Sığınmacıların adalete erişimine tercüman engeli
Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, sığınmacıların adalete erişiminde en büyük sorunlardan birinin tercüman eksikliği olduğuna dikkat çekti. Devletin tercüman desteği sağlaması gerektiğine vurgu yapan Sağkan, “Google translate’den iletişim kurulmaya çalışılan bir sistem ortaya çıkıyor” dedi.
ANKARA - Ankara Barosu Mülteci Hakları Merkezi, sığınmacıların adalete erişim noktasında yaşadığı sorunları, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Göç ve Uyum Alt Komisyonu’nda anlattı.
Türkiye’de geçici koruma altında bulunan Suriyeli sayısının 3 milyon 500 bini bulduğunu ifade eden Ankara Barosu Mülteci Hakları Merkezi Başkanı Sadık Onur Gelbal, Ankara’da bulunan Suriyeli sayısının ise 96 bin kişi olduğunu söyledi. Sığınmacıların adalete erişim noktasında baroların ücretsiz avukat atadığından yeterli düzeyde haberdar olmadıklarını anlatan Gelbal, gelen talep üzerine baronun ücretsiz avukat atadığı dosya sayısının 2014 yılında 3, 2015 yılında 61, 2016 yılında 16, 2017 yılında 80, 2018 yılında 165 ve 2019 yılında 137 olduğu bilgisini verdi.
'SIĞINMACILARIN DOSYALARINA ULAŞAMIYORUZ'
Ankara Barosu Mülteci Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Ebru Beşe, adalete erişim noktasında sığınmacıların baroların adli yardım merkezlerinden haberdar olmamaları, tercüman eksikliği, kimliksiz sığınmacılara vekâletname çıkaramamaları, geri gönderme merkezlerinde avukat-müvekkil görüşmelerinin yapılamaması ve avukatların sığınmacıların dosyasına ulaşamaması gibi sorunların baş gösterdiğini anlattı. Sığınmacıların kimlik çıkartmada yaşadığı sorunların vekâlet vermede yarattığı probleme dikkat çeken Beşe, baroların görevlendirme yazılarının vekâletname aranmaksızın yeterli olması gerektiğini vurguladı. Bazı geri gönderme merkezinde avukatların vekâletname bulunmadan dosya inceleyemediğine de değinen Beşe “Dosyasına ulaşamadığımız bir insanla ilgili ne işlem yapabileceğimize dair bir avukat olarak hiçbir fikrimiz olmuyor” dedi.
'HAKLARINI BİLMİYORLAR'
Beşe, sığınmacıların hakları konusunda ise hiçbir bilgiye sahip olmadıklarını ifade etti. Çoğu zaman göç idaresinde yapılan işlemler esnasında imzaladıkları belgelerde kendilerine yönelik haklardan bahsedildiğini, ancak içeriğini anlamadıkları için sorunlar yaşandığını belirten Beşe, şunları anlattı: “Göç İdaresi'nin, idari gözetime sınır dışı kararları hem Türkçe hem de hangi dili konuşuyorsa ilgili o dilde düzenleniyor. Orada son sayfasında bir madde olarak hukuki yollara başvurabilecekleri aslında söyleniyor ancak belgelerin hangi koşullarda imzalatıldığı problem. Somut olarak size çok basit bir örnek vereceğim, bana ilgili. 'Ben o belgeyi imzaladım ama bana battaniye vereceklerini söyledikleri için imzaladım' demişti bir sığınmacı. Böylece o kararı imzalarken içinde haklarına dair bilgilendirme olsa dahi okuyamıyorlar. Ya da tam olarak bir tercüman vasıtasıyla bakın 'Bunu yapabilirsin' şeklinde bir açıklamayla karşılaşmıyorlar. Asıl problem de tercüman.”
Sığınmacılara ilişkin tercüman eksikliği sorununu komisyonda dile getirdiklerini ifade eden Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan da “Sığınmacılar avukat yardımından faydalanmak için baroya başvurduklarında tercümanlarının bulunmaması halinde Google translate’den iletişim kurulmaya çalışılan bir sistem ortaya çıkıyor. Devletin bu noktada tercüman desteği sağlaması gerekiyor ve bu karşılaştığımız en önemli sorunların başında geliyor” eleştirisinde bulundu.
SIĞINMACILAR İÇİN ADLİ YARDIM ÖDENEĞİ TALEBİ
Sığınmacılar ile ilgili ayrı bir adli yardım bütçesi oluşturulması talebinde de bulunduklarını belirten Sağkan, “Adli yardım ödenekleri şu anda, iki sene geriden geliyor. İki sene geriden geldiği için bir avukatın Akyurt’taki geri gönderme merkezine gitmesi, oradaki kişinin bilgilerini, belgelerini incelemesi, gelip davalarını açması ve buna ilişkin alacağı asgari ücret tarifesindeki ücreti iki sene sonra alacak olması da artık bu noktada avukatın hak savunuculuğu yapmasını çok güçlendiren bir şey olarak ortaya çıkıyor. En azından adli yardım kapsamında ayrı bir ödenek ayrılması hâlinde, bu noktada daha etkin bir mücadele sürdürülebilir” diye konuştu.