Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden işkence iddialarına yanıt geldi
Eski Dışişleri Bakanlığı çalışanlarının Ankara Emniyeti'nde işkence gördüğü iddialarının ardından bu sefer de eski Adalet Bakanlığı çalışanlarının emniyette işkence gördüğü iddia edildi. Gözaltına alınan eski Adalet Bakanlığı çalışanlarının soyularak kötü muameleyle karşılaştıklarını söyleyen HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun daha önce verdiği soru önergesine yanıt geldi. Yanıtta eski Dışişleri Bakanlığı çalışanlarına işkence yapılmadığı belirtildi.
DUVAR - Ankara İl Emniyet Müdürlüğü'nde geçtiğimiz mayıs ayında gözaltına alınan eski Dışişleri Bakanlığı çalışanlarını, ters kelepçe ile diz üstü yere yatırma, makata cop sokma, tehdit ve hakaret gibi işkenceye maruz kaldığı iddialarıyla ilgili Ankara İl Emniyet Müdürlüğü yanıt verdi. HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun iddialar üzerine verdiği soru önergesine yanıt veren emniyet, bütün iddiaları reddederek yapılan uygulamaların 'prosedüre uygun' olduğunu belirtti. Ancak Ankara Barosu'nun daha önce bu konuda hazırladığı rapor emniyette işkence olduğu yönünde ciddi bulgulara yer veriyor. Tüm bu gelişmeler üzerine gözaltına alınan eski Adalet Bakanı çalışanlarının da emniyette işkence gördüğü iddiaları gündemdeki yerini koruyor.
DAHA ÖNCE VERİLEN YANITLARLA AYNI...
Gergerlioğlu'nun işkence iddialarıyla ilgili başvurusu üzerine TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü'nden bilgi istedi. Emniyet, işkence iddialarıyla ilgili verdiği yanıtta Dışişleri Bakanlığı sınavındaki usulsüzlüklerle ilgili 44 ilde yapılan eş zamanlı operasyonlarla birlikte toplamda 129 kişinin gözaltına alındığını söyledi. Gözaltına alınan kişilerle ilgili 24 saatte bir doktor raporları alındığını açıklayan emniyet işkence iddialarını reddetti. Emniyet verdiği yanıtta şunları söyledi: "Şüphelilerin gözaltına alındıkları tarihlerde nezaretimizde bulunan tüm şüpheli şahısların doktor raporları tam ve eksiksiz alındı. Tüm doktor raporlarında 'darp ve cebir yoktur' ibaresi yer almakta. Şüphelilerin gözaltı süresince iaşeleri her gün eksiksiz sağlandı."
Emniyet, gözaltı sayısının fazla olması nedeniyle şubeye ait nezaretin yeterli bulunmadığını bu nedenle Asayiş Şube Müdürlüğü'ne ait toplamda 5 farklı nezarette şüphelilerin tutulduğunu söyledi. Emniyet şüphelilerin avukatlarıyla da görüştüklerini bunun tutanak altına alındığını belirtti. Ayrıca emniyet, gözaltına alınan kişilerin yakınlarına haber verildiğini söyleyerek dosyada gizlilik kararı olduğunu hatırlattı. Ancak emniyetin verdiği bu yanıtın aynısını 11 Temmuz'da İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nda konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce de söylemişti.
YENİ İŞKENCE İDDİALARI...
Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde yeni işkence iddiaları da gündeme geldi. Bu sefer gözaltına alınan eski Adalet Bakanı çalışanlarının gözaltında soyulup işkenceye maruz kaldıkları da iddia ediliyor. HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, bu konuda bir avukatla görüştüğünü, gözaltına alınanların emniyette işkence gördüklerini söyleyerek İçişleri Bakanlığı'nı göreve çağırdı.
Yaptıkları başvurulara 'önemsiz bir şekilde' yanıt verildiğini ya da hiç yanıt verilmediğini anlatan Gergerlioğlu, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün bu iddialara yanıt vermesi gerektiğini söyledi. Gergerlioğlu şöyle devam etti: "Eski Adalet Bakanlığı çalışanları gözaltına alınarak aynı muameleyle karşı karşıya kaldı. Avukatların ifadelerine göre bu insanlar çırılçıplak soyulmuşlar, işkence görmüşler. Bu haberi duyar duymaza acil bir şekilde olayı yetkililere duyurduk. Böylesi durumlarda İçişleri Bakanlığı yetkilileri, emniyet yetkilileri telefonlarımıza çıkmıyorlar. İşkence bir saniye bile bekletilecek durum değil. İşkence insanlık suçudur. Kabul edilecek bir durum değil. Öncesinde olan olaylar, yapılan açıklamalar sorun yokmuş gibi gösteriliyor. Ancak yine tekrarlanan işkence iddiaları mevcut. Demek ki birileri verilen resmi cevaplardan da güç alarak bu icraatleri yapabiliyor. Bunların aydınlatılması lazım. Millet adına bunu sorgulamaya devam edeceğiz. Bu konunun takipçisi olacağız. Henüz Ankara Emniyeti'nde yaşanan yeni gelişmelerle ilgili bir yanıt yok. Olayın örtbas edilmesine asla izin vermeyeceğiz."
'İSTANBUL PROTOKOLÜ AYAKLAR ALTINA ALINDI'
Ankara Emniyeti'nin daha önce yaşanan işkence iddialarıyla ilgili verdiği yanıta tepki gösteren Gergerlioğlu, verilen cevapların tatmin edici olmadığını söylüyor. Gergerlioğlu şöyle diyor: "Bakanlıklardan gelen gayrı ciddi soru önergesi cevaplarından rahatsısız. Zaten verilen yanıtlar çok düşük. Gelen yanıtlar da mekanik, soğuk ve hatta cevaba bile yönelik olmayan yanıtlardan oluşuyor. Ankara Emniyeti'nde yaşananlar subjektif bir yorum değil. Ankara Barosu da oraya giderek rapor hazırladı. Hazırlanan raporda da bu işkenceler teyit edilmişti. Yapılan doktor muayenelerinin gayrı ciddi yapıldığını işkence görenler bizzat söylüyor. Yapılan muayeneler İstanbul Protokolü'ne uygun değil. Başlarında polis beklerken muayene ediliyorlar. Böylece İstanbul Protokolü ayaklar altına alınmıştır. Ankara Barosu, bunu net bir şekilde belirtti. Yoğun baskımız sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bir soruşturma başlatmıştı. Böyle bir soruşturma olmasına rağmen ortalık gül gülistanlıkmış gibi gösterilmeye çalışılıyor."
Ankara Barosu işkence raporuna 'FETÖ' suçlaması
ANKARA BAROSU RAPORU
Eski Dışişleri Bakanı çalışanlarının emniyette işkence gördüğü iddialarından sonra gözaltındakilerle görüşüp rapor hazırlayan Ankara Barosu'nun bulguları ise emniyetin verdiği bilgileri yalanlıyor. Baronun raporunda, 5 kişinin karanlık bir odaya konularak işkence gördüğü tespitlerine yer verildi.
Baronun hazırladığı raporda işkence ve kötü muameleye maruz kalan 5 kişinin anlatımlarına yer verildi. Raporda öne çıkan bu bölümde şunlar anlatıldı: "5 kişin ortak anlatımlarına göre; Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Soruşturma Bürosu'nun giriş katında bulunan bölümü getirildiklerini büronun girişindeki dar koridorda kapısında 'girilmez' yazılı kapıdan içeri sokulduklarını anlattı. Buradan karanlık bir odaya sokulduklarını, karanlık odaya bırakan kişilerin çıktıklarını karanlık odada yüzlerini karanlık sebebiyle göremedikleri kişilerin, kendilerini önce duvara yasladıklarını, gözlerini bağladıklarını, sonrasında diz çöktürdüklerini, bir süre süründürdüklerini, cop ile kafalarına vurulduğunu, konuşmazlarsa copu makatlarına sokmakla tehdit edildiklerini, karanlık odadaki kişilerin copu vücutlarında gezdirdiklerini ifade etmişlerdir."