Korona salgını su tüketimini nasıl etkileyecek?
Korona virüsü nedeniyle halkın evlerinden çıkamamasının su kaynaklarını olumsuz etkileyeceği iddialarını İstanbul üzerinden değerlendiren mühendis Hüseyin Karaaslan, ilk vakanın görüldüğü günden beri barajların doluluk oranında belirgin bir değişiklik olmadığını ifade etti. Her ihtimal için senaryolar hazırlanması, tasarruf tedbirleri alınması gerektiğini belirten Karaaslan, "Tasarruf tedbirlerini bizzat kurumların alıp uygulaması daha doğru olacaktır. Uzun vadeli yatırımları da aksatmadan yapmayı tercih etmeleri gerekiyor" dedi.
DUVAR - Korona virüsü salgını tedbirleri kapsamında halkın evlerden çıkmaması nedeniyle su kullanımının artabileceği ve barajların doluluk oranını etkileyebileceği iddia ediliyor. Bir diğer iddia ise fabrikalar, işyerleri ve kamu kurumlarının geçici olarak kapanmasıyla buralarda su tüketiminin azalacağı ve bu nedenle genel tablonun değişmeyeceği.
Sosyal medyada paylaşılan iddiaların ardından açıklama yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sözcüsü Murat Ongun, "İstanbul’da barajlarımızın doluluk oranı son 10 gündür %64 civarında. Kentimizde herhangi bir su sıkıntısı yaşanmamakta. Salgın hastalıkla mücadelede hijyen kurallarını en uygun şekilde yerine getirelim fakat suyumuzu da israf etmeden, verimli bir şekilde kullanalım" dedi.
'İSTANBUL'DAKİ BARAJLARIN DOLULUĞU ŞU AN İTİBARİYLE BARİZ BİR ETKİSİ YOK'
İnşaat mühendisi Hüseyin Karaaslan da, Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarla İstanbul üzerinden korona virüsü salgının su kullanımını nasıl etkileyeceğini değerlendirdi.
İlk vakanın açıklandığı 11 Mart'tan sonra İstanbul'daki barajların doluluk oranını aktaran Karaaslan, "Ciddi bir nüfusun eve kapanmasının şu an itibariyle barajların doluluğuna bariz bir etkisi olmamış. Öte yandan, İstanbul'un su kullanımına baktığımızda yıldan yıla düzenli bir artış var. Normal seyir, riskin alarm verici bir boyutta olmadığını söylüyor. Elbette salgın normal seyrin dışında bir gelişme" ifadelerini kullandı.
'HİJYEN KAYGISIYLA ARTIŞ OLACAK AMA TURİST SAYISI AZALACAK, TERSİNE GÖÇ ARTACAK'
"Pekiyi, bu salgın su kullanımını ne düzeyde etkileyebilir?" diye soran Karaaslan, şöyle devam etti:
"Elbette şu sıralarda hijyen kaygısıyla miktar artışı olacaktır. Ayrıca, yazın İstanbul'dan turistik amaçlı çıkışlar da duracağı için su kullanımında azalma olmayacaktır. Diğer yandan, İstanbul'dan tersine göç kaynaklı kullanım azalabilir. Geleneksel olarak yaz aylarında memleketlerine dönenler salgının sağlık ve ekonomik etkileriyle; bu sene daha erken göçe başladılar. Resmi karantinanın uygulanmaması sebebiyle bu sürecin devam edeceğini öngörebiliriz. Ayrıca İstanbul'a gelecek olan turist sayısında azalma olacağından su kullanımında da azalma olması beklenti dahilindedir. Ötesi; suyun yoğun olarak kullanıldığı iş kollarında üretimin azalması/durması da beklenebilir. İşyerlerinde, ticarethanelerde, sanayide, okullar ve devlet dairelerinde günlük olarak kullanılan suyun eksilerek evlerde kullanılacağı gerçeğini de unutmamak lazım."
'MESELE TASARRUFU ÖZELLİKLE KİMİN YAPMASI GEREKTİĞİ'
Su tüketimine dair olumlu ve olumsuz bütün ihtimaller için hazırlıklar yapılması ve tasarruf önlemlerinin devam etmesi gerektiğini belirten Hüseyin Karaaslan, "Buradaki mesele tasarrufu özellikle kimin yapması gerektiğidir. Tasarruf uyarıları genel olarak hanehalkına yöneltiliyor, ancak zaten gelişmiş ülke standartlarına göre az su kullanıyoruz. Hanehalkı dışında suyun tasarruf edilmemesine yol açan ve göz ardı edilen faktörler var" dedi.
Su hatlarındaki kayıp kaçak miktarının gelişmiş ülke standartlarına getirilebilmesi için yatırımlar yapılmasının önemli olduğunu vurgulayan Karaaslan, belediyelerin virüs nedeniyle sokaklar ve kaldırımları yıkanması gibi uygulamaların su tüketimini artıracağına dikkat çekti.
Esas sorumluluğun kurumlara düştüğünü ifade eden Karaaslan'ın tweet dizisi şöyle:
1) Salgın kaynaklı evlerimize kapanmamız dolayısıyla daha fazla su harcanacağı, içme suyu kaynaklarının tükenme riski altında olduğuna dair spekülasyonlar var. O halde mevzuyu İstanbul üstünden bakarak açıklığa kavuşturmaya çalışalım.
— Hüseyin N. Karaaslan (@HNKaraaslan) March 25, 2020
3) Şu anki resme odaklanalım: Salgının açıklandığı 11 Mart'tan bu yana İstanbul'daki barajların doluluk oranları aşağıda görüldüğü gibidir. Yani, ciddi bir nüfusun eve kapanmasının şu an itibariyle barajların doluluğuna bariz bir etkisi olmamış. pic.twitter.com/FAKYyJCEhN
— Hüseyin N. Karaaslan (@HNKaraaslan) March 25, 2020
5) Öte yandan, İstanbul'un su kullanımına baktığımızda yıldan yıla düzenli bir artış var. Normal seyir, riskin alarm verici bir boyutta olmadığını söylüyor. Elbette salgın normal seyrin dışında bir gelişme. Pekiyi, bu salgın su kullanımını ne düzeyde etkileyebilir? pic.twitter.com/h2xEeAgkwN
— Hüseyin N. Karaaslan (@HNKaraaslan) March 25, 2020
7) Diğer yandan, İstanbul'dan tersine göç kaynaklı kullanım azalabilir. Geleneksel olarak yaz aylarında memleketlerine dönenler salgının sağlık ve ekonomik etkileriyle; bu sene daha erken göçe başladılar.https://t.co/pz8m6NsvkQ
— Hüseyin N. Karaaslan (@HNKaraaslan) March 25, 2020
9) Ötesi; suyun yoğun olarak kullanıldığı iş kollarında üretimin azalması/durması da beklenebilir. İşyerlerinde, ticarethanelerde, sanayide, okullar ve devlet dairelerinde günlük olarak kullanılan suyun eksilerek evlerde kullanılacağı gerçeğini de unutmamak lazım.
— Hüseyin N. Karaaslan (@HNKaraaslan) March 25, 2020
11) Tasarruf uyarıları genel olarak hanehalkına yöneltiliyor, ancak yukarıda belirttiğim gibi zaten gelişmiş ülke standartlarına göre az su kullanıyoruz. Hanehalkı dışında suyun tasarruf edilmemesine yol açan ve göz ardı edilen faktörler var. Bunlara değinmek de gerekecektir.
— Hüseyin N. Karaaslan (@HNKaraaslan) March 25, 2020
13) Kayıp kaçakların gelişmiş ülke standartlarına getirilebilmesi için ilave yatırımların yapılması ve böylece su tasarrufunun sağlanması gerekiyor. En azından uzun vadeye yönelik bu tarz yatırımların yapılması şart.
— Hüseyin N. Karaaslan (@HNKaraaslan) March 25, 2020
15) Ayrıca şu tarz PR amaçlı uygulamaların sağlık açısından beklenen faydayı sağlamadığı aksine su tüketimini arttırdığı için zararlı olduğu söylenebilir. Belediyelerin bunlardan kaçınması doğru olacaktır.https://t.co/SogqGNQhPe
— Hüseyin N. Karaaslan (@HNKaraaslan) March 25, 2020
17) Özetle; İstanbul'un salgın günlerinde su problemi yaşayıp yaşamayacağını görmek için kurumların çalışması lazım. Tasarruf tedbirlerini bizzat kurumların alıp uygulaması daha doğru olacaktır. Uzun vadeli yatırımları da aksatmadan yapmayı tercih etmeleri gerekiyor.
— Hüseyin N. Karaaslan (@HNKaraaslan) March 25, 2020
(HABER MERKEZİ)