AÜ’den çıkarılan işçiler: Taşeron işsizliğe mahkum ediyor

Ankara Üniversitesi hastanelerinin yemekhanelerinde çalışan 237 işçiden 35’i taşeron firma tarafından ihale süresi bittiği gerekçesiyle yılbaşı öncesi işten çıkarıldı. İşlerine geri dönmeyi talep eden işçiler ile sendika temsilcileri hastane önünde yaptıkları açıklamada, taşeron sistemini eleştirerek, “Taşeron sistemi işçileri işsizliğe, yoksulluğa ve ölüme mahkum etmektedir” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Ankara Üniversitesi (AÜ) İbn-i Sina ve Cebeci hastanelerinin yemekhanelerinde çalışan 35 işçi, taşeron firma tarafından ihale süresinin bittiği gerekçesiyle 2019’un son günü işten çıkarıldı.

İşlerine geri dönmeyi talep eden Devrimci Turizm İşçileri Sendikası üyesi işçiler, meslek örgütü temsilcileriyle birlikte İbn-i Sina hastanesi önünde açıklama yaptı. İşçiler adına sendika tarafından yapılan açıklamada, işine son verilenlerin işlerine iade edilmesi ve üniversite yönetiminin inisiyatif alması talep edildi.

GÖRGÜN:BU YAPILAN İŞÇİ KIYIMIDIR

“Taşeron Yasaklansın”, “İşimizi Geri İstiyoruz” pankartları eşliğinde hastane bahçesinde yapılan açıklama sırasında konuşan DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, 35 işçinin yılın son günü işten çıkarılmasına tepki göstererek, “Hükümet, Sağlık Bakanlığı, hastaneler kanunlara uymayacak mısınız? Aklınızı başınıza alın. Eğer kanunlara uymayacaksanız, bunu bir gelenek haline getirecekseniz bu halk da kanunlara uymamaya başlarsa sonunu siz düşünün. Böyle olmaz. Vatandaşın, işçinin haklarına saygı göstereceksiniz. ‘Ben yaptım oldu’ diye bir şey yok. Bu yapılan işçi kıyımıdır. Vicdansızlıktır. Ahlaksızlıktır. Namussuzluktur. Bu namussuzluklara boyun eğmeyeceğiz” dedi.

‘EMEĞİN GASPINA VE SÖMÜRÜSÜNE NEDEN OLUYORLAR’

Yemekhanede çalışan işçiler sayesinde diğer hastane personelinin hizmet verebildiğini belirten Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut ise şu açıklamada bulundu: “Bu kurumda 10-15 yıl boyunca yemekhanede gıda hizmetinde çalışmış olanlar bir nevi eğitim de almış oluyorlar. Siz bu eğitimli insanları çıkararak ne yapmak istiyorsunuz? Tecrübeli personeli çıkardığınızda gıdanın kalitesinden ödün verebilirsiniz. Sendikalı işçiler, gıdalarla ilgili konularda yanlışlıklar olduğunda uyarma ve düzeltme konumunda oluyor. Taşeron işçi çalıştırmak emeğin gaspına ve sömürüsüne neden oluyor. Kıdem ve ihbar tazminatlarını ödemeden ihaleyi yeni alan tedarikçiler işçilerin haklarını gasp eder. Kıdem ve ihbar tazminatları verilmeden işçiler atılamaz bu iş yasasının kuralıdır.”

‘İŞÇİLERE YÖNELİK BASKI UYGULANDI’

İşçiler adına ortak basın açıklamasını Devrimci Turizm İşçileri Sendikası Genel Merkez Yöneticisi Tahir Ozan okudu. Taşeron çalışmanın derhal yasaklanmasını ve işten atılan işçilerin işe iade edilmesini talep edilen basın açıklaması şu şekilde:

GÜVENCESİZ ÇALIŞTIRMA KOŞULLARI DEVAM ETTİRİLDİ: Taşeron yasasında 696 sayılı KHK ile yeni bir düzenleme yapılmış, bir kısım taşeron işçileri kapsam dışında bırakılarak taşeronlaştırmadaki keyfi uygulamaların devam etmesi sağlanmıştı. 696 sayılı KHK'nın 83. maddesi gereği ihale alım koşullarına göre malzemeli yemek hizmeti işinde, işçilik maliyeti yüzde 70’in altına düşüyor denilerek, hastane yemek hizmeti işindeki taşeron işçileri kapsam dışında bırakılmıştır. Güvencesiz çalışma koşulları devam ettirilmiştir.

SENDİKA HASTANE YÖNETİMİNE DAVA AÇTI: Sendikamız, Devrimci Turizm İşçileri Sendikası'nın örgütlü bulunduğu Ankara Üniversitesi'ne bağlı İbn-i Sina ve Cebeci hastanelerinde de işçilik maliyeti yüzde 70'in altına düşüyor gerekçesi ile taşeronlaştırma sistemi devam etmektedir. Her şeye rağmen sendikamız İbn-i Sina ve Cebeci hastanelerinde çoğunluğu sağlamış, Çalışma Bakanlığı'ndan yetkisini alarak toplu sözleşme görüşmelerine başlamak istemiştir. Ancak bu hastanelerdeki taşeron firma "On Grup" süreci engellemeye çalışmış ve durum mahkemeye taşınmıştı. Mahkemenin On Grup aleyhine karar vermesine ve Yüksek Hakem Kurulu, sendikamızın başvuruda bulunduğu toplu iş sözleşmesini bağıtlamasına rağmen taşeron firma yasadaki açıkları kullanarak toplu iş sözleşmesini uygulamamakta direnmiştir. Bunun üzerine sendikamız, işçilerinin haklarını savunmak amacıyla hem taşeron firmaya hem de hastane yönetimine dava açmıştır.

YENİ ŞİRKET BASKI UYGULADI: 2019 yılı sonbaharında yapılan; 1 Ocak 2020 tarihinde yürürlüğe girecek ihaleyi On Grup yerine yeni bir taşeron firma olan TUĞRASAN firması kazanmıştır. Yeni taşeron TUĞRASAN firması, ihale sonucu belirlendikten hemen sonra fiilen On Grup'un yerine yöneterek, işçilere yönelik baskı ve tehditler uygulamıştır. Ancak sendikamızın direnci karşısında geri adım atan taşeron firma 1 Ocak 2020 itibarıyla resmen ve fiilen taşeron olarak göreve başlaması sürecinde sendikamızın işyeri temsilcileri başta olmak üzere 35 işçi arkadaşımız herhangi bir gerekçe göstermeden işten çıkartmıştır.

HASTANE YÖNETİMİ MÜDAHALE EDEMEYECEĞİNİ SÖYLEDİ: Taşeron yasasındaki boşluktan yararlanan TUĞRASAN firması yetkilileri ile yaptığımız görüşmeler olumsuz sonuçlanmış; hastane yönetimi ise tarafımıza taşeron yasası gereği sürece müdahale edemeyeceklerini bildirmişlerdir. Taşeron yasası bahane edilerek keyfi uygulamalar devam ettirilmeye çalışılmakta, İbn-i Sina ve Cebeci hastanelerinde sendikasızlaştırma sonucu işçiler esnek çalışmaya ve güvencesizliğe mahkum edilmek istenmektedir.

İŞLERİNE BAŞLATMALARINI TALEP EDİYORUZ: 1 Ocak itibariyle işlerini kaybeden arkadaşlarımızın hizmet süreleri 5 ila 17 yıl arasındadır. Yıllardır taşeron firmalar değişse de bu işçiler işlerine devam etmişlerdir. Ayrıca arkadaşlarımız hakkında herhangi bir uyarı cezası veya bir tutanak söz konusu değildir. TUĞRASAN firma yetkililerini burada çalışan bütün işçileri her türlü sosyal ekonomik ve hukuki haklarına saygı duymaya davet ediyoruz. TUĞRASAN firma yetkililerini 35 arkadaşımızı derhal işlerine başlatmalarını talep ediyoruz. İşten atılan arkadaşlarımızın hepsi sendikamız üyesidir.

ÜNİVERSİTE YÖNETİMİNİ İNSİYATİF ALMAYA ÇAĞIRIYORUZ: Asıl işveren olan Ankara Üniversitesi hastaneleri yönetimini işten atılan işçiler konusunda daha fazla inisiyatif almaya çağırıyoruz. Buradan bütün kamuoyuna ve yetkililere bir kez daha sesleniyoruz; İşten atılan bütün arkadaşlarımız derhal işlerine başlatmalıdır. Taşeron sistemi işçileri işsizliğe, yoksulluğa ve ölüme mahkum etmektedir. Taşeron çalışma derhal yasaklanmalıdır.