Cumartesi Anneleri: Adalet istiyoruz

Cumartesi Anneleri, 783'ncü hafta açıklamalarında gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sormaya devam etti. Gözaltında kayıp yakını Maside Ocak, “Artık yeter, adalet istiyoruz” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumartesi Anneleri, korona virüsü salgını nedeniyle her haftaki açıklamalarını evden internet üzerinden yapmaya devam ediyor. Cumartesi Anneleri bu haftaki basın açıklamalarında gözaltında kaybedilişlerinin 22’nci yılında Metin Andaç, Neslihan Uslu, Hasan Aydoğan ve Mehmet Ali Mandal’ın akıbetini sordu.

‘ENGELLERİ KALDIRMAK DEVLETİN GÖREVİ’

Bu haftaki açıklamayı gözaltına kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak okudu. Ocak 783’ncü hafta açıklamasında, “Bilim insanları virüsten korunmanın ve yaygınlaşmasını engellemenin yolunun hijyenik ortamda izolasyon olduğunu söylüyor. İnsanlara hijyen koşullarında izole olma imkânı sağlamak devletin görevidir. Çünkü kişilerin önündeki ekonomik engelleri kaldırmak, sosyal adaleti sağlamak devlet olmanın gereğidir. Ayrıca her türlü hijyen koşullarından yoksun olarak hapishanelerde salgına yakalanma tehdidiyle karşı karşıya olan tutuklu ve hükümlülerin yaşam hakkı da devletin güvencesi altındadır. Devlet özgürlüğünden yoksun bıraktığı kişilerin sağlık ve iyilik hallerinin muhafazasını sağlamakla yükümlüdür” dedi.

NASIL KAYBEDİLDİLER?

31 Mart 1998 tarihinde 46 yaşındaki İzmir Bergama doğumlu Metin Andaç, 30 yaşındaki Düzce doğumlu Neslihan Uslu, 24 yaşındaki Tokat doğumlu Hasan Aydoğan ve 40 yaşındaki İzmir Menemen doğumlu Mehmet Ali Mandal İzmir Alaçatı’da gözaltına alındılar.

Ailelerin, avukatlarının, İnsan Hakları Derneği’nin, Uluslararası Af Örgütü’nün, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı; onların gözaltında oldukları kabul edilmedi. Hükümet adına dönemin İçişleri Bakanı Murat Başeskioğlu, “Adı geçen şahısların örgüt üyesi olmaktan dolayı halen arananlar listesinde olduğu anlaşılmıştır” dedi.

Olaydan bir yıl kadar sonra kendisini JİTEM ‘e bağlı 03 Tim görevlisi olarak tanıtan Turan Ünal isimli kişinin itiraflarına göre; Neslihan Uslu ve arkadaşları önce Foça’da askeri alan içerisinde olan kontrgerillaya ait binalarda işkenceyle sorgulandılar. Sonra İzmir’in Hatay Üçkuyular semtindeki binada tutuldular. Nisan sonunda ağır işkenceden çıkmış, kolları ve bacakları kırık, ilaçla uyuşturulmuş bir halde bir balıkçı teknesine bindirildiler. Bindirildikleri tekne İzmir Seferihisar açıklarında bomba ile infilak ettirilerek batırıldı. Olayın detaylarını anlatan Turan Ünal işkenceye katılanların eşkal bilgilerini ve isimlerini de verdi.

‘ADALET İSTİYORUZ’

Ocak bu bilgiler doğrultusunda açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bu iddialarla hakkında etkin bir soruşturma yürütülmedi; Uslu, Andaç, Aydoğan ve Mandal'ın akıbetleri karanlıkta bırakıldı. Ailelerinin 'Kaybolan yakınlarımızla ilgili tüm başvurularımızı sonuçsuz bıraktınız. Hiç olmazsa onların ölü veya diri olduklarını söyleyin, öldülerse bize cenazelerimizi verin' talebi bugüne kadar karşılıksız bırakıldı.”

“Artık yeter!” diyen Ocak şöyle devam etti: “Yargı makamlarını hukukun üstünlüğünü yaşatma ve yüceltme görevini yerine getirmeye çağırıyoruz. Gözaltında kaybedilişlerinin 22. yılında Neslihan Uslu, Metin Andaç, Hasan Aydoğan ve Mehmet Ali Mandal için adalet istiyoruz. Biz gözaltında kaybedilen sevdiklerimiz için hakikat ve adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz. 84 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.” (HABER MERKEZİ)