Diyarbakır saldırısında üç sanığa ağır müebbet
HDP'nin 5 Haziran 2015'teki mitingine IŞİD'in yaptığı bombalı saldırıyla ilgili davada karar çıktı: Üç sanığa beşer kez ağırlaştırılmış müebbet, bir sanığa beraat.
DUVAR - HDP'nin 5 Haziran 2015'teki Diyarbakır'daki mitinginde dört kişinin ölümüne neden olan saldırının faili üç sanığa, beşer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Sincan Batı Adliyesi 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, katliamda yaşamını yitirenlerin yakınları, Amed ve Suruç Aileleri İnisiyatifi ve katliamda yaralanan Lisa Çalan'ın yanı sıra Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Hakların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Şevin Coşkun, Musa Farisoğulları, Ahmet Şık ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Ali Şeker katıldı.
Tutuklu sanıklar Mustafa Kılınç ve İsmail Korkmaz bulundukları cezaevlerinden, tutuksuz yargılanan sanık Burhan Gök, Antep’ten Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Sanık Orhan Gönder ise duruşma salonunda hazır bulundu.
TALEPLER REDDEDİLDİ
Söz alan sanık avukatları karar verilecekse sanıkların duruşma salonunda hazır edilmesi gerektiğini ifade ederek ara karar oluşturması talebinde bulundu. Ayrıca talepler kabul edilemediği taktirde reddi hakim taleplerinin mevcut olduğunu dile getirdi. Müşteki avukatlarından Kenan Maçoğlu ise, duruşmanın SEGBİS kaydı alınarak yapılmasına yönelik talepte bulundu.
İddia makamı, "Gelinen süre göz önüne alınarak duruşmaya bir katkısı olmadığından taleplerin reddedilmesine" karar verilmesini istedi. Bunun üzerine mahkeme heyeti talepleri reddetti.
Ardından daha önce ifadesi alınmayan müştekilerden saldırıda yaralanan Feyzi Karakoç ve saldırıda yaşamını yitiren Necati Kurul'un kardeşi Gülizer Kurul dinlendi. "Adaletin yerini bulmasını istiyoruz" diyen Kurul’un davaya müdahil olma talebi kabul edildi.
'İNSANLIĞA KARŞI SUÇ OLARAK KABUL EDİLSİN'
Ardından müşteki avukatları söz aldı. Avukatlardan Kazım Bayraktar, "Bu dava basit sıradan bir dava değil. İŞİD örgütü yargılamaların hepsi 'Anayasa düzene karşı suç' üzerinden hazırlanmış. Fakat İŞİD örgütünün dünya çapında bilinen bazı eylem türleri var. Bunlara da baktığımızda suç vasfına değinmek gerek" dedi. DAİŞ'in işlediği suçlara dair fotoğrafları gösteren Bayraktar, "Bunlar insanlığa karşı suçtur. Turkiyede ilk defa Ankara Katliamı'nda bu suç insanlığa karşı işlenmiş suç olarak kabul edildi. İnsanlığa karşı suç, savaş suçlarından daha ağırdır. 5 Haziran'da İŞİD, planlayarak toplumun bir kesimine karşı suç işlemiştir. Bu suç vasfıyla ilgili, insanlığa karşı işlenmiş suç olarak kabul edilsin. Bu suçtan dolayı sanıklardan ek savunmanın alınmasını istiyoruz" dedi.
'DELİL TOPLANMADI'
Müşteki Avukatı Şevin Kaya da 5 Haziran'da HDP mitinginde iki ayrı bombanın patlatıldığını hatırlatarak, "Dosyaya delil toplanmadı ve boş halde önünüze geldi. Buraya her celse gelenler ve biz adaletin yerine gelmesini istiyoruz. Bunun için bulduğumuz delillerin hepsini dosyaya sunduk. Davanın sonuçlanmasını istememizin nedeni, biz her celse buraya gelenlerin aynı acıyı yaşamalarını istemiyoruz" diye konuştu. Avukat Kaya, sanıkların insanlığa karşı işlenmiş suçtan ceza almalarını istedi.
'DEVLER GÖREVLİLERİN KATLİAMDAKİ KUSURU'
Müşteki avukatı Nadide Kurul ise "Yargılama sırasında üzerinde hiç durulmayan bir konu var. Bu katliam tesadüfen gerçekleşen bir katliam değil. Her adımı planlanmış. Sanık Orhan Gönder'in araması yapılsa kayıp şahıs olduğu ortaya çıkacak ama arama yapılmıyor. Devlet görevlilerin bu katliamdaki kusuru hiç bir şekilde dile getirilmemiştir. Mitingte rutin tedbirler bile alınmamış. Katliamda görevini yerine getirmeyen devlet görevlilerin de sanıklarla birlikte yargılanması gerekir. Dosyada yargılanan memurların hepsi polis ama amirleri yok. Biz müdürlerin de sorumlulukları olduğunu düşünüyoruz. Yargılamaların birlikte yapılmasını istiyor ve bu kişiler hakkında mahkemece suç duyurusunda bulunmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
'EMNİYET İZLEMEKLE YETİNDİ'
Ardından söz alan müşteki avukatlardan Özgür Erol, HDP etkinliklerine ve seçim bürolarına yönelik gerçekleşen 126 saldırıyı hatırlattı. Erol, "Bu bilginin tamamı emniyette mevcut. Diğer yandan sanık Orhan Gönder patlamadan 15 gün önce ailesini arayarak 'hakkınızı helal edin' diyor. Araması olan bir insanın telefonları nasıl dinlenilmiyor. Ailelerin bildiğine emniyet sadece izlemekle yetindi" diye belirtti.
BURHAN GÖK'E BERAAT
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Orhan Gönder, Mustafa Kılıç, İsmail Korkmaz hakkında Anayasa'yı ihlalden ağırlaştırılmış müebbet, 4 kişiyi öldürmekten 4 kez ağırlaştırılmış müebbet, nitelikli öldürmeye teşebbüsten 104 kere 17 yıl, öldürmeye teşebbüsten 102 kere 14 yıl, tehlikeli madde bulundurmaktan 13 yıl 4 ay ve para cezası verdi. Sanık Burhan Gök hakkında ise tehlikeli madde bulundurmak, anayasal ihlalden ve öldürmeye teşebbüs suçundan oy birliği ile beraatine karar verildi.
POLİS AÇIKLAMAYI ENGELLEDİ
Duruşma sonrası saldırıda yaşamını yitiren kişilerin yakınları ve yaralılar milletvekilleri ile avukatların katılımıyla açıklama yapmak istedi. Polis, HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları'nın konuşmaya başladığı anda valilik izninin olmamasını gerekçe göstererek grubu engel oldu. Kalabalık "Biz bitti demeden bu dava bitmez", "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları atarak adliye önünden ayrıldı.
DAVA SÜRECİNDE NELER OLDU?
HDP’nin 5 Haziran 2015 tarihinde Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda düzenlediği mitinge yönelik IŞİD'in gerçekleştirdiği bombalı saldırıda beş kişi yaşamını yitirmiş, onlarca kişi de yaralanmıştı.
İddianamede Orhan Gönder, İsmail Korkmaz, Mustafa Kılınç, Burhan Gök ve İlhami Balı (firari sanık) hakkında “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Nitelikli öldürme”, “Nitelikli öldürmeye teşebbüs” ve “Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma” suçlarından 5’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 4 bin 101’er yıldan 6 bin 138’er yıla kadar hapis cezası istenmişti.
Davada Gönder, Kılınç ve Korkmaz tutuklu yargılanırken, Burhan Gök “suç vasfının lehine değişme ihtimali” nedeniyle 11 Aralık 2018’de görülen 6’ncı duruşmada tahliye edilmişti. İddianamede, Gök’ün Orhan Gönder ve Mustafa Kılınç’ı Antep’te bir dairede sakladığı, ayrıca IŞİD’lileri Suriye’deki kamplara gönderdiği belirtiliyor.
Beş sanığın Ankara 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın bir önceki duruşmasında mütalaasını açıklayan iddia makamı, sanıklardan Burhan Gök hakkında mahkumiyetine kesin yeterli delil bulunmadığından beraatine, Orhan Gönder, İsmail Korkmaz ve Mustafa Kılınç hakkında ise ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.
Ayrıca saldırıya ilişkin gerekli güvenlik tedbiri almayan ve Orhan Gönder hakkında yasal işlem yapmayan polisler ve birinci patlamanın yaşandığı Farabi Anadolu İmam Hatip Lisesi önünde güvenliği sağlamakla görevli 14 polis hakkında “görevi kötüye kullanmak”tan Diyarbakır 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nce dava açılmıştı.
Son olarak bombalı saldırıda ihmalleri olan biri emniyet müdürü beş polis hakkında “görevi kötüye kullanmak” suçundan ek iddianame hazırlanmıştı. Böylece bu davadaki sanık polis sayısı 19’a yükselmişti.
DAVUTOĞLU'NUN DİNLENMESİ İSTENMİŞTİ
Davanın önceki duruşmasında sanık avukatı, dönemin Başbakanı olan Ahmet Davutoğlu’nun "Terörle mücadelede eski defterler açılırsa birçok insan içine çıkamayacak hale gelir" sözlerini hatırlatmıştı. "Diyarbakır, Ankara Gar, Reyhanlı, Suruç’ta çok utanılacak ve hukuka aykırı bir şeyler yapıldığını başbakan ağzıyla dinledik" diyen avukat, Davutoğlu'nun tanık olarak dinlenmesini istemişti. Mahkeme talebi reddetmişti. (Kaynak: MA)
Davutoğlu işaret etmişti: 7 Haziran - 1 Kasım tarihleri arasında neler yaşandı?
Diyarbakır patlama davasında Davutoğlu’nun dinlenme talebine ret