Mardin’de 500 kişi karantinada
Mardin’de Dünya Sağlık Örgütü’nün korona virüsü konusunda önerdiği hiçbir önlemin alınmadığını söyleyen Mardin Tabip Odası Eşbaşkanı Osman Sağlam, “Bildiğimiz kadarıyla şu an çoğunluğu Kızıltepe ve Nusaybin’de bulunan ve önemli bir kısmı şoförlerden oluşan 500’den fazla vatandaşımız evde karantinada bulunmaktadır” dedi.
MARDİN - Mardin, her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği bir şehir. Kızıltepe ve Nusaybin ilçeleri ise tarihi İpek Yolu üzerinde bulunuyor ve normal zamanlarda buradan Federe Kürdistan Bölgesi’ne her gün binlerce kamyon ve tır, ticaret amacıyla giriş çıkış yapıyor. Zaten Mardin’de yaşayan insanların önemli geçim kaynaklarından biri de uluslararası taşımacılık. İran, Rusya ve Türki Cumhuriyetlere de karayolu üzerinden yük taşınıyor. Bu nedenlerle Mardin, korona virüsünün açık hedeflerinden biri niteliğinde.
Mardin Tabip Odası Eşbaşkanı Doktor Osman Sağlam da bu tehlikeye dikkat çekiyor. Mardin’de korona virüsüne karşı alınan önlemleri konuştuğumuz Sağlam, “Bilindiği gibi Mardin ili ve özellikle Nusaybin ve Kızıltepe ilçelerimiz Federe Kürdistan Bölgesi ile yapılan ticaretin hem geçiş güzergahı hem de nüfusunun ciddi bir kısmı bu ticaretin bir parçası. Gerek kamyon ve tırlarla gerekse bireysel ticaretle geçimini sağlayan birçok aile var. Ayrıca İran ve Türki Cumhuriyetlere kadar yük taşımacılığı yapan birçok kişi var. Ne var ki bu kişilerin sınırdan geçişlerinde Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği hiçbir önlem alınmamaktadır. Basit tıbbi muayenelerle, sadece ateş bakılarak Covid 19 olup olmadıkları tespit edilmeye çalışılıyor” dedi.
500 KİŞİ KARANTİNADA
Özellikle Sağlık Bakanı ve İçişleri Bakanı korona virüsüne karşı her gün alınan yeni önlemleri duyuruyor. Ancak Sağlam, önlemler için geç kalındığını belirtiyor: “Çin’de ilk vaka 27 Aralık 2019 tarihinde çıkıyor, İran’da 19 Şubat 2020'de. Virüs tüm hızıyla sınırlarımıza dayanmış ve ölümlere sebep olmuşken, ülkemize de uğramadan geçmesi beklenemezdi. Buna rağmen tüm ülkede olduğu gibi, Mardin gibi iç ve dış turizmin rağbet gördüğü bir yerde Covid 19 salgınını engelleme, koruma ile ilgili herhangi bir önlem alınmadı. Oteller, alışveriş yerleri, eğlence mekanları açık tutuldu.”
Sağlam’a göre Mardin’de önlemler geç alınınca korona virüsü taşıdığı şüphesiyle insanlar evlerinde karantina altına alındı. Edindiği bilgileri paylaşan Sağlam, karantinada bulunan kişilerin ağırlıklı olarak şoförlerden oluştuğuna dikkat çekti. Sağlam, “Bildiğimiz kadarıyla şu an çoğunluğu Kızıltepe ve Nusaybin’de bulunan ve önemli bir kısmı şoförlerden oluşan 500’den fazla vatandaşımız evde karantinada bulunmaktadır” şeklinde bilgi verdi.
HEKİMLERİN ÜZERİNDE BASKI VAR
Sağlam ayrıca, doktorların hastalara korona virüsü teşhisi koymaktan çekindiklerini söyledi. Hastaya virüs teşhisi koyan bir doktorun hastalığı açıklaması nedeniyle izne çıkarıldığını belirten Sağlam, bu durumun sağlık personelini ve doktorları ürküttüğünü ifade etti. Sağlam, “Hekimlerin tanı koymaktan korktukları çok sayıda hasta var. Açıkçası özel hastaneler de diğer hastaneler de korona virüsü tanısı koymamaları için hekimlere baskı yapıyor” ifadelerini kullandı.
ASIL TAŞIYICI OLANLAR DIŞARIDA
MTO Eşbaşkanı Osman Sağlam, devletin korona virüsü ile ilgili yeteri kadar önlem almadığı için, halk arasında da bir vurdum duymazlık söz konusu olduğuna dikkat çekti. Fabrikaların, 300-400 kişinin dar bir alanı paylaştığı işyerlerinin hâlâ açık olduğunu hatırlatan Sağlam, “Bu da halk sağlığı açısından ciddi risk taşıyor” dedi.
Sağlam, "bütün yaşlılar korona virüsü taşıyıcısı" gibi bir algının da oluştuğunu belirterek, şunları söyledi: “Olay tamamen belirli yaş grubunun ölümleri üzerinden yürütülüyor. Vefat eden kişilerin üzerine basa basa ‘yaşlı’ ibaresi konuluyor. Asıl taşıyıcı (en büyük risk etkeni) olan ve dışarıda kalabalık ortamlarda bulunmalarına göz yumulan genç kesim. Dışarıda tutuluyorlar ve bunlar da evde bulunan yaşlılarına bu hastalığı bulaştırıyorlar. Yani kısaca Covid 19 sanki yaşlı hastalığı imiş gibi bir algı yaratılarak yaşlı ölümleri de doğal ölümlermiş gibi yansıtılıyor.”
MARDİN SAĞLIK PLATFORMU
Sağlam, “SES ve MTO olarak Sağlık Müdürlüğü ile randevu talebimiz oldu. İl Sağlık Müdürü’nün şahsi telefonunu 2 gün boyunca aradık, mesaj attık ama talebimize herhangi bir cevap alamadık, dolayısıyla herhangi bir paylaşım ve ortak çalışma yapamıyoruz. Normal şartlarda kurulacak olan “İl Kriz Masası”na dahil edilmemiz gerekirken, veriler ve alınabilecek tedbirler bizden saklandığı, bizlerle paylaşılmadığı gibi hiçbir önerimizi paylaşma şansımız olmuyor” diyerek Mardin’de yaşananları anlatıyor.
Ancak meslek örgütleri, yine bazı illerde olduğu gibi bir araya gelerek bir platform oluşturmuş ve bu şekilde korona virüsüne karşı mücadele etme yöntemine başvurmuşlar. Sağlam, Mardin’de yaptıkları çalışmalarla ilgili şu bilgileri verdi: “SES ve MTO, Diş Hekimleri Odası olarak Sağlık Platformu oluşturduk ve önerilerimizi kapsayan bir basın metni paylaştık. Siyasi partilerle toplantı alıp, bilgi alışverişi ve önerilerimizi yaptık. İHD ve ÖHD ile cezaevindeki tutsakların durumu ile bilgi alışverişinde bulunup, talep ve önerilerimizi kapsayan basın metni hazırladık. Türkiye’de oluşacak olan yaygın bir salgın durumunda, İtalya ve Çin örneklerinde görüldüğü gibi, hem hastane donanımı, yoğun bakımlar hem de sağlıkçı sayısı konusunda ciddi eksiklikler yaşanacaktır. On binlerce sağlık çalışanının haksız yere KHK’lerle ihraç edilmiş olması, sağlıkçı açığını daha da artırmaktadır. Var olan bu aksaklık ve eksiklikler ne yazık ki Mardin ilimiz için de geçerli.”
ALKIŞ YETMEZ, EKİPMAN GEREKLİ
Korona virüsü tanısının konduğu hasta sayısının artması ve ölümlerin gerçekleşmesi kamuoyunun dikkatini doktorlara çevirdi. Doktorlar ve diğer sağlık çalışanları alkışlarla desteklendi. Ama virüse en yakın duran sağlık emekçilerinin yeterince korunmadığı da yine sağlık örgütleri tarafından dile getirildi. Sağlam da bu konuya değinerek, “Yöneticilerin alkışlamasına değil, güvenli koruyucu ekipmana ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
Büyük risk altında olduklarına dikkat çeken MTO Eşbaşkanı Osman Sağlam, şunları söyledi: “Çin’de, İtalya’da ve salgının yoğun görüldüğü diğer ülkelerde, hastalığa yakalanan ciddi sayıda sağlıkçı söz konusu. Bunun temel sebebi koruyucu kişisel ekipman (KKE) eksikliği ve ciddi anlamda bir acil afet planın olmaması. Şu anda hepimiz hastanelerde görev almaktayız. Bulaş açısından büyük risk altındayız. Kendimizin dışında ailelerimiz ciddi risk altında. Birçok yerde basit cerrahi maskeler bile sayı ile veriliyor. Gün boyu veya birkaç gün aynı maskelerle idare edilmemiz isteniyor. Koruyuculuğu daha yüksek olan ekipmanı kendi imkanlarımızla almak zorunda kalıyoruz. Halkın bizi alkışlaması gurur duyduğumuz, bize ve mesleğimize saygımızı artıran bir durum. Ama bizi ve ailelerimizi bu alkışlar korumayacak. Ekipmanın sağlanması, TTB ve SES'in önerdiği güvenli koşulların sağlanması gerekiyor. Biz sağlıkçıların, yöneticilerin alkışlamasına değil, güvenli koruyucu ekipmana ihtiyacımız var.”