‘Sağlık çalışanları için koruyucu önlemler alınmalı’

Korona virüsü vakalarının artacağını söyleyen Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir, salgınla mücadele sırasında halkın bilgilendirilmesi gerektiğini söyledi. Sağlık sistemini salgına hazır hale getirip sağlık çalışanlarına yönelik koruyucu önlemlerin alınması gerektiğine dikkat çeken Demir, yurttaşlara da önerileri dikkate alması çağrısında bulundu.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Beklendiği gibi korona virüsüyle ilgili her söylenti, salgın gibi hızla yayılıyor. Diyarbakır’da durum bu. Neredeyse her gün bir söylenti ile çalkalanıyor şehir. Söylentiler ürkütücü ama daha ürkütücü olanı, yasağa ve uyarılara rağmen bazı kahvelerin hala açık olduğu yönünde gelen bilgiler. Bu nasıl bir cesarettir, aymazlıktır, en yakınındakilerin sağlığını hiçe saymaktır anlamak mümkün değil.

Ulu Cami meydanındaki kalabalık da şaşırtıcıydı. Yaşlı adamlar gruplar halinde oturmuş, tevekkülle yüzlerini güneşe dönmüşlerdi. Birazdan evlerine gidecekler, torunlarını sevecekler, çocuklarıyla aynı masada yemek yiyeceklerdi. Kim bilir, belki meydandan aldıkları virüsle birlikte. Bir yanda marketlerdeki makarna reyonlarını boşaltan bir panik, diğer yanda akıl almaz bir rahatlık gözlemleniyor şehirde.

Gazeteci olarak her söylentiyi teyit için sağlık çalışanlarına başvuruyoruz. Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir de başvurduğumuz isimlerden biri. Diyarbakır Tabip Odası bütün toplumsal olaylarda gösterdiği hassasiyeti korona virüsü salgını sırasında da gösterdi. Türkiye’de henüz vaka tespit edilmemişken bile gerekli önlemlerin alınması konusunda çağrılarda bulunun sivil toplum örgütlerinden biri olmuştu.

Diyarbakır’da korona virüs vakaları, Diyarbakırlıların salgın karşısındaki tutumu ve alınması gereken önlemler hakkında Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir’le konuştuk. Söyleşiyi hazırlarken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de korona virüs nedeniyle bir kişinin daha hayatını kaybettiğini ve vaka sayısının 191’e ulaştığı bilgisini paylaştı.

Demir ile yaptığımız konuşmanın merkezinde Diyarbakır vardı ama anlattıkları salgın tehdidi ile karşı karşıya olan herkesi ilgilendirir nitelikte oldu. Sağlık çalışanlarının paylaştığı her bilgi hayati değerdedir ve dikkate alınmalıdır.

'VAKA SAYISI ARTACAK'

Türkiye’de korona virüsüne karşı alınan önlemler yeterli midir?

Yeni korona virüsü (covid-19) enfeksiyonu, Sağlık Bakanlığının resmî paylaştığı verilere göre Türkiye’de 98 kişide saptanmış ve 1 hasta da vefat etmiştir. Ama bugün itibariyle bu sayının çok arttığını biliyoruz. Az test yaptığımızı, hastaların yüzde 20’sinin hastaneye gelip tanı aldığını düşünürsek sayının daha fazla olduğu düşünebiliriz. Hastalığın diğer ülkelerdeki yayılma hızına bakıldığında önümüzdeki 1-2 haftanın çok kritik olduğunu öngörmekteyiz. Hasta sayısının hızla artabileceğini öngörerek, planlamaları ivedilikle yapmak ve gerekli önlemleri zamanında alarak uygulamak yaşamsal önemdedir. Şu ana kadar belli önlemler ve planlamalar yapıldı ama hala önemli eksikler mevcut.

Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir (ortada)

Diyarbakır’daki hastaneler korona virüsüne karşı mücadele için hazırlıklıdır, diyebilir miyiz?

Dünya deneyimlerinden öğrendiklerimiz korona virüsü salgına yönelik en önemli tedbirlerin başında, hastalık şüphesi taşıyanlara yeterinde test yaparak hastaları ve temas ettiklerini saptayıp izole etmek. Sosyal mesafeye yönelik artırılacak önlemlerle bulaş hızını azaltmış oluruz.

Türkiye’de şu an testin yaygın yapılmadığından, virüsün beklenenden daha geç saptanıyor ve dolayısıyla vaka sayısı da az görünüyor ama bu muhtemelen artacak. Testlerin sadece 6 merkezde yapılması yetersiz. Örneğin Güney Kore’de bu kadar düşük bir ölüm oranın olması yaygın yapılan test sonucuna göre aksiyon alınmasından kaynaklanmaktadır.

Yine önlemleri zamanında almayan ve test sayısının az olduğu ülkelerde (örneğin İran ve İtalya’da) hastalık sağlık sisteminin taşıyamayacağı boyutlara hızla ulaşmış olup her gün maalesef yüzlerce hastanın kaybına yol açtığını duymaktayız.

O yüzden Türkiye’de test merkezlerinin hızla artırılması ve alt yapısı yeterli üniversite laboratuvarlarının da sürece dahil edilmesi gereklidir.

'DİYARBAKIR’DA TESTLERE BAKILMIYOR'

Diyarbakır’da sadece Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde testler yapılıyor. Burada yapılan testler de Ankara’ya gönderiliyor. Neden sadece bir hastanede testler yapılıyor? Yapılan testlerin Ankara’ya gönderilmesi zaman kaybı değil mi? Diyarbakır ve başla illerde yapılan testlerin Ankara’ya gönderilmesi, bu sefer Ankara’da bir yoğunluğa ve test sonuçlarının alınmasında bir gecikmeye neden olmuyor mu?

Sağlık Bakanlığın referans merkezi olarak belirlediği 25 hastaneden bir de Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi. Ama burada testler bakılmıyor. Şu anda Türkiye genelinde sadece 7 merkezde test yapılmaktadır. Diyarbakır’da alınan testler de Ankara’ya gönderilmektedir. Bu testlerin sonuçlarının alınması zaman almaktadır. Sağlık Bakanlığı, bu hafta içinde bu merkezlerin sayısını 16’ya çıkaracağını bildirdi. Büyükşehir olması ve bölge açısında da merkez olduğundan Diyarbakır’da testin yapılması gerekmektedir.

Salgınla mücadelede sağlanması gereken koşullardan biri de sağlık sistemini salgına hazır hale getirip sağlık çalışanlarına yönelik koruyucu önlemlerin alınmasıdır. Salgında en fazla risk altında olan grup sağlık çalışanlarıdır.

Kişisel koruyucu malzeme eksikliği var. Maske, önlük, eldiven, dezenfektan yeteri kadar yok ve stokların da yetersiz olduğu söyleniyor. Hekimlerin hasta muayene ettikçe hastalanması ve başka hastalarla temasla bu salgının büyümesine yol açabilme riski var. Bu nedenle Sağlık çalışanlarının hastalıktan korunması için gereken önlemler bir an önce alınmalıdır ve bir şekilde gerekli koruyucu malzeme temin edilmelidir.

Diyarbakır’da şimdiye kadar kaç kişiye korona virüsü testi yapıldı?

Diyarbakır’da kaç test çalışıldığını bilmemekle birlikte geçen hafta 7000 test yapıldığı ifade edilmişti ama son 2-3 günde bakılan test sayılarının artırıldığını biliyoruz. Diyarbakır’da şu anda şüpheli ve karantina altına alınan vakalar gerek hastanede veya evde takip ediliyor, bu kişilerin bir kısmında testin pozitif çıkacağını öngörüyoruz. Testi pozitif çıkan vakaların çoğu yurt dışı odaklı olduğu söyleniyor. Umre ve yurtdışından gelenler konusunda alınan tedbirler de yetersiz ve geç kalındığından, sosyal izolasyon zamanında yapılmadığından toplumda belirlenemeyen pozitif vakalar da vardır.

'ÖNERİLER DOĞRULTUSUNDA HAREKET EDİLMELİ'

Diyarbakırlıların korunmak için gerekli hassasiyeti gösterdiğini söyleyebilir misiniz?

Toplum genelinde çok büyük bir panik ve korku var. O yüzden şeffaflık içinde doğru ve tam olarak bilgilendirmek çok önemlidir. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, sağlık meslek örgütleri, yetkililer, yerel yönetimler, herkesin, hepimizin kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğu vardır. Yetkililerin hastalığın toplum içinde yaygınlaşmasını azaltmak için aldığı kararlar önemlidir. Sosyal izolasyon önemli. Bir metre mesafe olması lazım. Kafeler, kıraathaneler, eğlence ve oyun yerleri gibi işletmeler kapandı. Toplu ibadetler, taziyelerin kurulmasının yasaklanması önemli. Ve bu daha da radikal noktalara gidip sokağa çıkma yasağına kadar evrilebilir. Bunu salgının yayılma hızı gösterecek.

Tabii yetkililerin alacağı önlemler tek başına asla yeterli olmayacaktır. Bu noktada vatandaşların, bu ülkede yaşayan tüm bireylerin doğru davranışlar geliştirmesi ve içselleştirmesi gerekli. Dünya Sağlık Örgütü, Türk Tabipler Birliği, Sağlık Bakanlığı önerileri doğrultusunda hareket edilmeli.

-Kalabalık ortamlardan uzak durmak gerekir

-El hijyeni önlemlerine dikkatle uyulmalı, eller sık sık temizlenmeli, (su ve sabun yeterlidir, buna ulaşılamayacağı durumlarda alkollü el antiseptikleri kullanılabilir) kirli eller asla yüze göze ve buruna götürülmemelidir.

-Sağlıklı insanların maske kullanmasına gerek yoktur.

-Herhangi bir viral solunum yolu enfeksiyonu geçirmekte olan kişinin öksürme veya hapşırma sırasında burun ve ağzını tek kullanımlık kağıt mendil ile örtmesi, kağıt mendilin bulunmadığı durumlarda ise dirsek içini kullanması gereklidir.

-Hasta kişilerin mümkünse kalabalık yerlere girmemesi, eğer girmek zorunda kalınıyorsa tıbbi maske kullanması önerilmektedir. Maske çıkarıldığında hemen çöpe atılmalı ve eller yıkanmalı veya antiseptikle temizlenmelidir.

-Tokalaşma, sarılma gibi yakın temastan sakınmak gerekir.

-Bulunduğumuz ortamı havalandırmak gerekir. Bol su tüketmek, dengeli ve sağlıklı beslenmek gerekir.

-Hastaneler salgın durumunda bulaşıcılığın en çok görüleceği yerler olacağından, acil ve çok gerekli haller dışında hastaneye gitmemek gerekir.

-60 yaş üzeri hastalar, kronik hastalığı olan raporlu hastalar özellikle sosyal izolasyona çok daha fazla dikkat etmeleri gerekiyor.

-Yurtdışı öyküsü varsa mutlaka 14 günlük izolasyon süresine uyalım.

-Yurtdışından gelen biri ile temas öyküsü ve korona virüs hastalığı şüphesi varsa hiç kimse ile temas sağlamadan Sağlık Bakanlığı Alo 184 ü aramak lazım.

'TTB İŞBİRLİĞİNDEN YANA'

Sağlık Bakanlığı korona virüsüne karşı TTB ile çalışmaya yanaşmıyor. Aksine, yaptığı açıklamalardan dolayı TTB’nin hedef gösterildiğine tanık olduk. Bu tutum korona virüsü ile mücadeleyi nasıl etkiliyor?

TTB hiçbir zaman veriye ve bilimsel bilgiye dayanmayan bir açıklaması ve tutumu olmamıştır/olmayacaktır da. TTB başından beri tüm açıklamalarında ve çağrılarında başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere tüm bileşenlerle, diğer kurum ve örgütlerle iş birliği yapmaya hazır olduğunu dile getirmektedir. Bu olağan dışı Salgında Sağlık Bakanlığı TTB ve Sağlık Meslek örgütleri ile şeffaf bir şekilde bilgileri paylaşması ve TTB’nin önerilerini dikkate alması halk sağlığı açısından kritik önemdedir.