'Önce sağlık çalışanları korunmalı ki mücadele edilebilsin'
İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Funda Barlık Obuz, "Sağlık çalışanları yetersiz malzeme ile çalışmak zorunda kalıyor. Öncelikle sağlık çalışanlarının sağlığının korunması gerekiyor ki herkes bu hastalıkla mücadele edebilsin" uyarısında bulunuyor. Tepecik Hastanesi'nden bir sağlık çalışanı da el dezenfektanı, cerrahi maske bulmakta zorluk çektiklerini anlatıyor. Türkan Özilhan Hastanesi’nden bir doktor "Sağlık kurulu raporlarının devam ettirilmesi inanılmaz bir durum. Bu hastalar geldikleri hastanede 20 tane poliklinik geziyorlar" diyor.
İZMİR - Korona virüsüne (Covid-19) yakalanan 44 bin kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre, en fazla risk altında olanlar 80 ve üstü yaştakiler ile sağlık çalışanları. Sağlık çalışanlarının kendilerini enfeksiyondan korumaları ve güven içinde mesleklerini sürdürmeleri için koruyucu önlemlerin alınması ve koruyucu malzeme eksikliğinin giderilmesi şart.
Koruyucu sağlık hizmetlerinin ihmal edilmesinin önemli halk sağlığı sorunları yaratabileceğini belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Funda Barlık Obuz, tüm salgın hastalıklarda olduğu gibi korona virüsünde de sağlık çalışanlarının risk altında olduğunu belirtti. Obuz, sağlık personelinin korunmasının hem sağlık çalışanlarının birey olarak gözetilmesi, hem de toplum sağlığı açısından büyük önemi olduğunu söyledi.
'BU HASTALARI KARŞILAYAN ÖZEL BİRİMLER OLMALI'
Hastanelere Covid-19 şüphesi ile gelenlerin ayrı bir servise alınması gerektiğinin önemine değinen Obuz, bu uygulamanın bütün hastanelerde yapılmadığını ifade ederek, şunları söyledi: “Koruyucu malzeme piyasada olmadığı için hastanelere de verilemiyor. Bu yüzden sağlık çalışanları yetersiz malzeme ile çalışmak zorunda kalıyor. Öncelikle sağlık çalışanlarının sağlığının korunması gerekiyor ki herkes bu hastalıkla mücadele edebilsin! Hastalar bu belirtilerle geldiğinde onların covid-19 pozitif olup olmadığı belli olmuyor. Genellikle acil servise geliyorlar ve ilk karşılayan da bu birimin hekimleri oluyor. Oysaki hastaları karşılayan personelin tam anlamıyla korunma önlemlerini almış olması gerekir. Acilde görevli sağlık personelinin hem başka hastalara hem de ailesine bulaştırma riski var. Bu yüzden her hastanede bu hastaları karşılayan özel birimler olmalı.”
'KONTROL HASTALARI HASTANELERE GELMESİN'
Hasta sayısının logaritmik bir şekilde arttığını ve bu düzenlemelerin bir an önce yapılması gerektiğini ekleyen Obuz, bu süreçte kontrol hastalarının hastanelere gelmemesi konusunda da uyarılarda bulundu: “Böyle günlerde kamu personelleri izinli olurken sağlık personelinde izinler kaldırılıyor. Sağlık çalışanları zaten bunun bilincinde. Ama bu süre içinde kontrol hastaları hastanelere gelmesin diyoruz. Ve bu konuyu tabii ki hastaların tercihine bırakamayız. Hatta bu konuda güzel bir girişim Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nden geldi. Orada acil olmayan bütün ameliyatlar ertelenerek poliklinikler de kapatıldı. En radikal kararı alan hastane olarak kutlamak lazım gerçekten."
İzmir Tabip Odası olarak yerel yönetimlerle ve Büyükşehir Belediyesi Toplum Sağlığı Birimi ile temas içinde oldukları bilgisini de veren Obuz, "Hem sosyal medyada hem de diğer kanallardan halkı bilgilendirme çalışmaları yapıyoruz. Çünkü yanlış bilgi panik havası yaratır. Panik yaratmadan ama bilimsel gerçeklerden de uzaklaşmadan önlemlerimizi artırmamız lazım” dedi.
'EL DEZENFEKTANI YOK, CERRAHİ MASKE ZOR BULUNUYOR'
Hastanelerdeki koruma önlemlerine dair görüşlerini aldığımız sağlık çalışanları ise kaygılı. İzmir Tepecik Hastanesi’nde görevli bir sağlık çalışanı, hükümetin yaptığı Covid-19 resmi bildirimi sonrası hasta sayısının azalmaya başladığını ancak hem personel hem de hastaların yeteri kadar bilgilendirilmediğini söylüyor.
Hastanede koruyucu ekipman eksikliğinin yaşandığını ifade eden sağlık çalışanı şunları söyledi: “El dezenfektanı yok. Basit bir cerrahi maske bulmakta bile zorluk yaşıyoruz. Resmi istemlerimize verilen cevap 'depolarda yok' oluyor. Hastane personelinde önce bir panik, korku ve heyecan oluştu. Ama sonrasında durum kanıksandı. Çok fazla bilgi kirliliği var. Ne doğru, ne değil bilmiyoruz. Bu hastalığın bize bulaşacağına zaten kesin gözüyle bakıyorum ancak asıl korkum çevremizdeki yaşlılar. Yakınlarıma bulaştırıp onlara sebep olmaktan korkuyorum. Bu durum geceleri stresten uykumu kaçırıyor. Kronik hasta olan yakınlarımla teması azalttım. İnsanlardan uzak kalmaya çalışıyorum."
Uzun süredir Türkan Özilhan Hastanesi’nde çalışan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir hekim ise hastanelerdeki koşulları ve salgından korunmak için alınması gereken acil önlemleri şöyle anlattı:
SAĞLIK KURULU RAPORLARI CİDDİ BİR YAYILIM SEBEBİ: Asker başvurularıyla birlikte sağlık kurulu raporları alınacak olması ciddi bir yayılım sebebi. Pek çok hastanede sağlık kurulu hizmeti hala devam ediyor. Oysaki sağlık kurulu hizmeti elektifin de elektifi. Elektif (Acil olmayan) ameliyatlar ertelenmişken sağlık kurulu raporlarının devam ettirilmesi inanılmaz bir durum. Bu hastalar çok büyük bir risk taşıyor. Çünkü geldikleri hastanede 20 tane poliklinik geziyorlar. Sağlık kurulu hizmetinin devam etmesi kabul edilemez bir durum ve suçtur. Bu hizmetin bir an önce durdurulması gerekiyor. Performans kriterlerinden bir tanesi olduğu için hastane yönetimleri bunu engellemiyor. Mesela Tepecik Hastanesi’nin kapısında ateş ölçülüyor. Bu bir kandırmaca. Elbette ki bu virüsü azaltabilir ama bu sorgulama sadece hasta kişileri ayırır. Enfekte kişileri ayırmaz. O yüzden bu önlemin de deşifre edilmesi, hastane sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının bir an evvel nöbet koşullarına çekilmesi gerekir.
ERTELENEN AMELİYATLARI ÖZEL HASTANELER FIRSATA ÇEVİRDİ: Kamu kurumlarında elektif ameliyatlar ertelendi ama Sağlık Bakanı “Bizim bu açıklamamız özel sağlık kuruluşlarını bağlar diyemem” dedi. Siz bakansınız, siz derseniz bağlar! Dolayısıyla bazı özel hastaneler bu sayede, kamu hastanelerinde ertelenen ameliyatları bir fırsata çevirdi. İzmir’deki özel hastanelerde sünnet dahil operasyonlar devam ediyor. Bu yoğun bakımlara ihtiyacımız var. Acil olmayan ameliyatların durdurulması, yoğun bakımların bir an önce boşaltılması lazım. Kronik hastalık tabii ki önemli. Ama pandemi, kronik hastalıkları da aşan, acil bir durum. Ölüm sebebi olarak bütün hastalıkların önüne geçmiş ve bulaşıcı bir hastalıktan söz ediyoruz. Dolayısıyla geri kalan her şey ötelenebilir.