Tutuklanan gazeteciler tek başlarına tecritte!

CHP Milletvekili Utku Çakırözer, bir MİT mensubunun Libya’da ölümüne ilişkin haberler nedeniyle tutuklanan altı gazeteciyi Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Koğuşlarda tek başlarına kalan gazeteciler en kısa zamanda iddianamenin hazırlanmasını talep etti. Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, “Şu an kendimi Barış Terkoğlu ile yazdığımız ‘Metastaz’ kitabının içinde hissediyorum” ifadelerini kullanırken, Yeni Yaşam Gazetesi’nin yöneticileri Aydın Keser ve Ferhat Çelik, “Biz de bu işe şaşırdık. Daha önce başka davalarda gündeme gelen ‘Kokteyl örgüt’ mü yaratma çabasındalar” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Libya’da ölen bir MİT mensubunun kimlik bilgilerini yaptıkları haberlerle deşifre ettikleri gerekçesiyle haklarında soruşturma başlatılan ve tutuklanan Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Haber Müdürü Barış Terkoğlu, muhabir Hülya Kılınç, Yeniçağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel ile Yeni Yaşam Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser ve Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik’i CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti.

‘6 GAZETECİ DE KOĞUŞLARDA TEK BAŞLARINA TUTULUYOR’

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer

Silivri’de ziyaret ettiği 6 gazetecinin koğuşlarda tek başlarına tutulmasına tepki gösteren Çakırözer, “Cezaevinde tutuklu ya da hükümlü insanları tek başına hücrede tutmak tecrit etmek de onları başlı başına bir cezalandırma yöntemidir. Cezaevi yönetimi ve Adalet Bakanlığı’na bu uygulamanın son bulması çağrısında bulunuyorum” dedi.

PEHLİVAN: KENDİMİZİ ‘METASTAZ’ KİTABININ İÇİNDE HİSSEDİYORUM

Haklarındaki tutuklama kararının MİT Kanunu’na aykırılıkla ilişkili olmadığını söyleyen Çakırözer’in ziyaret ettiği Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, “Mesele yaptığımız, yapacağımız haberlerin, yazacağımız kitapların engellenmek istenmesi. Bunların bedelini ödetmek istiyorlar ama herkes bilsin ki biz bunların daha büyükleriyle mücadele ettik, alnımız dik çıktık o yüzden moralimizde en ufak bir bozulma yok, çok iyi ama bir şeye üzülüyoruz tabi. Türkiye’nin yakın geçmişinde yaşananlardan hiçbir ders alınmadığını görmek çok üzücü. Ergenekon, Odatv ve diğer kumpas davalarında yargı nasıl kişisel hesaplara siyasi amaçlara alet ediliyorsa bugün de aynısı yaşanıyor. Şu an kendimi Barış Terkoğlu ile yazdığımız ‘Metastaz’ kitabının içinde hissediyorum. O kitapta yazdığımız gibi düştüğümüz yerden kalkacağız, çünkü bu Cumhuriyet’e borcumuz var” diye konuştu.

‘BİR AN ÖNCE İDDİANAMENİN HAZIRLANMASI GEREK’

MİT Kanunu’na aykırı davranmamak için haberde birçok unsura dikkat ettiklerini belirten Pehlivan, Çakırözer’e şunları anlattı:

“Şehidin soyadını, köyünü gizledik. Evinin fotoğrafını kullanmadık. Yani bir suç yok. Bize sadece gözdağı vermek için burada tutuyorlar. Bunu yapanların derdi MİT mensubu değil, mesele sadece bu haber olsa Türkiye’nin en çok okunan haber sitesi neden kapatılsın? Ayda on milyon tekil ziyaretçimiz var. Milyonlarca insan gerçekleri Odatv’den öğreniyor. Şu anda yapılması gereken bir an önce iddianamenin hazırlanması ve mahkeme karşısına çıkmamızdır. Ağır cezada değil, asli cezada yargılanacağız, isterinse bu iddianame bir günde tamamlanır. Türkiye’yi daha fazla demokrasi ayıbında tutmadan bu iddianame hazırlanmalı ve mahkeme kararıyla bir an önce beraatımıza, özgürlüğümüze karar verilmeli.”

‘İNFAZ MEMURU ‘BEN DEVLETİM’ DEDİ’

Silivri Cezaevi'nde bir gardiyan tarafından darp edildiğini açıklayan ve suç duyurusunda bulunan Barış Pehlivan, Silivri Cezaevi’nde işlemlerinin yapılması sırasında infaz memurundan gördüğü muameleye dair şunları söyledi:

“İlk girişte tutukluluk işlemlerinin yapıldığı bir oda var. Orada infaz görevlilerinden biri diğerlerinden ayırt edilecek bir biçimde bana karşı ‘fazla aşağılayıcı’ bir üslupla konuşuyordu. Sabrettim. ‘Siz benimle böyle konuşamazsınız’ dedim. O ise ‘sen kimsin’ dedi. Kendimi tanıttım. Yeniden sordum “siz kimsiniz” diye ‘ben devletim’ dedi. Aradan bir süre geçtikten sonra bu görevli sırtıma iki kez hissedilecek şekilde vurdu. Beni tahrik etmeye çalıştı. Yanıt vermedim. ‘Sadece bu yaptığınız şiddet nedeniyle şikayette bulunacağım’ dedim. Ben Silivri 1 ve 2 nolu cezaevinde 19 ay tutuklu kaldım. Hiçbir fiziki şiddete maruz kalmadım. Burada daha girişte böyle bir muamele ile karşılaştım. Belli ki bu memurun bana karşı bir öfkesi vardı. Ama infaz görevlileri karşısındaki kişi suçlu bile olsa soğukkanlı olmak zorundadır. Avukatlarımdan şikayetçi olmalarını istedim.”

TERKOĞLU: İNTİKAM OPERASYONU YAPILIYOR

Tutuklu gazeteciler arasında yer alan Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu, MİT mensuplarının cenaze töreni haberinde hiçbir suç unsuru olmadığını belirtti. Yaşadıklarının haberle ilgili olmadığını söyleyen Terkoğlu şunları kaydetti:

“Bir intikam operasyonu yapılıyor. 10 sene önce siz FETÖ’nün yaptıklarını yazarken nasıl kimse inanmıyordu ama bir süre sonra belki bizim de tutuklanmamızın da etkisiyle o örgütün eylemlerinin açığa çıkması sağlandı. Şimdi de kimsenin inanmak istemediği başka oluşumlar devlet içerisinde yuvalanmış durumda. On yıl önce Ergenekon ile mücadele kılıfıyla FETÖ’cüler kendilerini gizliyordu, şimdi ise FETÖ ile mücadele kılıfı altında devlette ve yargıda kendilerini gizlemeye çalışıyorlar. Onların boşalttığı koltuğa aynı yöntemlerle oturuyorlar. İşte biz, bu gerçeklere yazılarımızda, kitaplarımızda açığa çıkardığımız için bu intikam operasyonu uygulandı. İstanbul Adliyesi’nde Adalet Bakanı’nın dahi rahatsız olduğu, işaret ettiği bir yapılanma var. Bu yapılanmanın AKP içi ile Saray ile Pelikancılar ile bağlantıları var. İşte biz bu bağlantıları bir bir çıkardığımız için rahatsızlar. Gazetecileri engellemek istiyorlar. Korkutarak sindirmek istiyorlar.”

‘KAVALA’YI TUTUKLATAN SAVCI BENİ TUTUKLATAN SAVCI’

İş insanı Osman Kavala’nın tahliye kararına rağmen yeniden tutuklama kararı talep eden savcı ile kendi tutuklanmasını talep eden savcının aynı kişi olduğunu ifade eden Terkoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben İstanbul Adliyesi’nde yaşanan olağandışı gelişmeleri sık sık yazıyorum. Bunlardan biri de Osman Kavala’nın beraat kararının ardından süratle gündeme getirilen ve tutuklanmasını sağlayan ikinci dosya. İşte, ‘olağandışı gelişmeler’ diyerek yazdığım o yazıda Kavala’nın cezaevinden çıkamadan tutuklanmasını sağlayan soruşturma dosyasının savcısı beni bu davada tutuklatan savcı. İşte bu yüzden özgürlüğümüzden bizi alıkoyan gerekçenin sitede yayınlanan şehit MİT mensubu haberi olmadığını biliyoruz.”

Terkoğlu, tutuklanmaların ardından Odatv’ye erişimin engellenmesi kararına ilişkin ise, “12 senedir, bu siteyi yönetiyorum. Zaman zaman haberler için erişim engeli geldiği olmuştur ama komple bir sitenin kapatılması ilk defa yaşanıyor. Anayasa Mahkemesi’nin, Yargıtay’ın bunun hak ihlali olduğu yönündeki kararlara rağmen bu yapılıyor. Mesele sadece bir haber olsa o habere erişim engellenir ama tüm siteyi hedef almak bunun bir intikam operasyonu olduğunun en net göstergesi. Bu davanın konusu bir haber var, yazılacak haber belli. Bir an önce iddianame hazırlansın ki mahkeme karşısında suçsuzluğumuzu ortaya koyup özgürlüğümüze kavuşalım. Bu iddianame için aylara gerek yok istenirse bir gün içinde hazırlanabilir. En kısa sürede yazılmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

AĞIREL: TOPLUMSAL KAOS YARATMAYA ÇALIŞIYORLAR

Adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasının ardından yapılan itiraz sonrası tutuklanan Yeniçağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel ise şunları kaydetti:

“Bundan 15 gün önce çıkan ‘Sarmal’ kitabımda SETA’yı, Pelikancıları ve onların perde arkasında yaşananları yazdım. Kitap sonrasında bir şekilde benimle uğraşacaklarını, başıma bir şey geleceğini tahmin ediyordum. Hatta televizyonlarda bile söyledim. Şehit olan MİT mensupları ile ilgili paylaşımlarımı fırsat bildiler ama bunu kimseye kabul ettiremezler. Çünkü ben 22 Şubat’ta sosyal medyada paylaşmadan önce 80, 90 kişi isimleriyle bu şehitleri açıklamış. Cenaze törenini 19 Şubat’ta muhtar açıklamış. Benden 3 gün önce televizyonlarda yorum yapan bir eski asker resimleriyle paylaşmış. Ama Odatv’deki haber sonrasındaki soruşturma başlayıncaya kadar kimse beni çağırmamıştı. Odatv tutuklamaları sonrasında çağrıldım. Ama savcının tutuklama talebini hakim ifşanın ifşası olmaz diye reddetti. Tutuklama gerektiren bir durum olmadığını ortaya koydu. Aradan 24 saat geçmeden 75 yaşındaki eski kayınvalidemin evine baskına gidiyorlar. Savcı itiraz ettiği için. Yeniden tutuklama isteme gerekçesi örgütlü suçmuş muhtar, Odatv, Yeni Yaşam, ben, birlikte hareket ediyormuşuz. Hakimin karşısında tek söylediğim ‘aynı FETÖ yöntemleri’ gibi tutukluyorsunuz demek oldu. Orada ilginç bir gelişme daha oldu, itiraz üzerine gönderildiğimiz nöbetçi mahkeme benimle ilgili aynı belgede hem serbest bırakılma hem de tutuklama kararı verdi. Daha sonra avukatlarım durumu fark edince kararı değiştirdi, tutuklamaya çevirdi. O arada ne oldu bilemiyorum. Yargıya bu hukuksuz kararları aldıranların amacını çok iyi görüyorum: toplumsal kaos yaratmaya çalışıyorlar. Ve böylece Türkiye’ye yönetme becerisinden iyice uzaklaşmış olan mevcut iktidarın devamını amaçlıyorlar ama tüm yaşamım boyunca olduğu gibi bu Silivri zindanında da onurlu, dik durmaya devam edeceğim. Buradan da eninde sonunda böyle başım dik çıkacağım.”

KILINÇ: BEN SADECE İŞİMİ YAPTIM

Odatv’de yayınlanan haberi Manisa’dan kaleme alan muhabir Hülya Kılınç, kendisinin cenazeden muhtarın Facebook paylaşımı ile haberdar olduğunu belirterek, “Ben o cenazeye katılamadım ama Manisa’nın tüm ileri gelenleri, milletvekilleri dahi oradaydı. Ben sadece işimi yaptım yani habercilik yaptım. Bu dünyanın neresinde olursa olsun haberdir. MİT mensubu olduğunu bilmiyordum. MİT mensuplarının kimliğini açıklamak gibi bir maksadım asla olmadı. Bizim haberimiz yayınlanmadan önce bu konu defalarca sitelerde, Meclis’te işlenmiş. Bir an önce bu haksızlığın bitmesini ve özgürlüğüme kavuşmayı bekliyorum” dedi.

‘BİZİ NİYE KARIŞTIRDILAR ŞAŞKINIZ’

MİT mensubu haberine ilişkin tutuklanan Yeni Yaşam Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser ve Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ise, Yeni Yaşam’da yayınlanan haberde hayatını kaybeden askerlerin MİT mensubu olduğuna ilişkin bir ibare bulunmadığını söyledi. Keser ve Çelik, “Biz de neden tutuklandığımız anlamış değiliz. Haberimizde hayatını kaybeden askerlerinin MİT mensubu olduğu yazmıyor bile. Asker olarak belirtiliyor. Sadece ilk sayfadaki anonsta ‘MİT mensubu iddiası’ ifadesi var. Onun dışında haberin hiçbir yerinde MİT geçmiyor. Önce serbest bırakıldık, daha sonra tutuklandık. Biz de bu işe şaşırdık. Daha önce başka davalarda gündeme gelen ‘Kokteyl örgüt’ mü yaratma çabasındalar? Bir yanda Odatv, bir yanda Yeniçağ, bir yanda özgür Türk basını hepsini bir araya getirmeye mi çalışıyorlar çözmüş değiliz” ifadelerini kullandılar.