Alaz Erdost: Size babamın masalını anlatacağım

MLSA'nın düzenlediği 'Faili meçhul: Gazeteci cinayetlerinde cezasızlıkla mücadele' panelinde gazeteciler ve katledilenlerin aileleri konuştu. 1980'de Mamak Cezaevi'nde dövülerek katledilen Yayıncı İlhan Erdost'un kızı Alaz Erdost, babasıyla ilgili hiç anısının olmadığını söyleyerek, "Size babamın masalını anlatacağım" dedi. Özgür Gündem muhabiri Hafız Akdemir'in katledilmesini anlatan Veysi Polat, "Mesele tetiği çekenler değil bu gücü verenler kim?" diye sordu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), 'Faili meçhul: Gazeteci cinayetlerinde cezasızlıkla mücadele' paneli düzenledi. Panel, Yazar İlhan Erdost'un kızı Alaz Erdost, gazeteci Veran Matić ve Veysi Polat’ın katılımıyla Eren Keskin moderatörlüğünde bugün saat 18.00’de İstanbul Osmanbey'deki Anarad Hığutyun Binası Havak Salonu’nda gerçekleşti. Panelde gazetecileri katledenlerin cezasızlıkla ödüllendirmesi, ailelerin adalete olan bakış açıları gibi pek çok konu tartışıldı.

Panelin moderatörlüğünü yapan İnsan Hakları Savunucusu avukat Eren Keskin açılış konuşmasında, "Bir soykırım coğrafyasında yaşadığımızı unutumamak gerekiyor" diye başladı. Keskin, faili meçhul cinayetlerle ilgili, "Bu soykırımın sonuçları ve oluşturduğu devlet yapısı devam ediyor. Bu yüzden bu cinayetleri tartışıyoruz. Bu nedenle coğrafyamızda yaşanan faili meçhul diye adlandırılan bu yok etmeleri bu anlayış içinde değerlendirilmeli" dedi.

'SESİNİ KASETLERDEN DİNLİYORUM...'

Yayıncı İlhan Erdost, 12 Eylül darbesinde katledildi.

1980'de Mamak Cezaevi'nde dövülerek katledilen Yayıncı İlhan Erdost'un kızı Alaz Erdost, babasını anlattı. Erdost, babasıyla ilgili sadece bir ses kaydı olduğunu ve babasıyla böyle tanıştığını söyledi. Erdost başvurdukları yargı merciilerinden olumlu bir yanıt alamadıklarını söyleyerek adalet için başvurdukları bütün kapıların yüzlerine kapı duvar olduğunu anlattığını söyledi: "Keşke size babamı anlatsaydım ama babamı anlatacak bir anım yok. Sesini kasede kaydedilen kasetlerden dinliyorum. Size var olmayan hukuku, cezasızlığı anlatacağım. Size babamın masalını anlatacağım. Babamla ilgili kalp krizi denildi. Bu yüzümüze vurulan hukuksuzluk. Savcılık 'bir erin fevri hareketiyle öldürüldüğünü' kanıtlamaya çalıştı. 2010 yılında yargılamanın önü açıldı. Bunu samimi bulmadık ancak hukuktan başka bildiğimiz bir yol yok. Biz de dönemin kolluk kuvvetleri yargılansın diye suç duyurusunda bulunduk. Ama zamanaşımı denildi. 1980'de işkence gören, öldürülen kimse dava açamazmış. Kenan Evren'e hiçbir yaptırım yapılmadan öldü. 2019'da Mamak askeri cezaevinin komutanı da şanlı bir asker diye öldü. AİHM'e gittik. Buradan bir karar bekliyoruz. Olmayan bir hukuku, adaleti anlattım. Hiç küçük bir kız çocuğu olarak bunları anlattım. Hep anlatmaya devam edeceğim. Çünkü babalar hep var olsunlar."

HAFIZ AKDEMİR CİNAYETİ: TEK GÖRGÜ VAR AMA DİNLENMEDİ

Özgür Gündem muhabiri Hafız Akdemir'in Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 8 Haziran 1992 günü uğradığı silahlı saldırıda katledilmesiyle ilgili gazeteci Veysi Polat konuştu. Olayın tek görgü tanığı olan Polat da olayda yaralanmıştı.

Hafız Akdemir, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 8 Haziran 1992 günü öldürüldü. Fotoğraf: MA

Polat şunları söyledi: "Aradan 27 yıl geçti. Olayın tek görgü tanığı olmama rağmen mahkemede dinlenilmedim. Hikayeler birbirine o kadar çok benziyor... Faili belli, birileri yakalanıyor ama bir süre bırakılıyor. Hafız 19 yaşındayken muhalif düşüncelerinden dolayı 7 buçuk yıl cezaevinde kaldı. O dönem Yeni Ülke de işe başladı. Köy yakmaklar, işkenceleri anlatan tek gazeteydi. O da bu gazeteyi seçti. Hafız bizim için bir kahramandı. Birlikte çalıştık, aynı evde kaldık. 8 Haziran günü evden işe giderken silah patladı. Hafız'ın cenazesini sabaha karşı polisler morgdan aile rızası olmadan Mardinkapı mezarlığına gömmüşler. Tek görgü tanığı olduğum için ismimi soy ismimi ailem değiştirdi. Ondan sonra gazetecilik yapmaya başladım."

Polat son olarak şöyle devam etti: Hafız'ı öldüren yedi kişinin katili ve kendisi aramızda. Mesele tetiği çekenler değil bu gücü verenler kim? Bizim Türkiye'de adalete, hukuka olan inancımız yok. İnancımız olmadığı için de bin yıl yatsa bile ne olacak! Onun arkasındaki güçler ortaya çıkmayınca..."

'2 BİN İNSANI BULMAYA ÇALIŞIYORUZ'

Sırbistan'da ketledilen gazeteci Slavko Curuvija’nın meslektaşı ve Sırbistan Faili Meçhul Gazeteci Cinayetleri Komisyonu Başkanı Veran Matic de paneldi konuştu. Matic şunları söyledi: "Bu tür durumlarda aile ve kamuoyunun kilit bir rol alması büyük öneme sahiptir. Komisyonda savaş esnasında kaybedilen 2 bin insanı da bulmaya çalışıyoruz. Bu insanların durumu da faili meçhule kurban gitmiş gazetecilere çok benziyor. 17 yıl sonra tekrar araştırılarak bir dava muhakkak delil yetersizliğiyle karşılaşıyor. Maalesef bu dava da öyle oldu. Ümitsiz bir durumda elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Günümüz gazetecilerin karşılaştığı meydan okumalar yep yeni bir dünyayı karşı karşıya getiriyor. Meydan okumalara önlemlerin getirilmesi gerekiyor. Benzerlik taşıyacak önlemler üzerinde gazetecilerin güvenliği üzerinde duracak kurumların kurulması gerekiyor. Gazeteciler bir araya gelebilir ancak belirli konularda komisyonların kurulması çok daha anlamlı oluyor."

Bu yılın ilk günlerinde Sırbistan'da bir suikast girişimi yaşandığını anlatan Matic olayın faillerinin yakalandığını ve bu kişilerden hükümete bağlı bir belediye başkanının sorumlu olduğunu söyledi. Matic, "Bu ciddi bir başarı oldu" dedi. Matic son olarak yaşanan bu olayların küresel bir mesele olduğunu söyledi.