'Gözümüzün önünde bir soykırım yaşanıyor'

Sivil toplum örgütleri Edirne'de yaşanan mülteci dramıyla ilgili ortak açıklama yaptı. Deniz Türkali'nin okuduğu açıklamada "Bugün acil ve öncelikli olan, İdlib ve çevresindeki sivillerin yaşama haklarını korumaktır" denildi.

Google Haberlere Abone ol

Rojda Oğuz

İSTANBUL - Suriye Dernekleri Platformu, Uluslararası Mülteci Hakları Derneği, Sığınmacı Hakları Derneği ve Hepimiz Göçmeniz Platformu ‘Sığınmacıların yaşama hakkını koruyun, çözüm için harekete geçin’ başlığı altında basın toplantısı düzenledi. Türkiye’de yaşayan mültecilerin Edirne sınırında maruz kaldıkları şiddetin konu edildiği toplantıya, sanatçı Deniz Türkali eski milletvekili Ufuk Uras ve çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilcisi de katıldı.

Deniz Türkali'nin omuduğu basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “İdlib’deki son çatışmalarla birlikte, Suriyeli sivillerin kitleler halinde göç ettiği bölgelerin artık güvenli olmadığının açıkça belirginleştiği bir ortamdayız. Astana sürecinde oluşturulan geçici güvenli bölgeler artık çok daha güvensiz. Başta İdlib ve çevresindeki 2.5 milyon insan olmak üzere, yaklaşık 6 milyon insanın yaşama hakkı ciddi bir tehdit altında bulunuyor. Suriye rejiminin ideolojik, etnik ve inançsal temelde düşmanlaştırdığı insanlara yönelik olarak gerçekleştirdiği, kimyasal silah kullanımını da içeren toplu öldürme olayları, geldiğimiz aşamada Türkiye ve Suriye arasındaki sıcak çatışmalarla birlikte, bölgede sıkışmış durumdaki sivillerin bir soykırım riski altında olduğu acil bir durumun varlığına işaret ediyor. Kitlesel ölümlerin ve ona bağlı olarak milyonlarca insanı kapsayacak yeni bir göç dalgasının her an gerçekleşeceği bu ortam, ABD ve AB devletleri başta olmak üzere, tüm dünya devletlerine ve toplumlarına, adım adım gelen bu trajediyi öncelikle kaynak ülkede önleme sorumluluğunu yüklüyor. Bugün acil ve öncelikli olan, İdlib ve çevresindeki sivillerin yaşama haklarını korumaktır. Bu sorumluluğun bilinciyle harekete geçmek, artık tüm insanlığın kaçınamayacağı bir ahlaki ve hukuki ödevdir.”

Metnin ortasında göz yaşlarını tutamayan Türkali “Gözümüzün önünde bir soykırım yaşanıyor” diyerek salondan ayrıldı. Basın açıklamasına katılanlar şu değerlendirmeleri yaptı:

'1 MİLYONDA FAZLA SURİYELİ SAVAŞTA ÖLDÜ'

Suriye Dernekleri Platformu Muhammet Aka: Göç, herkesin hakkıdır. İnsanın bir yerden bir yere gitme arzusunun 'kaçmak' olarak algılanmaması gerekiyor. Kendisine ve çocuklarına daha onurlu bir hayat verme çabasıdır göç. Görüyoruz ki bu yolda neler yaşıyor insanlar. Şu anda Suriyeliler Suriye’de yapılan operasyonlara rağmen göç etmekle suçlanıyorlar ama göç edenlerin çoğunluğu Afgan ve İranlı. Ki Suriyeli olsa da ne olacak. Suriyelilerin Türkiye’de suç işleme oranı yüzde bir bile değil. İçlerinde eğitimini devam edenler var, iş yapanlar var. Suriye'de 2011’den bu yana bir milyondan fazla öldü. Buna rağmen Suriyeliler mücadele etmeye devam ettiler.

'TÜM ÜLKELER İŞ BİRLİĞİ YAPMALI'

Uluslararası Mülteci Derneği Başkanı Abdullah Resul: Telefonları alınıp, çırılçıplak soyulup geri gönderiliyor insanlar. 2011’den beri Avrupa’ya gidiyoruz. Tüm sözleşmelere rağmen Avrupa’nın üzerine düşen yükü almadığını gördük. 'Ekonomik sebeblerle göçmenleri alamam diyordu' Avrupa. Bugün gelinen noktada ülkemizde bulunan dört milyon Suriyeli ve ülkeye girmek isteyen iki milyon Suriyeli var. Türkiye’nin katlandığı bu yüke Avrupa da katlanmalıdır. Tüm ülkeleri iş birliği yapmaya davet ediyoruz. Türkiye’de insanlar gelecek göremiyorlar. Çocuklarının gelecekleri için zorlukları göze göze alıyorlar. NATO ve Avrupa ülkeleri mülteci sorununu doğuran tüm sebebleri ortadan kaldırmak zorundadır.

'DEVLETTEN YÜZ BULUP GÖÇMENLERE SALDIRIYORLAR'

Hepimiz Göçmeniz Platformu Şenol Karakaş: Irkçılığın öfkesine rağmen dayanışma duygumuz var. Ege Denizi ve sınırda gördüğümüz her fotoğraf bizi değişik duygulara sürüklüyor. Hepimiz göçmeniz derken olmayan bir şeyi söylemiyoruz. Türkiye’de ırkçılar,  devletin politikalarından aldıkları güçle saldırgan oluyorlar. İYİ Parti gibi göçmenlere aparat gibi bakanların  göçmenlere yönelik ırkçılığa katkıda bulunduğunu görmemiz gerekiyor. Şahane okullarda okuyorlar, iyi para alıyorlar söylemleri nasıl yalan çıktı gördük. Suriyeliler sınıra akın etmediler. Bunun nedenini iyi şartlarda yaşamalarından dolayı değil. Sınırda yaşanan zorluklar yüzünden akın etmediler. Demokratik ortamda bir geçiş sağlansa Türkiye’de bir tane göçmen kalmaz. Yaşam şartları hakkındaki yalanlar ortada. Maraş'taki olaylara bakalım; devletten yüz bulup göçmenlere saldırıyorlar. Savaştan, ev kiralarının artışından, ekonomik krizden sorumlu olarak Suriyelileri sorumlu tutuyorlar ama bunlardan devlet sorumludur. Türkiye göçmenlere mültecilik hakkını tanımalıdır. Almanya’da bir yürüyüş var, Yunanistan da var Türkiye’de de ortalık ırkçılıktan ibaret değil. Dayanışmayı fiziken geliştirmek gerekiyor.