Cumartesi Anneleri: Gerçekler er geç ortaya çıkar

Cumartesi Anneleri 776'ncı kez adalet talepleri için bir araya geldi. 36 yıl önce gözaltında öldürüldüğü bilinen ancak mezar yerine halen ulaşılamayan Maksut Tepeli'nin eşi Şehriban Tepeli, "Gerçeklerin er geç açığa çıkmak gibi bir huyu olduğunu söyler herkes. Biz de, mahkemeler de gerçekleri biliyor" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İçişleri Bakanlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından Galatasaray'daki oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri 776'ncı hafta İHD İstanbul Şubesi önündd bir araya geldi. Anneleri 1984 yılında gözaltında öldürülen öğretmen Maksut Tepeli ve tüm kayıpları için adalet talep etti.

700'ncü haftadan beri Çukurluçeşme sokağında bir araya gelen Cumartesi Anneleri bu hafta yine polis kalkanları altında basın açıklaması gerçekleştirdi. Bu haftaki açıklamaya CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu HDP İstanbul milletvekilleri Oya Ersoy ve Musa Piroğlu da katıldı.

'776 HAFTADIR SORUYORUZ'

Eylemde açıklamayı gözaltında kaybedilen sendikacı Hasan Ocak'ın ablası Maside Ocak yaptı. Ocak, gözaltında kaybedildiği için hak taleplerinde ısrarcı davrananlara devletin uyguladığı bir sindirme politikası olduğunu söyledi.

Ocak, "Gözaltında kaybetme, antidemokratik devletlerin hak ve özgürlük talep edenleri bastırma ve sindirme amacıyla uyguladığı bir şiddet yöntemidir. Oysa yaşam hakkı, bütün hukuk sistemlerinin koruduğu ve korumak zorunda olduğu bir değerdir. Devletin en önemli fonksiyonu bireyi ve haklarını, kimden gelirse gelsin, bütün saldırılardan korumak ve bu mümkün olmadığı takdirde saldırıda bulunanları cezalandırmaktır. Bu insanlık dışı suçun fail ve sorumlularının suçlanmasına, yargılanarak hakkaniyete uygun bir şekilde cezalandırılmalarına olanak yaratmayan devletler, hiç şüphe yok ki antidemokratiktir, ihlalcidir, baskıcıdır. Biz 776 haftadır Türkiye'deki antidemokratik rejimi ifşa ediyor 'Yaşam, adalet ve özgürlük haklarına saygı gösterilecek bir ülkede yaşamak her vatandaşın hakkıdır, bu hakları savunmak hepimizin sorumluluğudur' diyerek buluşuyoruz. 776 haftadır ısrarla söylüyoruz: İnsan haklarının etkili bir biçimde korunduğu bir sistem oluşturulmadan, yurttaş olarak yaptığımız hukuki girişimlerin adalet temelinde sonuçlandırılması sağlanmadan, bu topraklar demokrasiden ve insan haklarından hep uzak olacaktır. O yüzden kayıp dosyalarındaki cezasızlık yalnız bizim değil, tüm yurttaşların sorunudur. Türkiye'nin sorunudur" dedi.

Ocak, 28 yaşında katledilen Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) üyesi için Maksut Tepeli için de şunları söyledi, "Gözaltında kaybedilişinin 36. yılında adli ve idari makamları Maksut Tepeli için evrensel hukuku işletmeye çağırıyoruz. Maksut Tepeli için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 77 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceğiz."

'GERÇEKLER ER GEÇ ORTAYA ÇIKAR'

Tepelinin eşi Şehriban Tepeli ise sağlık sorunları nedeniyle eyleme katılamayarak bir mektup gönderdi. 36 yıldır eşinin bedenini bulamadıklarını söyleyen Tepeli gönderdiği mektupta şunları söyledi: "Aklım sizlerle birlikte ama yüreğim her hafta olduğu gibi mezar yeri bellediğim Galatasaray'da. İstanbul'a geldiğimiz zaman ailemizin diğer fertleri yakınlarımızın mezarına giderken, ben elimde karanfilimle Galatasaray'da alıyordum soluğu. Gerçeklerin er geç açığa çıkmak gibi bir huyu olduğunu söyler herkes. Israrlarımız sonucunda Maksut'un 31 yıl sonra Helvacıdede

Mezarlığı'na kimliği meçhul kişi olarak gömüldüğü de açığa çıktı. Biz gerçekleri biliyoruz, mahkemeler de biliyor. Adli makamların gereğini yapmasını istemek, adalet istemek için Galatasaray'a çıkmanın yasaklanması hangi yasaya uyuyor anlayamıyorum. Yasımızı paylaştığımız alana bırakılmamak, engellenmek ne insanlığa ne de vicdana sığıyor. Bunu görmüyor musunuz?"

'SEVDİĞİME ULAŞMAK İSTİYORUM ARTIK'

Tepeli eşi öldürüldükten sonra yaşadıklarını ise şöyle anlattı: "36 yıldır eşimle ilgili sorduğum hiçbir soruya cevap alamadım. Eşim gözaltına alındığında 2.5 yaşında olan kızımın sorduğu sorulara cevap veremedim. Şimdi torunlarımın soruyor aynı soruları. Sevdiğime, eşime ait mezar yerine ulaşmak istiyorum artık. Çocuğuma söyleyemediğim, burası bizim mezarımız sözünü torunlarıma söylemek istiyorum. Mahkeme tutanaklarında Maksut'a işkence yapanlar biliniyor. Bir insan öldürmek bu kadar kolay olmamalı. Yargılanıp cezalandırılsınlar artık. Ömür boyu bu yasla, bu adaletsizlikle yaşamak istemiyorum. Sorumlu olan herkes artık yargılanarak hesap vermeli."

TEPELİ NASIL KAYBEDİLDİ?

Genç bir öğretmen olan Maksut Tepeli, 2 Şubat 1984 tarihinde İstanbul Küçükbakkalköy’deki arkadaşının evine gitti. Evde karakol kurmuş olan polislerin açtığı ateş sonucu yaralandı. Yoğun kan kaybetmesine rağmen bir battaniye içinde Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldü.

Tanık beyanlarına göre 5 Şubat 1984 tarihinde Gayrettepe Siyasi Şube’de gördüğü ağır işkence sonucu koma halinde Haydarpaşa Askeri Hastanesi’ne kaldırıldı ve kendisinden bir daha haber alınamadı. Gözaltına alındığı inkâr edilen Maksut’un izini süren ailesi ve avukatları, olaydan 22 yıl sonra onun 6 Şubat 1984 tarihinde Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde öldüğü bilgisine ulaştı. Üç yıllık ısrarlı girişimler sonucunda resmi makamlar, Maksut Tepeli’nin Helvacıdede Mezarlığı’na defnedildiğini açıkladı. Ancak mezar yeri bilgisini vermedi.