Ilısu Barajı, Hasankeyf'i boğuyor...
Sivil toplum kuruluşlarının tüm çabalarına rağmen hükümeti yapımından vazgeçiremedikleri Ilısu Barajı, 12 bin yıllık tarihi Hasankeyf kentini yutmaya başladı
DUVAR - Su tahliye kapakları kapatılarak su tutmaya startı verilen Ilısu Barajı’nın suları, 12 bin yıllık Hasankeyf kentine ulaştı. Kentin tamamının şubat ayında Ilısu Barajı’nın suları altında kalması bekleniyor.
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, barajın su tutmaya başlamasıyla Siirt, Mardin, Şırnak, Batman’a bağlı 199 yerleşim biriminin su altında kaldı. Dicle ve Botan vadilerinden ilerleyen Ilısu Barajı suları, 12 bin yıllık tarihi Hasankeyf’in kent merkezine ulaştı. Baraj suyu, hükümetin sudan zarar görmemesi için önlem olarak beton döktüğü Selahaddin Kalesi’ne doğru yükseliyor. Kalenin yanında bulunan tarihi Hasankeyf Köprüsü’nün de ayakları suyun istilası altında kaldı. Su seviyesinin gün be gün yükselmesiyle, birçok tarihi yapı da adım adım sulara gömülüyor.
SU DERİNLİĞİ 8 METREYE ÇIKTI
Hasankeyf’in kurulduğu tarihi mağaralar ve Selahaddin Kalesi’nde vadi boyunca ilerleyen baraj sularının derinliği yer yer 8, genişliği ise 25 metreye ulaştı. Yükselen sularla birlikte ağaç korulukları ve mağaralar su altında kalırken, Hasankeyf’in şubat ayında tamamen sulara gömülmesi bekleniyor. Kentte suların henüz ulaşamadığı yerlerde ise iş makineleriyle yıkım devam ediyor.
80 BİN İNSANIN GÖÇ ETMESİ BEKLENİYOR
Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi’nin verilerine göre, kentteki 289 höyükten sadece 20’sinde kısmi bir arkeolojik kazı yapılabildi. Girişim, ömrü 50 yılın altında olan Ilısu Barajı nedeniyle 289 höyük, 199 yerleşim yeri, en az 100 endemik tür ve soyu tükenme tehlike listesinde bulunan canlıya ev sahipliği yapan Dicle Vadisi’nin sular altında kalacağına dikkati çekiyor. Hasankeyf Koordinasyonu ise barajla birlikte Hasankeyf ile eş değer tarihi kalıntılara sahip 289 höyük, 400 kilometrelik ekosistem, milyonlarca canlı ve 200 yerleşim yerinin yok edilmesi ile 80 bin insanın da göç etmesi bekleniyor.
HASANKEYF HAKKINDA
İlk insan izlerinin 300 bin yıl önce görüldüğü, ilk yerleşimin ise 12 bin yıl önce gerçekleştiği ve bir açık hava müzesi olan antik kent ve en az 24 medeniyete ev sahipliği yapan Hasankeyf, Dicle Nehri’nin kıyısına kurulu.
Hasankeyf, Avrupa’daki en önemli mimari ve arkeolojik sitlerden biri. 12 bin yıllık bir tarihin izlerini taşıdığı gibi, zengin bir biyolojik çeşitlilik de sergiliyor.
Sadece 20’sinde arkeolojik kazısı kısmen yapılmış 289 höyük, 199 yerleşim yeri, en az 100 endemik tür ve soyu tükenme tehlike listesinde bulunan canlıya ev sahipliği yapıyor.
İslam mimarisinin M.S. 12 ila 15’inci yüzyıllara ait bazı başyapıtlarına sahip olan Hasankeyf, özellikle Artuklu ve Eyyubi dönemleri olmak üzere, Selçuklu şehir kültürünün en iyi korunmuş tanıkları arasında yer alıyor.
Hasankeyf, 1978 yılında Türkiye’nin Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından Birinci Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edildi, 1981 yılından beri ise Kültür Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün koruması altındaydı.