskılara rağmen bir araya gelmeyi başarmıştır.

Bizleri İstanbul'dan Diyarbakır'a İzmir'den Roboski'ye ülkenin dört bir yanında adalet arayışçıları olarak bir araya getiren yaşadığımız adaletsizlikler oldu. Bu hak arayışı zinciri hiçbir iktidar ve güç tarafından yok edilemeyecektir.

Bugüne kadar gelip giden iktidarlar ve bundan sonra gelecek olan iktidarlar da çok iyi bilsinler ki bu mücadele ve hak arayışı son kaybımız bulunana ve adalet yerini. Çünkü biz haklıyız. Çünkü biz adalet arıyoruz."

NASIL KAYBEDİLDİLER?

1 Kasım 1996 gecesi 65 yaşındaki Ramazan Tekin'in Kulp'un Demirci köyündeki evi askerler ve korucular tarafından basıldı. Ramazan Tekin ile evde misafir olan 18 yaşındaki Mehmet Şirin Bayram gözaltına alındı.

Gözaltına alınanların Kulp ilçe jandarma karakoluna götürüldüğü ve beş gün karakolda tutulduğu bilgisi ailelerine ulaşsa da başvurdukları karakoldan, "Biz almadık bizde yok" cevabı verildi.

Savcılığa yaptıkları başvurular sonucunda aileler, "Askerleri şikayet ediyorsunuz" diye ağır tehdit ve baskıyla karşılaştı. Etkin soruşturma yürütülmedi. Ramazan Tekin ve Mehmet Şirin Bayram'ın akıbetleri açıklanmadı.