Murat Yetkin: Erdoğan Trump'a hayli kızmış

Süleymani suikastinin ardından ABD Başkanı Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ilişkisiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Gazeteci Murat Yetkin: "Erdoğan’ın Süleymani suikastı üzerine sözlerinin satır aralarında, 'Bize İran için gelmeyin' mesajı var. ABD’nin Türkiye’yi İran için zorlaması, kendisi dâhil kimseye bir fayda sağlamaz."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gazeteci Murat Yekin, Kasım Süleymani'nin öldürülmesinin ardından ABD, İran ve Türkiye ilişkisini ele aldığı yazısında, "Süleymani'yi Irak'ta vuracaklarını önceden haber vermemesi nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump'a hayli kızmış ve alınmış olduğu anlaşılıyor" değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan'ın, 5 Ocak'ta, "O akşam Trump ile görüşme yapmıştık. Bizim görüşmemizden 4-5 saat sonra oldu" dediğini aktaran Yetkin, "Kaldı ki o görüşmede ABD-İran arasında tırmanan gerginlik de konuşulmuştu. Dahası anladığımız kadarıyla Erdoğan, kendisinin Libya'ya asker göndermemesini isteyen Trump'tan, İran'ın üzerine fazla gitmemesini istemiş. Erdoğan'ın kızgınlığı, muhtemelen 'dostum' dediği ve gerçekten de ABD yönetim kademelerindeki tek dostu olan Trump'ın, o ne demişse tersini yapmış olması" dedi.

Murat Yetkin, yetkinreports.'da yayımlanan yazısında, Trump’ın, İran’la çatışmayı kendi siyasi çıkarı için, azil sürecinden kurtulmak için yaptığı iddiası ile ilgili 'kulağa çekici gelse de sığ bir iddia' yorumunu yaparken, "Köşeye sıkıştıtılmış İran'ın yapabilecekleri can yakabilir" diyerek şunları kaydetti:

ABD dünya siyasetinde çok önceleri kapatılmış tehlikeli bir sayfayı yeniden açtı: Arada gizli servis, ya da başka bir maşa örgüt olmadan, devlet kararıyla ve resmi silahlı kuvvetleri aracılığıyla başka bir devletin resmi görevlisi öldürüldü. Neticede Süleymani, yıllardır İran dışında pek çok terör eylemine karışmış örgütün arkasındaki beyin konumunda olsa da İran’ın resmi askeri kuruluşlarından Devrim Muhafızlarının dış operasyonlar birimi Kudüs Gücünün, tümgeneral rütbesindeki komutanıydı. ABD devlete suikastlar dönemini başlatmış olabilir. Trump’ın İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile karşılıklı tehditleri artıyor. İran yanlısı Irak Hizbullahı, Irak güvenlik güçlerine ABD hedeflerinden uzak durma çağrısı yaptı; bunu İran’ın kolunun uzandığı dünyanın her yerindeki Amerikan temsilcilik, üs ve hatta tesisleri şeklinde anlamak mümkün. Köşeye sıkıştırılmış İran’ın yapabilecekleri can yakıcı olabilir.

Irak’taki ABD-İran gerilimi ise Türkiye’yi birkaç yönden etkileyebilir. Ticari açıdan, Suriye, Mısır ve İsrail’le ilişkileri çok zayıflayan Türkiye için Arap pazarlarına açılımın önemli kapısı Irak kalmıştı. Her Irak, hem de Kürdistan Bölgesel Yönetimi özerk hükümetiyle petrol anlaşmaları da bulunuyor; Kerkük ve Musul’dan Ceyhan’a iki petrol hattı hâlâ önem taşıyor. Keza, Orta Asya ile ticaret açısından en önemli rota İran. Bu durum, Türkiye’de zaten toparlanma yolları arayan ekonomi üzerine, etkisi sınır illeriyle de sınırlı kalmayacak bir yük getirecektir.Ancak asıl risk siyasi. Türkiye, 1639 Kasrı Şirin sınır anlaşmasından bu yana İran ile savaşmıyor, iyi de ediyor. ABD’nin Türkiye’den İran’a karşı askeri harekât için destek istemesi, ABD ile mevcut çelişkileri daha da derinleştirebilir. Zaten Erdoğan’ın Süleymani suikastı üzerine sözlerinin satır aralarında “Bize İran için gelmeyin” mesajı var. ABD’nin Türkiye’yi İran için zorlaması, kendisi dâhil kimseye bir fayda sağlamaz.

"Türkiye fırsatçı değil, barışçı politika izlemeli" diyen Yetkin, Suriye savaşının 'siyasi ve sosyal maliyetini' hatırlatarak, "Türkiye bu ortamda bölgede daha büyük çaplı çatışma ve savaşları önlemeye ve kendisi de bu savaşların bir parçası olmaktan uzak durmaya çalışmalıdır. Bunun için ağırlık diplomaside olmalıdır" yorumunda bulundu.

YAZININ TAMAMI