Şehir Üniversitesi'nden Erdoğan'a: İddialar asılsız
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Halkbank'ı dolandırmaya çalışmakla suçladığı İstanbul Şehir Üniversitesi yönetimi yazılı açıklama yaptı. Açıklamada "Üniversiteyi zan altında bırakan asılsız iddiaları üzülerek takip etmekteyiz. Siyasi tartışmaların hukuki süreçleri etkilemesinden kaygı duymaktayız" denildi.
DUVAR – İstanbul Şehir Üniversitesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın suçlamalarına yazılı yanıt verdi. Açıklamada, “İstanbul Şehir Üniversitesi’ne ilişkin gündeme getirilen ve Üniversite’yi zan altında bırakan asılsız iddiaları üzülerek takip etmekteyiz. Üniversite’nin tüzel kişiliği, mensupları (öğrencileri, öğretim elemanları ve çalışanları) ve paydaşlarının hakları ile kurumsal ve bilimsel birikimi siyasi tartışmalara kurban edilmemelidir. Üniversitemize yönelik baskı, müdahale ve siyasi tartışmaların eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerini kesintiye uğratmasından, devam eden hukuki süreçleri etkilemesinden derin bir kaygı duymaktayız” denildi.
Erdoğan’ın iddialarına maddeler halinde yanıt veren açıklamanın özet bölümünde şu noktalara dikkat çekildi:
- Dragos kampüs arazisinin İstanbul Şehir Üniversitesi’ne devri yürürlükteki yasalara uygun olarak yapılmıştır.
- İstanbul Şehir Üniversitesi’ne Halkbank tarafından bankacılık mevzuatına uygun olarak kullandırılan yatırım kredisi, bütünüyle kampüs inşaatı için harcanmıştır.
- İstanbul Şehir Üniversitesi, kredi borçlarını ödeyebilecek kapasiteye sahip olup bu süreçte borçlarının silinerek kamu tarafından yüklenilmesini asla talep etmemiştir. Üniversite’nin talebi mevcut yasalar çerçevesinde borçlarının yeniden yapılandırılmasından ibarettir.
Açıklamanın tam metni ise şöyle:
1. Dragos Kampüs arazisinin İstanbul Şehir Üniversitesi’ne devri yasaldır.
İstanbul Şehir Üniversitesi’nin halen içinde bulunduğu Dragos Kampüs arazisi 2009 yılında Özelleştirme İdaresi tarafından Milli Emlak’a devredilmiştir. Milli Emlak ise akabinde sözkonusu araziyi Üniversite’ye tahsis etmiştir. 2013 yılındaki ek kararla bu tahsisin kapsamı ilave parsellerle genişletilmiştir.
Bu tarihten itibaren tahsis kararına yönelik çeşitli sendika ve meslek kuruluşları tarafından 16 dava açılmış ve bu davaların 15’i Üniversitemiz lehine sonuçlanmıştır. Ancak bu tahsis kararı 10.12.2014 tarihinde Danıştay 13. Daire tarafından iptal edilmiştir. 2009-2016 yılları arasında Üniversitemize tahsisli olan ancak Üniversitemiz aleyhine açılan davalar nedeniyle o dönemde hiçbir şekilde kullanılamayan Dragos kampüs arazisi için ön-izin ve irtifak hakkı bedeli olarak toplam 12.581.195 TL İstanbul Defterdarlığı hesabına ödeme yapılmıştır. Ödeme yapılan tarihlerdeki Merkez Bankası döviz satış kuruna göre yapılan ödemelerin dolar karşılığı 6.512.506 USD’dir. Bu meblağın bugünkü Türk Lirası karşılığı ise 37.milyon 500 bin 309 TL’dir.
Bu iptal kararı üzerine “eğitim öğretim hizmetlerinde kamu yararı çerçevesinde kullanılma” şerhi tapuya işlenmek kaydıyla söz konusu arazi 29.05.2015 tarihinde İstanbul Şehir Üniversitesi’ne devredilmiştir. Bu devir işlemi, iptal edilen tahsis işlemine bürokratik bir çözüm üretmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Söz konusu işlem, 25.11.2010 tarihinde 6082 sayılı kanunun 16. maddesiyle 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu’nda yapılan değişikliğe dayanmaktadır. Bu değişiklikle Özelleştirme İdaresi uhdesindeki taşınmazların, kamu tüzel kişiliğine sahip eğitim kurumlarına devrine imkân sağlanmıştır (Ek 3). Kanundaki bu düzenlemenin devir işleminin yapıldığı tarihten (29.05.2015) yaklaşık 5 yıl önce (25.11.2010) gerçekleştirildiği özellikle vurgulanmalıdır!
Dragos kampüs arazisinin Üniversite’ye devrinin üzerinden 18 ay geçtikten sonra TMMOB tarafından açılan devir işleminin iptaline yönelik dava, önce İdare Mahkemesi ardından Bölge İdare Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Ancak TMMOB davayı devir işleminden otuz ay sonra 01.02.2018’de Danıştay’a taşımış ve Danıştay 13. Dairesi Özelleştirme İdaresi’nin söz konusu devir işleminin önce yürütmesinin durdurulması yönünde karar almış daha sonra da işlemin iptaline karar vermiştir. Söz konusu karar, Özelleştirme İdaresi ve Üniversitemiz tarafından temyiz edilmiştir. Danıştay Dava Daireleri Kurulu’nda görüşülen davanın gerekçeli kararı ise henüz açıklanmamıştır.
Diğer yandan gerek Danıştay 13. Dairesi’nin kararına karşı oy veren üyelerin gerekçesinde gerekse Üniversitemiz’in hukuki savunmasında vurgulandığı üzere, iptal kararında usul, dava açma ehliyeti ve esas yönünden bariz hukuka aykırılıklar söz konusudur. TMMOB’un dava açma gerekçeleri ile Danıştay’ın yürütmeyi durdurma gerekçeleri arasında bir illiyet bağı yoktur. Üstelik iddia edildiği gibi Danıştay, Üniversitemiz’e yapılan arazi devrini kanuna aykırı bir şekilde yapıldığı gerekçesiyle iptal etmemiştir. Bu iptal kararı vakıf yükseköğretim kurumlarının kamu tüzel kişiliği özelliğini haiz olmadığı şeklindeki yeni bir içtihada başvurularak verilmiştir. Bu kararın Anayasa’nın 130. maddesine göre kurulan diğer vakıf yükseköğretim kurumları için de gelecek açısından büyük tehditler barındırdığı dikkatlerden kaçmamalıdır.
Sonuç itibariyle, sekiz parselden oluşan ve sadece bir parselinin Üniversite’ye devri Danıştay 13. Dairesi tarafından iptal edilen Dragos kampüs arazisinin tapuları halen İstanbul Şehir Üniversitesi’ndedir. Dolayısıyla İstanbul Şehir Üniversitesi gerek söz konusu yedi parsel, gerekse ek teminat olarak gösterilen Tuzla’daki 115 dönümlük arazisi üzerinden borçlarını ödeyebilecek teminat ve kapasiteye sahiptir.
Türkiye’de vakıf üniversitelerine kampüs arazisi sağlamak amacıyla bedelli tahsis, bedelsiz tahsis ve devir yapılmaktadır. Burada tahsisi ya da devri yapılan arazilerin kullanımı tapu şerhiyle kayıt altına alınmaktadır. Bedelsiz tahsis ile devir arasında kullanım açısından hiçbir fark yoktur. İstanbul Şehir Üniversitesi’ne devri yapılan kampüs arazisi “eğitim-öğretim hizmetlerinde kamu yararı çerçevesinde kullanılma” şerhi tapuya işlenmek kaydıyla devredildiği için arazinin eğitim-öğretim dışında kullanılması zaten mümkün değildir. Kaldı ki vakıf üniversitelerinin uhdesinde bulunan bütün gayr-i menkuller üzerindeki her türlü tasarruf doğrudan Cumhurbaşkanlığı’nın iznine tabidir.
2. İstanbul Şehir Üniversitesi ile Halkbank arasındaki kredi ilişkisi bankacılık mevzuatına uygundur.
İstanbul Şehir Üniversitesi Haziran 2016 tarihine kadar kurucu vakıf bağışçılarının desteği ve diğer gelirleri ile hizmetlerini yürütmüş, süreç içerisinde de dış desteğe olan ihtiyacını minimuma indirmek üzere kuruluş felsefesinden uzaklaşmaksızın öz gelirlerini artırıcı bir büyüme modeli geliştirmiştir. Benimsenen model ve başarılı bir yönetim sayesinde, planlanan tarihten önce, 2019 yılında gelirlerin, giderlerin %20 üzerinde gerçekleştiği başarılı bir sonuca ulaşılmıştır.
Başlangıcında ve sonrasında yaptığı bağışlarla üniversitenin gelişiminde büyük pay sahibi olan, Dragos kampüs inşaatı kapsamındaki fakülte binalarının kaba inşaatını gerçekleştiren ana bağışçımızın, Haziran 2016’dan itibaren bağışları beklenmedik bir şekilde kesmesi üzerine Dragos kampüsünde inşaatların tamamlanabilmesi için Halkbank’la Eylül 2016’da yatırım kredisi çerçeve sözleşmesi imzalanmıştır. Kredi anlaşmasının imzalandığı bu tarihte Sayın Binali Yıldırım başbakanlığındaki 65. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti işbaşındadır. Bu dönemde kampüs inşaatı için 300 milyon TL yatırım kredisi alınarak karşılığında 8 parselden oluşan kampüs arazisi teminat olarak gösterilmiştir. Kredi karşılığında gösterilen bu teminatın ipotek için uygun olup olmadığı hususunu Halkbank, İstanbul Defterdarlığı’na sormuş ve “uygundur” görüşü alarak Şubat 2017’de kredinin ilk dilimini Üniversite’ye kullandırmıştır (Ek 5). İlk dilimin kullanılmasından itibaren üç aylık periyotlarla geri ödemelere başlanmış ve Mart 2019’a kadar 55.068.781 TL (Ellibeşmilyonaltmışsekizbinyediyüzseksenbir TL) geri ödeme herhangi bir aksama olmadan Halkbank’a yapılmıştır.
Kullanılan yatırım kredisi ile eğitim-öğretim amacına hizmet etmek üzere 112.000 metrekare kapalı alan inşa edilmiş ve tüm altyapısı ve çevre düzenlemesi dâhil olmak üzere 400 dönüm açık alan hizmete hazır hale getirilmiştir. Böylelikle, Cumhuriyet döneminin önemli bir endüstri mirasının ve mevcut doğal alanların en üst seviyede korunduğu örnek bir mimari uygulama gerçekleştirilmiştir. Bu çerçevede aşağıda sıralanan yapı stoku eğitim-öğretim hayatına kazandırılmıştır:
7 Fakülte binası
İdari binalar
Kütüphane
Laboratuvar binası
Araştırma binası
Öğrenci Merkezi:
Yemekhane (1200 kişilik)
Kafeterya
İbadethane (1200 kişilik)
Spor merkezi
Sergi alanı
Stüdyolar
Kitapevi
İdari ofisler
Kulüp ofisleri
Ticari alanlar
Sağlık merkezi ve diğer donatılar
Konferans salonları
Kız yurdu (750 kişilik)
Erkek yurdu (550 kişilik)
Isı merkezi
Enerji merkezi
Açık spor alanları
Danıştay 13. Dairesi tarafından Özelleştirme İdaresi’nin söz konusu devir işleminin sadece bir parsel üzerinde yürütmesinin durdurulması yönünde almış olduğu ara karar üzerine Halkbank tarafından yatırım kredisinin teminatının riske girdiği iddia edilmiş ve Mart 2019 tarihi itibariyle kredi limitlerimiz banka tarafından kullandırılmamıştır. Halkbank, on yıl vadeli olarak alınan ve 2027 tarihine kadar ödenmesi gereken kredi borcunu 03 Nisan 2019’da kat işlemine (geri çağırma) tabi tutmuş ve kredinin tamamının bir gün içinde ödenmesini talep etmiştir. Yapılan görüşmeler neticesinde, kurucu vakıf tarafından Üniversite’ye bağışlanan 115 dönümlük Tuzla’daki arazi iyi niyet çerçevesinde bankaya ek teminat olarak verilmiştir. Buna rağmen kredi limitleri kullandırılmamış ve nihayetinde Üniversitenin tüm varlıklarına ihtiyati haciz uygulanması ve haciz işleminin başlatılması yoluna gidilmiştir.
Üniversitenin yıllara sâri yatırım giderleri ve cari harcamaları dâhil olmak üzere tüm mali işlemlerine ilişkin ibra edilmiş yıllık denetleme raporları Yükseköğretim Kurulu kayıtlarında yer almaktadır. Bütün idari ve mali işlemleri kamu denetimine açık olan İstanbul Şehir Üniversitesi’nin verilemeyecek tek kuruş hesabı yoktur.
3. İstanbul Şehir Üniversitesi kredi borçlarını ödeyebilecek kapasiteye sahiptir.
Üniversite’ye ait Dragos’taki 8 taşınmazın (taşınmaz üzerindeki binalar ve tefrişat hariç) toplam değeri 1.761.902.250 TL, Danıştay’da davası devam eden 237 No’lu parsel hariç diğer 7 parselin toplam değeri ise 516.616.036 TL olarak tespit edilmiştir. Gerek ipotek limitleri bakımından gerekse ipotek konusu taşınmaz değerleri bakımından banka alacağının fazlasıyla teminat altına alındığı ekspertiz raporlarıyla ortaya konulmuştur. (Ek 6- A ve B). Ek teminat olarak gösterilen Üniversite mülkiyetindeki 115 dönümlük arazinin değeri ise 38.007.800 TL (Otuzsekizmilyonyedibinsekizyüz TL) olarak tespit edilmiştir. Ayrıca İstanbul Şehir Üniversitesi kampüs inşaatı 2017 fiyatlarıyla 300 milyon TL’ye mal olmuştur. Harcamaların yapıldığı dönemin döviz kuru (1 UDS =3,5 TL) dikkate alındığında dolar karşılığı yaklaşık 85 milyon USD’dir. Bu tutarın bugünkü TL karşılığı ise yaklaşık 500 milyon TL’dir. Sadece kampüs alanında inşa edilen binaların bugünkü değerleri bile Halkbank’ın alacakları için teminat olarak yeterlidir.
2019-2020 Akademik yılı itibariyle cari gelirleri 138 milyon TL, cari giderleri 115 milyon TL’dir. Üniversitemizin gelirlerinin yeni açılan bölümlerin önümüzdeki yıllarda tam kapasiteye ulaşmasıyla daha da artacağı açıktır. Ayrıca 2019’da vakıf üniversiteleri ortalama doluluk oranı %84, devlet üniversiteleri ise % 92 düzeyinde gerçekleşmişken İstanbul Şehir Üniversitesi %94 doluluk oranına ulaşmıştır. Vakıf üniversiteleri ortalamasının üzerinde doluluk oranına sahip olan Üniversitemiz, borçlarını ödeyebilecek bir kapasite geliştirme imkanına sahiptir. Üniversite bu süreçte borçlarını ödemeyeceğini veya “kamu tarafından bu borçların üstlenilmesi gerektiğini” hiçbir zaman talep hatta ima bile etmemiştir. Üniversite’nin talebi, 7186 sayılı Kanun ile sağlanan haklar çerçevesinde borçlarının yeniden yapılandırılmasından ibarettir. Üniversite kendisine bir ayrıcalık tanınmasını değil, yasal bir haktan yararlanmayı talep etmektedir. Yeniden yapılandırma kararı verildiğinde teminat ve ödeme planları konusunda Üniversite hazırlıklarını yapmıştır.
SONUÇ
İstanbul Şehir Üniversitesi’ne kimi basın yayın organları ve siyasiler tarafından yöneltilen asılsız itham, iftira ve iddialar da göstermektedir ki, Üniversite’nin şimdiye kadar konuyla ilgili yaptığı hiçbir açıklama dikkate alınmamakta ve Üniversite’nin yaklaşımının ulusal düzeyde kamuoyuna mâl olması engellenmektedir. Bu nedenledir ki, Üniversite’nin müktesebatının korunacağı yönünde verilen güvenceler de itimat telkin etmekten uzaktır.
Üniversite’nin kurucusu Bilim ve Sanat Vakfı’nın 40 yıla yaklaşan birikimi üzerine kurulan ve kamu yararı dışında hiçbir beklentisi olmayan İstanbul Şehir Üniversitesi’nin ve mensuplarının ulusal ve uluslararası itibarının daha fazla zedelenmemesi için mali ve hukuki baskıların bir an önce sonlandırılması gerekmektedir.
11 Ekim 2019 tarihinde Halkbank tarafından bankalardaki tüm varlıklarına ihtiyati haciz kararı uygulanan Üniversitemiz’de başta maaş ve burs ödemeleri olmak üzere en temel harcamalar bile yapılamamaktadır. Bu zor süreçte eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerini büyük bir fedakârlıkla sürdüren öğretim elemanlarımıza, çalışanlarımıza ve tepkilerini medeni bir şekilde ortaya koyan öğrencilerimize bu açıklama vesilesi ile bir kez daha teşekkür ediyoruz. (HABER MERKEZİ)