‘Roboski’de baskı ve şiddet bitmedi’
Diyarbakır’da sivil toplum örgütleri ve insan hakları savunucuları 8 yıl önce gerçekleştirilen Roboski katliamında yaşamını yitiren 34 sivili anmak, katliamın faillerinden hesap sormak ve Roboskili ailelerin yanında olduklarını belirtmek için bir araya geldi.
DİYARBAKIR - Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Tabipler Odası, Hak İnisiyatifi Derneği Diyarbakır Şubesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), DİSK Diyarbakır Bölge Temsilciliği, KESK Diyarbakır Şubeleri, TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyonu, Diyarbakır Diş Hekimleri Odası, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Diyarbakır Şubesi, Mezopotamya Psikologlar İnisiyatifi Roboski katliamının 8’inci yılında ortak açıklama yaptı.
Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Cihan Aydın’ın yaptığı açıklamada, “28 Aralık 2011 tarihinde sat 21:39 ile 22:24 sularında Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı savaş uçakları tarafından Irak sınırından Türkiye’ye geçmekte olan sivillerin üzerine bombalar yağdırıldı. Yaşanan bu katliamda 17’si çocuk olmak üzere toplam 34 sivil insan yaşamını yitirdi” hatırlatmasında bulundu.
Aydın, katliam tarihinden bugüne kadar Roboskililer üzerindeki baskı ve şiddetin kesintisiz bir şekilde sürdüğünü belirtti ve adalete erişim taleplerinin her seferinde zulümle karşılık bulduğunu söyledi.
'YARGI ADALETE SIRT DÖNDÜ'
Katliamla ilgili hukuki süreci değerlendiren Aydın, “34 sivilin katledilmesi üzerinden tam 8 yıl geçti. Bu süre içerisinde katliamla ilgili bir dizi hukuki ve siyasi süreç yaşandı. Katliamla ilgili soruşturma başlatıldı, soruşturma dosyası askeri savcılığa gönderildi, müfettişler görevlendirildi, komisyonlar kuruldu ve ne yazık ki bu tür dosyalarda her zaman şahit olduğumuz üzere gerçeğin üstü kalın bir sır perdesi ile örtüldü ve ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ kararı verildi. Bunun üzerine Roboskili aileler, 18 Temmuz 2014’te Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuru yaptı. Anayasa mahkemesine giden başvuru usuli eksiklikten dolayı reddedildi. İç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra katliamda yaşamının yitirenlerin yakınları, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıdı. Mahkeme de benzer gerekçelerle başvuruyu reddetti. Ulusal ve uluslararası yargı mekanizmalarının hukuka ve adalete sırt dönen bu kararları mağdur yakınlarının acısına acı kattı” ifadelerini kullandı.
'BÜYÜK FELAKETLER VE ACILAR YAŞANDI'
Yaratılan suni sınırlar, savaş ve çözümsüzlük politikalarındaki ısrar, hukukun üstünlüğü ve demokratik ilkelerden uzaklaşma yüzleşmekten bile kaçındığımız büyük felaketlerin ve acıların yaşanmasına sebep olduğunu söyleyen Aydın, “Dersim, Zilan, 33 Kurşun ve daha niceleri. Roboski de maalesef bütün bu katliamlarla aynı kaderi paylaşmış, bu katliamlar silsilesinin tamamında gerçeklerin ve faillerin önüne kalın bir cezasızlık duvarı örülmüştür” dedi.
Aydın, şunları söyledi: “Diğer yandan 90'lı yıllarda bölgemizde yaşanan ağır çatışma ortamında devlet güçlerinin desteklediği ya da görmezlikten geldiği paramiliter güçler tarafından sayısız insan gözaltında zorla kaybedildi, faili meçhul cinayetler sonucunda öldürüldü. Bizler tanıklık ettiğimiz bu acıların ve katliamların, barış fikrinden uzaklaşan militarist politikaların sonucu olduğunun altını çizmek isteriz. Türkiye’nin bu ücra köşesinde sağlık, eğitim, çalışma hakkı gibi temel haklardan mahrum olan Roboski sakinlerine yaşam hakkı da çok görülmüştür. İçinde insan olmayan İHA’lar hedef göstermiş ve nihayet içinde insan olan savaş uçakları ise katliamı gerçekleştirmiştir. İleri teknoloji ürünü bu savaş makineleri tarafından kendi yurttaşlarını bombalamak, biz insan hakları savunucuları nazarında yargısız infazın bir başka halidir.”
Aydın, insan hakları savunucuları olarak, 1915’ten günümüze değin devam eden karartılmış geçmiş ile yüzleşmenin kaçınılmaz olduğuna ve hakikatin sağaltıcı rolüne bir kez daha dikkat çekmek istediklerini belirterek, “Hakikat sadece mağdurları değil, toplumu da iyileştirir ve demokratikleştirir. Güvenli bir geleceğin inşasına önemli katkı sunar” dedi.
SİYASAL İKTİDARA ÇAĞRI
Konuşmasının sonunda “Roboski’yi unutmayacağız ve unutturmayacağız” diyen Aydın, devlete ve siyasal iktidara çağrıda bulunarak şu taleplerde bulundu:
- Roboski katliamında hakikati ortaya çıkarmaya, faillerin tespit edilerek yargı önüne çıkarılmasını, bu ve benzer suçlarda cezasızlık politikasından vazgeçmesini talep ediyoruz.
- Kürt Meselesinde bu ve benzeri katliamlara sebep olan salt güvenlikçi politikalardan vazgeçilmeli, barışa bir kez daha şans tanınmalıdır. Bizler belleğimizde derin bir iz bırakan bu katliam için emri veren ve gerçekleştiren tüm sorumlular tespit edilene kadar mücadeleye devam edeceğiz.
(DUVAR)